Erişilebilirlik

OHAL’in Devamına Karar Verildi


Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) dünkü tavsiye kararıyla Bakanlar Kurulu’nun olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına üç ay süreyle daha devam edilmesi yönündeki tezkeresi, TBMM’de kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu’nda bugün OHAL’in 3 ay süreyle 6’ncı kez olarak uygulanmasına AKP ve MHP’nin oylarıyla karar verildi. Böylece Türkiye, 20 Ekim 2017 tarihinden itibaren 10 Ocak 2018’e değin OHAL altında yönetilecek. Dolayısıyla darbe girişimi gerekçesiyle hayata geçen OHAL, bu karar ile 18 ay boyunca uygulanmış olacak.

TBMM’de, Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel’in 25 Eylül’deki ölümü nedeniyle iktidardaki AKP’nin artık 316 sandalyesi bulunuyor ancak TBMM Başkanı’nın oylamaya katılamaması itibarıyla 315 milletvekili oy kullanabiliyor. OHAL’in uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi oylamasında ise, oy çokluğuyla kabul edilmesi mümkün olduğundan dolayı AKP’nin tek başına sandalye sayısı yeterli oluyor. Buna rağmen ilk ilan edilişinden bugüne AKP’nin yanı sıra MHP de OHAL tezkeresine ‘evet’ oyu verdi.

TBMM’deki OHAL tezkeresine ilişkin bugünkü görüşmelerde ise gerilim atmosferi hakimdi. AKP adına İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın konuşması sırasında Fethullah Gülen’in liderliğindeki terör örgütü yapılanması FETÖ’yü OHAL’in uzatılmasına gerekçe göstermesine, CHP’nin tepkisi sert oldu. CHP sıralarından milletvekilleri, AKP’nin yıllarca FETÖ ile işbirliği yaptığını belirterek, şimdi bunun OHAL gerekçesi yapılmasını eleştirdi.

Söz alan CHP’li Mahmut Tanal’ın, AKP’nin FETÖ ifadesini 2013 yılında 17-25 Aralık soruşturma süreçleriyle yolsuzluk konuları gündeme gelince kullanmaya başladığını belirterek, “AK Parti’nin yükselişi FETÖ’nün yükselişidir” ifadesini kullandı. Tanal’ın konuşmasıyla birlikte AKP’lilerden CHP’ye suçlamalar geldi. CHP’liler ise, AKP’li vekillere FETÖ’yü yeni keşfetmekle suçladı.

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı söz alarak, FETÖ tehlikesi üzerinden siyasi polemikler yapılmaması çağrısı yaptı. Ancak CHP sıralarından “Birlikte hesap vereceksiniz” tepkisi geldi. AKP sıralarından, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kast edilerek, “Kaset ile, kucakta geldi” gibi ifadeler dile getirildi. Bu noktada, CHP ile AKP sıralarından milletvekilleri karşılıklı ayağa kalktı. AKP ile CHP’liler arasındaki sözlü atışma gittikçe sertleşti.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de, AKP adına OHAL’in uzatılması yönünde konuşan Dağ’ın, FETÖ bağlantısıyla tutuklanan Ahmet Küçükbay’ın binasında oturduğunu ve vakıflara FETÖ için atamalar yaptığını belirterek, bugünse FETÖ mücadelesi kahramanı rolüne soyunduğunu söyledi. Bu sözler üzerine uzun süre CHP ile AKP arasında sözlü atışmalar yaşandı ve TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, sıklıkla oturuma ara vermek durumunda kaldı.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın konuşmasında, OHAL’in ancak terör örgütü destekçilerince uzatılmasına karşı çıkılacağı yönündeki sözleri de CHP’nin sert tepkisine neden oldu. Bozdağ’ın konuşmasına karşılık CHP’li Özel, OHAL’in gerekçesi olana FETÖ ile AKP’nin işbirliğini vurguladı. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ise, müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesine ilişkin kadın protestolarına yapılan sert polis müdahalesini anımsatarak, OHAL’in bunun gibi pek çok insan hakkı ihlaline zemin hazırladığını ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, muhalefet tepkisine rağmen yeniden söz alarak, FETÖ’nün siyasi ayağı olarak CHP’yi suçlayan ifadeler sarf etti. Bu durum CHP’nin tepkisine neden olurken; Ankara Milletvekili Necati Yılmaz kürsüye gelerek Bozdağ’a AKP iktidarında neler yaşandığını anımsattı. CHP’li Yılmaz, Gülen için AKP’nin bir dönem “Hocaefendi” dediğini işaret ederek, “Siz adını değiştirmeye karar verdiğinizde adı FETÖ olmadı. Bu örgüt uzun yıllardır bizler için FETÖ idi” tepkisi gösterdi.

AKP ve MHP “terör” gerekçesiyle OHAL talep etti

TBMM’deki görüşmelerde ise, AKP ve MHP’nin OHAL’in uzatılması konusundaki gerekçesi terörle mücadele olarak öne çıktı. AKP Grubu adına konuşan Hamza Dağ, “Türkiye'nin olağanüstü tedbirlerle karşı karşıya bulunduğunu bugün kim inkar edebilir? Olağanüstü tehditler, olağanüstü tedbirleri gerektirir. Terörle mücadeleye yönelik ihtiyaçlar kalktığında elbette OHAL de sona erecektir” dedi. Dağ, terörle mücadelesini sürdürebilmek için AKP olarak “evet” oyu kullanacaklarını ifade etti.

MHP Grubu adına Grup Başkanvekili Erkan Akçay da, “Türkiye, taşeron terör örgütleriyle mücadele etmektedir. FETÖ, bunlardan sadece birisidir. PKK, IŞİD, DHKP-C hepsi aynı kuklanın farklı parçalarıdır, kuklayı oynatanlar da bellidir. FETÖ virüsünü devlet kurumlarından temizlemek için yürütülen idari ve adli süreçler, geniş çaplı bir şekilde devam etmektedir. Cumhuriyet tarihimizin en geniş çaplı idari tasfiyesini ve adli soruşturma sürecini yaşıyoruz. Öte yandan, tarihimizin en kanlı üç terör örgütü; PKK/PYD, IŞİD ve FETÖ ile her platformda mücadele devam etmektedir. OHAL’i bireysel özgürlüklere, hayatın günlük akışına karşıt olarak değerlendirmemek lazımdır. Tahribat büyüktür; ilaçla tedavi, kısmi veya mevzi tedbirlerle onarım ihtimal dâhilînde gözükmemektedir, yaraya neşter vurulması şarttır.” diye konuştu. Akçay, terör gerekçesiyle tezkereye “evet” oyu vereceklerini dile getirdi.

CHP: ‘Türkiye’nin OHAL’e değil Meclis’e ihtiyacı var’

TBMM’deki görüşmelerde, CHP ve HDP’nin öncelikli eleştirisi AKP’li milletvekillerinin OHAL’in uzatılması gibi hayati bir konu gündemdeyken salonda yer almamaları oldu. Sözlü tartışmalar yaşanıncaya ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın konuşmasına kadar OHAL’in uzatılmasına ilişkin görüşmelerde AKP sıraları genellikle boş kaldı.

CHP Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel ise, 80 milyonu ilgilendiren OHAL yetkisi gündemde olmasına rağmen AKP’li vekillerce ilgi gösterilmemesini eleştirdi. “OHAL bahanesiyle yetkilerin hepsini elinde toplayan iktidar 80 milyon kişinin kaderini tek bir kişinin iki dudağı arasına teslim etmiştir” diyen Adıgüzel, OHAL gerekçesiyle yayımlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) düzenlemeleriyle örneğin İbrahim Kaboğlu, Murat Sevinç, Yüksel Taşkın, İlhan Uzgel gibi nice FETÖ aleyhtarı akademisyen isimlerin ihraç edildiğini kaydetti. FETÖ darbeyle iş başına gelseydi yapacağı ihraçları Hükümet’in yaptığını söyleyen Adıgüzel, “OHAL döneminde 1,1 milyon kişi daha kayıt dışı çalışmaya mahkûm edildi. OHAL ilan ettiğinizden bu yana en az 425 kadın öldürüldü, onlarca çocuğumuz şiddete uğradı. OHAL gündelik yaşamımızın bir parçası hâline geldi. Paneller, festivaller yasaklandı. OHAL yasaklarında yitirdiğimiz insanlar anılamaz oldu. FETÖ ile mücadele bahanesiyle bugün beşinci kez Meclis’ten geçirmeye çalıştığınız OHAL ile yetki ve sınırlarını aştığı bugün herkesçe malum olan bir düzen yaratılıyor” dedi.

Darbe girişimindeki siyasi ayağa ilişkin somut adım atılmadığını da belirten Adıgüzel, “Bugün, AKP iktidarının yaşanan onca acıya rağmen 15 Temmuz’dan bir ders almadığı, bu acı tablonun sorumluluğunu zerre kadar hissetmediği ortada. İktidar dün yaptığı hataları bugün de tekrarlıyor. Bakın, bugün, eğitimde FETÖ’den boşaltılan koltuklara başka cemaat ve vakıflar yerleştiriliyor” diye konuştu.

