Erişilebilirlik

Örgüt üyeliği suçlamasıyla gözaltına alınan 7 gazetecinin tutuklanması tepki çekti


VOA Türkçe’ye konuşan basın örgütlerinin temsilcileri, ifade özgürlüğü olmadan hiçbir sorunun konuşulamayacağını söyledi.
VOA Türkçe’ye konuşan basın örgütlerinin temsilcileri, ifade özgürlüğü olmadan hiçbir sorunun konuşulamayacağını söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Van, Mersin ve İstanbul’da düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan gazetecilerin tutuklanması basın örgütlerinden tepki topladı.

VOA Türkçe’ye konuşan basın örgütlerinin temsilcileri, ifade özgürlüğü olmadan hiçbir sorunun konuşulamayacağını söyledi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararı üzerine gazetecilerden Reyhan Hacıoğlu Van’da; Vedat Örçün Mersin’de; Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş ve Velat Ekin de İstanbul’da 17 Aralık'ta gözaltına alındı. İstanbul’da gözaltına alınan gazeteciler Adliye’ye sevk edilirken, diğerleri bulundukları yerlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdi.

Ancak savcı dün, gazetecilerin ifadelerini almayarak tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti. Hakimlik, 6 gazetecinin de "terör örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanmasına karar verdi.

Tutuklamaya tepkiler büyüyor

Gazetecilerin tutuklanmasına meslektaşları ve siyasilerden tepki geldi. Birçok kişi X platformu üzerinden açılan #GazetecilikSucDegildir etiketiyle tepkilerini dile getirdi.

DEM Parti’nin de bünyesinde bulunduğu Halkaların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, tepkisini dile getirirken “Gazeteciler iktidarın istediği haberleri yapmak zorunda değildirler. Gerçekleri çarpıtmak yerine hakikati kovalarlar. İktidarın emir eri değildirler ve meslekleri sorgulamayı gerektirir” dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise tutuklanan gazetecilerin birçok kesimin sözcüsü olduklarını savunarak, “Özgür Basın Emekçileri Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin, kadınların, gençlerin, doğanın, emekçilerin sesi oldular. Baş eğmediler, geri adım atmadılar. Haberlerine, programlarına taşıdıkları gerçeklere layık bir gazetecilik yaptılar. Tutuklandılar. Hakikatin emeğini durduramazsınız, hakikatin sesini susturamazsınız” ifadesini kullandı.

Tutuklama kararına tepki gösterenler arasında Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan da vardı. Sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Aslan, “Bu gazeteciler, hangi somut delile dayanarak örgüt üyesi olmakla suçlandılar?” sorusunu yöneltti.

Aslan, son aylardaki çözüm süreci tartışmalarına dikkati çekerek, “Devletin de izniyle İmralı’da belirli temasların olduğu bir zamanda diğer yandan da gazetecileri tutuklamak, iktidarın çizdiği sınırların dışındaki haber ve yorumlar için sopa sallamak anlamına gelir. Daha önce tutuklanan yedi gazeteciye, altı gazeteci daha ekleyen iktidarın bu baskı ve zulmü kabul edilemez! Tutuklanan gazeteciler serbest bırakılsın” dedi.

Gazetecilerin üyesi olduğu Dicle Fırat Gazeteciler Derneği de tepkisini “Verilen bu kararı kabul etmiyoruz. Bugün tutuklanan arkadaşlarımız gibi baş eğmeyeceğiz ve hakikatleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz. Her ne olursa olsun gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz” ifadesiyle dile getirdi.

Gazetecilerin tutuklanmasına bir tepki de DEM Parti’den geldi. DEM Parti’den yapılan açıklamada tutuklama kararı kınandı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Hiçbir hukuki gerekçesi olmayan bu kararı en sert şekilde kınıyoruz. Hukukun ayaklar altına alındığı, insan haklarının hiçe sayıldığı böylesi bir dönemde her şeye rağmen hakikati yazan gazetecileri tutuklamalarla susturamazsınız. Nazımların ve Cihanların kalemini yerde bırakmayan gazeteciler daima olacak, yılmayacaklar.”

Ok: “İfade özgürlüğü sağlamadan hiçbir meseleyi konuşamazsınız”

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, gazetecilerin yaptıkları haberlerle suçlandığını söyledi.

Gazetecilerin örgüt üyeliği ile suçlanması için örgütün hiyerarşik yapısı içinde olması gerektiğini savunan Ok, “Burada hiçbirisi yok. Burada özellikle Avrupa'da faaliyet gösteren medya organlarında haber yapan, sunuculuk yapan ve onlardan yaptığı haber karşılığı ücret alan gazetecileri tutukladılar. Bu ifade özgürlüğü açısından, basın ilkeleri açısından açıklanamaz bir durumdur. Bunun örgüt üyeliği ile ilgili ne hukuki ne de etik olarak bir açıklaması var” dedi.

