Erişilebilirlik

Nedim Gürsel: ’Sarı Yelekliler Fransız Devrimi’nin İlk Çıkışını Hatırlatıyor’


Uzun yıllardır Fransa'da yaşayan Türk yazar Nedim Gürsel'in 30. kitabı Fransızca olarak basıldı. Gürsel’in "Özgür Türkiye Adını Yazarım" adlı kitabı, ünlü Fransız şair Paul Elouard'ın “Özgürlük Adını Yazarım” adlı ünlü şiirine atıfta bulunuyor.

Gürsel, dünyada, Türkiye'de ve Avrupa'da yükselen populizmi değerlendirirken, Fransa'yı sarsan Sarı Yelekliler hareketini de yakından izlediğini, hareketin Fransız Devrimi'nin ilk çıkışına benzediğini anlatıyor. Türkçe'de de 40'tan fazla kitabı basılan Nedim Gürsel'in eserleri, Avrupa, Balkan ülkeleri ve Arap ülkeleri başta olmak üzere pek çok dile çevirildi. Bir yazar olarak Türkiye'de en çok "düşünce ve ifade özgürlüğünün gerilemesinden" dolayı üzüldüğünü dile getiren ünlü yazar ile Paris'teki evinde konuştuk.

Nedim Gürsel: ’Sarı Yelekliler Fransız Devrimi’nin İlk Çıkışını Hatırlatıyor’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:09:43 0:00

VOA Türkçe: "Özgür Türkiye Adını Yazarım" adlı kitabınız Fransızca olarak basılan 30. kitabınız. Kitap Fransız medyasında geniş yer buldu. Neden bu kitap?

Nedim Gürsel: “Son kitabım, Fransız basınında yayınlanan siyasi yazılarımı içeriyor. Büyük şair Paul Eluard'ın "Özgürlük Adını Yazarım" şiirine bir gönderme var. Ben de "Özgür Türkiye Adını Yazarım" başlığını verdim. Türkiye'de giderek demokratik değerler önemsenmemeye başladı. Bir yazar olarak beni en çok ilgilendiren konulardan birisi ifade özgürlüğü. Bir de tabii ülkemizin Avrupa sürecinden uzaklaşması. Türkiye bir otoriterleşme sürecinden geçiyor ve bu kitap bu sürecin iz düşümlerini yazıyor. Sadece romanlarım nedeniyle ben de kendimi üç kez yargıç karşısında buldum. Halbuki her üç yargılama da beraatle sonuçlandı. Ama Türkiye tekrar yazarları yargılayan bir ülke konumuna geldi. Ve tabi bu, demokrasiyle bağdaşacak bir durum değil. Kendi yazarlık deneyimimden yola çıkarak bu yargılama süreçlerini değerlendirdim.”

VOA Türkçe: Rusya, İtalya, Amerika, Türkiye, hatta kendisini özgürlükler ülkesi olarak tanımlayan Fransa'da bile otoriterleşmeden şikayet ediliyor. Soğuk, üşüten, küresel bir rüzgar esiyor dünyada. Bu değişimi bir yazar olarak nasıl analiz ediyorsunuz?

Nedim Gürsel: “Evet. Kitaptaki bir yazımda da söz ediyorum. Fransız kültür adamı yazar entellektüel Andre Malraux, 21. Yüzyıl’dan söz ederken bu yüzyılın spiritüel (ruhani) ve dinsel bir yüzyıl olacağını öngörmüştü. Bu öngörüsünde yanılmadı. Türkiye giderek muhafazakarlaşan bir ülke oldu. Avrupa'da popülist hareketler yükselişe geçti. Buna karşın giderek farklı bir siyasi söylem başladı. Açıkçası bunu beklemiyordum.”

VOA Türkçe: İnsanlar seçiyor ve oy veriyor ama, yani bu politikalardan şikayetçi görünmüyor...

Nedim Gürsel: “Toplumlar, güçlü, otoriter ve bir ölçüde karizmatik liderler ister oldular. Oysa otoritarizmin ağır bastığı ülkelerde demokrasi hasar görüyor. Bu kaçınılmaz birşey. Ama Türkiye dahil bazı ülkelerde insanların buna önem verdikleri söylenemez. Gazetecilerin hapsedilmesi, yazarların yargılanması, bazı siyasetçilerin hapiste olması sanki halkımızı ilgilendirmiyor. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesini demokratik bulmuyorum. Ülkemizin kolayca otoritarizme eğilim göstermesi, belki anlaşılabilir ama kabul edilebilir değil. Cumhurbaşkanlığı sistemine Fransa'daki yarı başkanlık sistemi örnek gösteriliyor. Burada cumhurbaşkanı parti ile ilişkisini keser, parlamentoya adım atmaz. Halbuki bizde öyle değil. Ülkede bir kilitlenme sözkonusu. Ve bu ükesinde demokrasi isteyen benim gibi bir yazar için üzücü bir durum.”

"Sarı Yelekliler bir parça Fransız devrimini hatırlatıyor"

VOA Türkçe: Fransa'da son zamanalarda ilginç şeyler oluyor, köylüler, yoksullar, hiçbir siyasi partiye bağlı olmayan Sarı Yelekliler ayaklandı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nedim Gürsel: “Evet beklenmedik bir hareket. Daha önce örneği görülmedi. "La France d'en bas" (Alt tabaka Fransızlar) denilen yoksul ve alt orta sınıf hareketlendi. Ne yazık ki bazı şiddet olayları da yaşanıyor. Polisin orantısız güç kullanmasından da şiddetin kaynaklandığını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Macron bir ulusal tartışma önerdi. Bir diyalog arayışı içine girdi. Ama kitle bunu yeterli bulmadı. Gösteriler devam ediyor. Sosyologlar bile henüz bir tanımlama yapabilmiş değiller. Ama bir halk hareketi bu kesin. Belli bir ideolojisi yok. Bir siyasi partinin güdümünde değil. Bu hareketin Fransa gibi derin siyasi kültürü olan bir ülkede beklenmedik bir biçimde ortaya çıkması da doğrusu beni şaşırttı. Bir parça Fransız devirimini hatırlatıyor. En azından göstericiler Fransız devrimini başlatan "les sans culottes" denilen "Donsuzlara" gönderme yapıyorlar.”

Göstericilerin en çok dile getirdiği slogan Macron'un çekip gitmesi. Ama bu olanaksız. Çünkü Macron seçimle geldi. Giderek radikalleşen, şiddetin arttığı bir süreç yaşıyoruz. Umarım ortalık biraz yatışır ve haklı gerekçelerle gösteri yapan bu kitle de taleplerini elde eder.”

"Fransa'da ifade özgürlüğü var"

VOA Türkçe: Sizce bir çıkış görünüyor mu? Mayıs'ta Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar devam edeceği söyleniyor. Burada kaldığınız 30 yıla baktığınızda, Fransız toplumunu nasıl evrildi?

Nedim Grüsel: “Macron'un otoriter olduğunu söylemek bana biraz abartılı geliyor. Yarı başkanlık sistemi var, ve cumhurbaşkanının bir takım yetkileri var. Macron da diğer cumhrubaşkanları gibi yetkilerini kullanıyor. Ama söylemi ve davranış biçimi evet biraz piramidal, biraz dikey bir çağrışımı var. O bakımından kendisine 'Jüpiter' benzetmesi belki normal. Ama Fransa'da bir özgürlük ortamı var. Herkes düşüncesini söylüyor. Ben de istediğim gibi konuşuyorum. Bunu görüyorum. Fransa'da gerçek anlamda ifade özgürlüğü ortamı var. Herkes, her birey, her akademisyen, düşüncesini söylüyor. Ve bunu yaptığı için hapse atılan yargılanan kimse yok. Ama gösteriler şiddete dönüştüğünde polisin müdahalesi oluyor. Bu tartışılabilir. Fransa'da ifade düşünce düzeyinde bir sıkıntı yaşamıyoruz. ‘Fransa otoriterleşiyor’ demek doğru değil. Bu göstericiler hemen hemen bütün TV kanallarına hergün davet ediliyor. Ve bu insanlara 'taleplerinin ne olduğu' soruluyor. Anayasanın da garantisi altında bir gösteri özgürlüğü, bir ifade ve düşünce özgürlüğü var. Ne yazık ki bunlar Türkiye'de geride kaldı.”

VOA Türkçe: Yeni bir yıla girdik, 2019'dan ne bekliyorsunuz ?

Nedim Gürsel: “Biraz kahinlik olur ama Türkiye'nin gidişatı bence olumsuz. Ekonomik kriz askıya alındı ama 31 Mart'tan sonra ekonomik kriz olabilir. Umarım Suriye'de Türkiye büyük bir askeri maceraya girmez ama öyle görünüyor. Elbette sınırları korumak hükümetin görevi. Ama askeri maceralar da sonuç vermiyor. 2019 için en çok hukuk devleti ile düşünce ve ifade özgürlüklerinin yeniden inşa edilmesini diliyorum. Hala iddianamesini göremeden hapiste olan insanlar var.”

Sait Faik kitabı geliyor

VOA Türkçe: Neden edebiyattan çok siyaset yazmaya başladınız?

Nedim Gürsel: “Siyaset yazıyorum. Ama bu demek değil ki edebiyattan uzaklaşıyorum. Önümüzdeki yıl Türkiye'de Sait Faik'i anlattığım bir kitabım basılıyor. Biyografik unsurlar da taşıyan ama deneme kıvamında bir Sait Faik kitabı yazdım. Roman projem de var ama biraz sürüncemede. Yazılma süreecinde olan kitaplar var. Ama bütün bunların gerçkleşmesi için bir heves ve umut gerekiyor, işte o azalmakta. Bütün konuşmam boyunca söylediğim nedenlerden dolayı”.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG