Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hafta başında Türkiye’yi ziyaret edecek ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelecek. Ankara ile Moskova arasındaki diplomatik ilişkiler bu ziyaretle taze güç kazanacak ama Suriye konusunda artan anlaşmazlıklar ve Türkiye’nin Suudi Arabistan’a yakınlaşması, Putin’in ziyaretine gölge düşürebilir.
Putin’in İstanbul’da Dünya Enerji Kongresi’ne katılması, Türkiye’nin Suriye jetini vurmasından sonra bozulan ilişkilerin düzeltilmesi yönünde atılan son adımlardan biri olacak.
Ankara merkezli Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (TASAM) Murat Bilhan, Erdoğan’ın St. Petersburg ziyaretinin ardından Putin’in iade-i ziyaret yaptığına dikkati çekti. Bilhan, şu ana kadar ilişkilerin yeniden rayına oturması için normalleşme adımları atılmış olsa da, Türkiye’deki görüşmenin olumlu etkilerinin daha fazla olacağını söyledi.
Bu pozitif gelişmelerin enerji işbirliği alanında olacağı öngörülüyor. Türkiye, Rusya ile Avrupa arasında coğrafi bir köprü. Moskova, bu köprüyü Avrupa pazarına gaz ulaştıracak alternatif bir boru hattı güzergahı olarak görüyor. Türk Akımı adı verilen boru hattı projesi, ilişkilerin geçen yıl bozulması üzerine dondurulmuştu.
Anlaşma arayışları
Carnegie Europe uzmanlarından Sinan Ülgen de Putin’in İstanbul ziyaretinin ülkeleri bir araya getirecek somut adımların atılmasını sağlayacağı görüşünde. Ülgen, bu vesileyle Türk Akımı konusunda hükümetler arasında bir anlaşma beklentisi olduğunu da söylüyor; yani enerji konusunda işbirliğinin daha da ilerletilmesi konusunda açıklamalar olabilir.
Ancak Putin’in ziyareti beraberinde zorlukları da getirecek. Ülgen’e göre Ankara ve Moskova özellikle Suriye ve Irak konusunda aynı fikirde olmadığından, anlaşmazlıklar yaşanacak.
Erdoğan, Moskova ile ilişkileri canlandırmak için, Suriye politikasını yumuşattı ve Suriye lideri Beşar Esat’ın hemen gönderilmesi talebinden vazgeçti. Onun yerine Esat’ın, siyasi geçiş sürecinde iktidarda kalabileceğini söyledi. İddialara göre Ankara, Suriyeli muhaliflere desteğini azaltmayı da kabul etti.
İlişkilerin rekabeti
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan’la ilişkilerini derinleştirerek Şam’a karşı tavrını yine sertleştiriyor.
Bölgenin deneyimli diplomatlardan Aydın Selcen’e göre bu bir nevi jonglörlük, birçok topu havada sürekli çevirmek ise mümkün değil ve Ankara artan biçimde tartışmalı bir siyaset izliyor. Eski diplomat, Türkiye’nin hem cihatçı unsurlara gizlice destek verip hem de Moskova ile işleri yoluna koyamayacağını söylüyor.
IŞİD’le savaşan Türk ordusu, Rusya’nın ‘operasyonu kısa kes’ uyarılarına rağmen Suriye’nin daha da içlerine ilerliyor. Bu, Moskova’nın huzursuzluğunu artıran bir hamle.
Sinan Ülgen’e göre ise, Türk dış politikasında herhangi bir çelişki yok. Rusya ile gerçek bir yakınlaşma değil, normalleşme mevcut. Zira yakınlaşma, Suriye konusundaki yaklaşımlarında çakışmaya yol açabilir. Bu yüzden de bu olmuyor. Ülgen, bu durumun Kasım 2015’te Rus jetinin düşürülmesinden önce de böyle olduğuna dikkat çekiyor: “İlişkiler iyiydi, ama taraflar arasında bölgesel ayrılıklar vardı. Hatta Suriye konusunda anlaşmama konusunda anlaşmış gibilerdi. Bugün de yaşanan bu; yani Türkiye’nin Suudi Arabistan’la yakınlaşması, Rusya ile ilişkilerin normalleşmesine ters düşmüyor.”
Ankara ve Riyad yakınlaşıyor
Sinan Ülgen, Rusya destekli Suriye rejim güçleri muhaliflere baskısını artırırken, Ankara’nın da Riyad ile ilişkilerini daha da derinleştireceği görüşünde. Rusya, Türkiye’nin ve Suudi Arabistan’ın destek verdiği muhalif grupların çoğunu terörist olarak niteliyor. Murat Bilhan’a göre tüm bu farklılıklar, Putin-Erdoğan görüşmesinde gündeme gelecek.
Bilhan, Suriye konusunda bu farklılıkların azaltılmaya çalışılacağını söylüyor; radikal değişiklikler beklenmese de iki ülkenin birbirine ihtiyacı var, zira Rusya’nın ekonomisi iyi durumda değil: “Türkiye ise daha muhtaç durumda zira izole edilmiş görünüyor ve dostlara ihtiyacı var.”
Irak da Rusya-Türkiye ilişkilerini karışık hale getirebilecek bir tehdit. Bağdat, Moskova’nın bölgesel müttefiki ve Ankara, Irak’ın Başika üssünden güçlerini çekmeyi reddediyor.
Ankara özellikle enerji alanında kazançlı ticari anlaşmaların cazibesine bel bağlıyor gibi görünüyor. Böyle bir girişim, Moskova ile bölgesel farklılıkların çözümlenmesi yönündeki çabaların kolaylaşmasını sağlayabilir.
Uzmanlar, bölgesel baskı artarken Moskova ve Ankara’nın farklı taraflara düşmesinin, yakın ilişkileri zorlaştırabileceğine dikkat çekiyor.