Son aylardaki çözüm sürecine de değinen Ok, ifade ve basın özgürlüğü olmadan çözüm sürecinin başarıya ulaşma şansının olmadığını dile getirdi. Çözüm sürecindeki tarafların ifade özgürlüğü üzerinde uzlaşmaları gerektiğine vurgu yapan Ok, şunları söyledi:

“İnsanlar fikirlerini tartışmadan, haberleri okumadan, sansüre uğramadan, kendi fikirlerini söylemeden bir çözüm sürecinin başarıya ulaşması şansı yok. Çözüm süreci taraflarının öncelikle kesin olarak ifadeye özgürlük sağlaması gerekiyor, o konuda uzlaşılması gerekiyor. Siz Kürtlerle ilgili haber yapan, Kürtlerin derdini anlatan, gazetecileri tutuklayarak bir çözüme ulaşma şansına sahip olamazsınız. İfade özgürlüğü sağlamadan hiçbir meseleyle konuşamazsınız.”

Disk-Basın İş Diyarbakır Temsilcisi Boltan: “Tutuklanan gazeteciler her gazetecinin yaptığını yapıyordu”

Disk-Basın İş Diyarbakır Temsilcisi Hakkı Boltan ise kritik süreçlerde gazetecilerin baskı altına alındığını söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Boltan, “Tutuklanan gazeteciler her gazetecinin yaptığını yapıyordu” dedi.

Tutuklanan isimlerin Kürt kamuoyu tarafından tanınan ve sevilen gazeteciler olduğunu aktaran Boltan, şöyle konuştu:

“İktidarlar için kritik olan süreçlerde ve politikalarının kamuoyunda bilinmesini istemedikleri süreçlerde gazetecilere yönelim oluyor. Bu süreç devam ediyor. Gazetecilere baskılar bu çerçevede aralıksız devam ediyor. Tutuklanan meslektaşlarımızın hepsi programlar yapıyorlar, ekran yüzüdürler. Halk tarafından seviliyor ve tanınıyorlar. Doğrudan bunları hedef almışlar. Buradaki amaç hem halkın sempatisi ne kazanan hem de işini iyi yapanların hedef alınmasıdır ve bunlara yönelim oluyor. Bu arkadaşları tanıyorum kendi işlerinde iyiler ve kendi işleri dışında da bir şey yapmıyorlar. Haber ve doğruluk peşinde koşuyorlar. İktidar bundan rahatsız oluyor. Tutuklanmalarının hukuki hiçbir gerekçesi yok. Her gazeteci ne yapıyorsa onu yapıyorlar. Bunu herkes şahittir iktidar gazetecilik yapanlara saldırıyor. Bu arkadaşların şahsında gazetecilik tutuklanıyor. Gazetecilerin bu tarz saldırıların hedefi olmaması için dayanışmanın büyütülmesi gerekiyor ve herkesin gazeteciyi savunması gerekiyor.”

Boltan, çözüm süreci tartışmalarına da vurgu yaparak, “İktidarın bütün işleri çelişkilidir. Sahnede günlük söylediği sözler pratikleri ile uyuşmuyor. Halkın bir beklentisi var, bazı değişiklikler olması yönünde beklentiler var ama söylenenler arasında çelişkiler var. Bir tarafta barış, kardeşlik, eşitlikten bahsedeceksiniz; öbür tarafta da gazetecileri, muhalefeti tutuklayacaksınız, kayyum atayacaksınız. Bunların hepsi çelişkidir. Bunların şeffaflaştırılması lazım. Bu tarz davranışlar sonuç getirmez ve sonu başarısızlıkla sonuçlanır” şeklinde konuştu.

Suriye’nin kuzeyinde iki Kürt gazetecinin öldürülmesini protesto etmek isteyen 7 gazeteci tutuklanmıştı

Bianet Medya Gözlem Raporu’na göre 2024’te 400’den fazla gazeteci yargılanırken açılan soruşturmaların sayısı daha da fazla.

Yılın son ayında Suriye’nin kuzeyinde iki Kürt gazetecinin öldürülmesini protesto etmek isteyen 7 gazeteci tutuklanmıştı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Mayıs ayında yayınladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 165. sıradan 158. sıraya yükselse de hala Filistin (157), Tacikistan (155), Yemen (154) Pakistan (152) Sudan (149) gibi ülkelerin arkasında yer alıyor.

Forum

XS
SM
MD
LG