Suriyeli isyancılar ülkenin en büyük kenti Halep’i kontrol altına almak amacıyla orduya karşı mücadele veriyor. Kentte yaralıları tedavi etmek amacıyla çok az hastane hizmet veriyor. Son hava bombardımanları yüzünden yaralanan sivillerin sayısı artmış durumda. Amerika’nın Sesi muhabiri Scott Bob’un Halep’ten bildirdiği haberi sunuyoruz.
Halep’teki Darüşşifa hastanesinde Özgür Suriye Ordusu’nda çarpışan yaralı milisler tedavi görüyor.
Hastanede siviller de tedavi görüyor. Bu çocuk bir mermiyle yaralanmış. Mermi omuzundan girip göğsüne saplanmış.
Bu aile panik ve üzüntü içinde. Evlerine bir havan mermisi düşmüş. Yaralılar arasında iki de bebek var. Bu gencin bacağı parçalanmış. Hayatta kalacak ama bacağını kesmek zorunda kalacaklar.
Babanın cesedi kaldırıma yatırılmış. Başına bir şarapnel isabet etmiş. Hastaneye yetiştirilemeden hayatını kaybetmiş.
Soyadını vermeyi reddeden Dr. Osman, sekiz doktoru ve on hemşiresiyle günde 140 hastaya baktıklarını söylüyor. Hastanede gönüllüler, tıp öğrencileri ve veterinerler de çalışıyor: “Sağlık personeline ihtiyacımız var. Beyin ve kalp cerrahlarına ihtiyacımız var. Yoğun bakım uzmanlarına ihtiyacımız var.”
Burası eskiden tam teşekküllü bir hastaneymiş. Bombalı saldırılarda iki katı kullanılmaz hale gelmiş. Hastane şimdi yalnızca acil servis olarak hizmet veriyor.
Yaralılar tedavinin hemen ardından eve gönderiliyor, eğer ameliyat gerekirse de, iki saat ötedeki Türkiye’ye.
Dr. Osman sivillerin aldığı yaranın savaşçıların yaralarından farklı olduğunu söylüyor: “Siviller genelde hava ya da topçu bombardımanında yaralanıyor. Yaralı uzuvlarını kesmek zorunda kalıyoruz. Ya da baş, göğüs, karın bölgelerinde çok ağır yaraları oluyor. Ama isyancı milisler genelde keskin nişancılara ya da ateşli silahlara hedef oluyor.”
Hastaneye yaralılar gelmeye devam ediyor. Çatışmalar yakın bir zamanda biteceğe de hiç benzemiyor.
Halep’teki Darüşşifa hastanesinde Özgür Suriye Ordusu’nda çarpışan yaralı milisler tedavi görüyor.
Hastanede siviller de tedavi görüyor. Bu çocuk bir mermiyle yaralanmış. Mermi omuzundan girip göğsüne saplanmış.
Bu aile panik ve üzüntü içinde. Evlerine bir havan mermisi düşmüş. Yaralılar arasında iki de bebek var. Bu gencin bacağı parçalanmış. Hayatta kalacak ama bacağını kesmek zorunda kalacaklar.
Babanın cesedi kaldırıma yatırılmış. Başına bir şarapnel isabet etmiş. Hastaneye yetiştirilemeden hayatını kaybetmiş.
Soyadını vermeyi reddeden Dr. Osman, sekiz doktoru ve on hemşiresiyle günde 140 hastaya baktıklarını söylüyor. Hastanede gönüllüler, tıp öğrencileri ve veterinerler de çalışıyor: “Sağlık personeline ihtiyacımız var. Beyin ve kalp cerrahlarına ihtiyacımız var. Yoğun bakım uzmanlarına ihtiyacımız var.”
Burası eskiden tam teşekküllü bir hastaneymiş. Bombalı saldırılarda iki katı kullanılmaz hale gelmiş. Hastane şimdi yalnızca acil servis olarak hizmet veriyor.
Yaralılar tedavinin hemen ardından eve gönderiliyor, eğer ameliyat gerekirse de, iki saat ötedeki Türkiye’ye.
Dr. Osman sivillerin aldığı yaranın savaşçıların yaralarından farklı olduğunu söylüyor: “Siviller genelde hava ya da topçu bombardımanında yaralanıyor. Yaralı uzuvlarını kesmek zorunda kalıyoruz. Ya da baş, göğüs, karın bölgelerinde çok ağır yaraları oluyor. Ama isyancı milisler genelde keskin nişancılara ya da ateşli silahlara hedef oluyor.”
Hastaneye yaralılar gelmeye devam ediyor. Çatışmalar yakın bir zamanda biteceğe de hiç benzemiyor.