Adıgüzel, CHP olarak Türkiye’nin olağanüstü hâl uygulamasına değil, milletin hakkının, hukukunun ve onurunun Meclis çatısı altında korunmasına ihtiyacı olması nedeniyle “hayır” oyu vereceklerini açıkladı.

HDP sayılarla OHAL’i anlattı

HDP Grubu adına söz alan Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp da, AKP’lilerce muhalefeti dinlemeye dahi gerek duyulmamasını eleştirerek konuşmaya başladı. Yiğitalp, OHAL’de bugüne değin neler yaşandığını özetleyerek, çarpıcı rakamlarla şunlara dikkat çekti:

“OHAL’de ihraçlar oldu, açığa almalar oldu, sürgünler oldu. 4 bin 302 yargı, 6 bin 470 TSK, 3 bin 106 Jandarma, 155 Sahil Güvenlik Komutanlığı, 22 bin 984 Emniyet Genel Müdürlüğü mensubu, 75 bin 102 kamu görevlisi olmak üzere 112 bin 119 kişi görevinden alındı. Ayrıca, sözleşmesine son verilen, sözleşmesi yenilenmeyen kamu görevlileri de eklendiği zaman, görevine son verilen kamu görevlilerinin toplam sayısı 150 bini aştı. Eğer onları da bir araya getirirsek toplamda ayrıca 30 kamu emekçisi ihraç edildi. 40 bine yakın kamu görevlisi görevden uzaklaştırıldı, daha sonra bunlardan 34 bine yakını görevine iade edildi. OHAL’de kadın cinayetleri ne oldu? OHAL’de kadın cinayetleri yüzde 50 arttı. Sağlık sektöründe çalışan emekçilerden 7 bin 573 kişi hukuksuzca işinden atıldı. 46 hastane, 5 tıp fakültesini kapatan AKP iktidarı, buralara istihdam edilen binlerce sağlık emekçisinin sağlık hizmeti sunumunu ve halkın sağlığa erişimini kısıtladı. Türk Tabipleri Birliği’nden doktorlar, KESK üyesi kamu personeli ihraç edildi. Meslek odalarına ve sendikalara baskılar arttı, hatta bazı yerlere kayyumlar atandı.”

OHAL gerekçesiyle ayrıca zeytinlikler yapılaşmaya açılırken rant elde etmeye dönük imar planları yapıldığını da kaydeden Yiğitalp, Türkiye’nin savunma bütçesi artışı yanı sıra “AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın kullandığı, hesabı sorulmayan örtülü ödenekten ise sadece temmuz ayında 154 milyon TL harcandı.” bilgisini verdi.

Yiğitalp, OHAL’in yarattığı bu tablo itibarıyla üç ay uzatılmasına karşı “hayır” oyu vereceklerini açıkladı.

OHAL süreci nasıl gelişti?

Türkiye’de 1980 askeri darbesinden sonra ilk kez tüm ülke genelinde 15 Temmuz Darbe Girişimi gerekçe gösterilerek OHAL ilan edildi. Bakanlar Kurulu’nun OHAL ilanı kararı, TBMM’nin 21 Temmuz 2016 tarihli ve 1116 sayılı kararı ile kabul edilince ülke genelinde hayata geçti.

OHAL’in ilk ilanından itibaren iktidar partisi AKP’li yetkililerce “en kısa sürede sonlandırılacak” yönünde açıklamalar da yapıldı. Buna rağmen Türkiye’de OHAL’in 2’nci kez 3 aylığına yürürlüğe konulması, 1 Ekim 2016 tarihli ve 1130 sayılı TBMM kararı ile uygulandı.

Sonrasında 16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliğine ilişkin halk oylaması gerekçesiyle OHAL’in uzatılacağı kamuoyuna duyuruldu. Bu çerçevede, TBMM’nin 3 Ocak 2017 tarihli ve 1134 sayılı kararıyla OHAL uygulamasına devam edildi. Böylece 19 Ocak gününden itibaren geçerli olmak üzere OHAL uygulaması, 3’ncü kez kabul edildi ve 20 Nisan’a değin uzatıldı.

Halk oylaması süreci tamamlanmasına rağmen OHAL uygulaması, 19 Nisan’dan itibaren üç ay süreyle geçerli olmak üzere 4’ncü kez hayata geçirildi. TBMM’nin 18 Nisan tarihli ve 1139 sayılı kararıyla OHAL ilanına devam edilmesini öngören Bakanlar Kurulu tezkeresi onaylandı.

Son olarak OHAL’in, TBMM’nin 17 Temmuz tarihli ve 1154 sayılı kararıyla üç ay süreyle 5’nci kez uygulanması söz konusuydu. OHAL, 19 Ekim’e kadar uzatılmıştı.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG