Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 85’inci yılında tüm yurtta törenlerle anıldı.
Saat 9.05’te milyonlarca Türk vatandaşı ülkenin dört bir yanında çalan sirenlerle saygı duruşunda bulundu.
Başkent Ankara’da Anıtkabir’de düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve kabine üyeleri de katıldı.
Erdoğan Özel’le el sıkıştı, yüksek yargı başkanları izledi
Cumhurbaşkanı Erdoğan törende geçtiğimiz hafta genel başkanlığa seçilen CHP lideri Özgür Özel’le tokalaştı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de törendeydi.
Gezi davası hükümlüsü Türkiye İşçi Partisi milletvekili Can Atalay’ın başvurusu nedeniyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile karşı karşıya gelen Anayasa Mahkemesi’nin başkanı Zühtü Arslan da Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ve Danıştay Başkanı Zeki Yiğit ile birlikte törende yer aldı.
Erdoğan: “Cumhuriyetimizi ilelebet payidar ve muzaffer kılmak için 21 yıldır olduğu gibi bugün de aşkla çalışıyoruz”
Tören sırasında Anıtkabir Özel Defteri’ni imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye Yüzyılı vurgusu dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı özel deftere, "Aziz Atatürk, vefatınızın 85'inci seneidevriyesinde bir kez daha zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı vatanımız için toprağa düşen kahraman şehitlerimizi ve aynı ideal uğrunda kanlarını akıtan gazilerimizi rahmetle yad ediyoruz. İlk asrını büyük bir gururla geride bırakıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına başladığımız Cumhuriyetimizi ilelebet payidar ve muzaffer kılmak için 21 yıldır olduğu gibi bugün de aşkla çalışıyoruz. Mazlumların umudu, kimsesizlerin kimsesi, vatandaşlarının gurur kaynağı olan Türkiye Cumhuriyeti'ni her alanda yüceltmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin yükselişine, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına ve milletimizin asırlık hedeflerine ulaşmasına hiçbir güç engel olamayacaktır. Ruhun şad olsun” yazdı.
Erdoğan: “Türkiye, dün ‘gardrop Atatürkçüleri’ bugün de ‘sosyal medya Atatürkçüleri’ olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir”
Daha sonra Beştepe Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Erdoğan “sosyal medya Atatürkçüleri” olarak tanımladığı çevreleri eleştirdi.
Cumhurbaşkanı, “Dillerinden Atatürk'ü ve Cumhuriyet'i düşürmeyenlerin geçtiğimiz bir asırda ülkemize neler kazandırdıkları, neler kaybettirdikleri milletimizin hafızasında mevcuttur. Türkiye, dün ‘gardrop Atatürkçüleri’ bugün de ‘sosyal medya Atatürkçüleri’ olarak ifade edebileceğimiz kesimden çok çekmiştir. Kavramların, kişilerin ve hassasiyetlerin istismarı dışında hiçbir icraatları olmayan bu mirasyediler, dün olduğu gibi bugün de sağa sola savruluyor. Öyle ki bu sıfatları terör örgütlerinden emperyalistlere, kendi ülkelerine düşman kim varsa herkesin dümen suyuna girmenin şemsiyesi yapacak kadar kontrolü kaybetmiş durumdalar” ifadelerini kullandı.
Atatürk son nefesini verdiği Dolmabahçe Sarayı’nda anıldı
İstanbul’daki törenlerin merkezi ise 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün son nefesini verdiği Dolmabahçe Sarayı oldu. Binlerce İstanbullu sarayın çevresinde ziyaret için uzun kuyrukları oluşturdu.
İstanbul Valisi Davut Gül, beraberinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 1. Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Ali Sivri, İstanbul İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Yusuf Kenan Topcu ile İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş Atatürk’ün Türk bayrağı serili yatağına çiçek bıraktı.
“Elimizden geldiğince her zaman onun izinde olacağız”
VOA Türkçe’nin konuştuğu yurttaşlar da çok duygusaldı.
10 Kasım’da Dolmabahçe’de olmak istedikleri için ailesiyle birlikte Antalya’dan geldiklerini ifade eden Feriha Erten, konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı. Erten, “Atamızın huzuruna çıktığımız için kıvanç duyuyoruz. Tabii ki hüzünlüyüz, ona çok şey borçluyuz. Ne mutlu ki bize, böyle bir lidere sahibiz” dedi.
Özgün Ayvaz isimli bir başka yurttaş, “Yılın en hüzünlü zamanındayız. Atamıza en çok ihtiyaç duyduğumuz, yokluğunu en çok hissettiğimiz bir zamandayız. Atamızı her zaman içimizde yaşatıyoruz” derken Ufuk Eken ise “Dolmabahçe Sarayı’nın 100. yılımızda çok daha kalabalık olduğunu görüyorum. Atamızı içimizden gelen en derin duygularla ölüm yıldönümünde anmak için buradayız. Elimizden geldiğince her zaman onun izinde olacağız” ifadelerini kullandı.
İzmirliler 10 Kasım’da Atatürk’e daha fazla sahip çıkılması çağrısı yaptı
Atatürk için saat 9'u 5 geçe tüm yurtta olduğu gibi İzmir’de de iki dakikalığına zaman durdu. İzmirliler, sirenler ve kornalar eşliğinde kentin her köşesinde saygı duruşunda bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği görsel koreografi etkinliğinde, Konak Atatürk Meydanı’nda saatler 9.05’i gösterirken 1881 İzmirli, “7’den 77’ye İzindeyiz” yazısı ve 9’u 5 geçe duran saat figürü oluşturdu.
Resmi anma programı da aynı saatte Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlendi. Törene İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Kemal Yeni, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve yurttaşlar katıldı. Törende Atatürk Anıtı'na çelenk bırakıldı.
Ardından Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Ata’ya Saygı Yürüyüşü’nde ise İzmirliler Atatürk’ün 350 metre uzunluğundaki dev posterini taşıyarak Alsancak Limanı’ndan Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü.
“Atatürk’e çok fazla sahip çıkıldığını düşünmüyorum”
Yürüyüşe katılan vatandaşlar, VOA Türkçe mikrofonuna Atatürk değerlerine daha fazla sahip çıkılması çağrısı yaptı.
Atatürk’ün kendisi için anlamını ‘varlık sebebimiz ve geleceğimiz’ diye açıklayan Nezahat Yılmaz, “Atatürk, özgürlük demek, seçmek ve seçilmek demek. Her 10 Kasım’da çok duygulanırım. Atatürk’e çok fazla sahip çıkıldığını düşünmüyorum. Ama umudum var. Atatürk’ün de dediği gibi, ‘gençlik benim umudumdur” ifadelerini kullandı.
“Çocuklarımıza Atatürk’ü öğretmemiz gerekiyor”
‘Atatürk’ün değeri gittikçe daha fazla anlaşılıyor’ diyen emekli öğretmen Hasan Yoruldu ise “Atatürk her şeyden önce Türkiye demek. Atatürk olmasaydı biz de olmayacaktık. Çocuklarımıza Atatürk’ü öğretmemiz gerekiyor. Çünkü Atatürk demek, adalet, özgürlük, yaşam demek. Benim daha 2,5 yaşında torunum var,’Atatürk nerede dedeciğim’ diyorum, ‘kalbimde’ diyor. 36 yıl öğretmenlik yaptım. Hep Atatürkçü gençlik yetiştirdim. O bakımdan mutluyum” dedi.
“Keşke Atatürk’e sahip çıkılsa, o zaman daha güzel günler görürdük”
Atatürk’ün kadın haklarına verdiği önemi vurgulayan peyzaj mimarı Özge Aysal ise “Atatürk aslında benim için sonsuz ifadelerden hepsi ama esas özgürlük ve gelecek yarınlar demek. Özellikle bir kadın olarak burada özgür bir şekilde yürüyebiliyorsak, yaşayabiliyorsak, nefes alabiliyorsak bunların hepsi Atatürk demek” şeklinde konuştu.
Çocuklarıyla etkinliğe katılan evkadını Nevin Demircan da, Atatürk’ün kendisi için “kadınlara tanınan özgürlüğü” ifade ettiğini söyledi. Demircan, “Keşke Atatürk’e sahip çıkılsa, o zaman daha güzel günler görürdük. Çocuklarımız var, umarım daha güzel bir gelecek inşallah bizleri bekliyordur” dedi.
“Bu sevgi ne parayla ne de bir vaatle satın alınır"
Atatürk’ün geride bıraktığı düşünce ve değerlerin hiçbir zaman yok edilemeyeceğini savunan yüzme antrenörü Yekta Sakallıoğlu ise, “Mustafa Kemal yeniden varoluş, yeniden umut demek. Sadece bir kişi değil, aynı zamanda bir düşünce yapısı. Düşünceler öldürülemez, yok edilemez. İyi ki başımıza böyle ulu bir lider gelmiş. Bu sevgi ne parayla satın alınır ne de bir vaatle alınabilir. Bu sevgi bambaşka bir sevgi” diye konuştu.
Yürüyüşün sonunda Türk Halk Müziği Korosu, Atatürk’ün sevdiği türküleri konsere katılan İzmirliler’le hep bir ağızdan seslendirdi.
Forum