İSTANBUL —
Türkiye’de siyasi liderler, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Süleyman Şah Türbesi’ne saldırı tehdidine yanıtta gecikmedi. Gerginlik tırmanırken Ankara da IŞİD’in taktiklerini kınadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, türbenin korunması için her şeyin yapılacağını söyledi.
Türbenin uluslararası anlaşmalarla alınan bir Türk toprağı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, buraya saldırının Türkiye’ye saldırı olarak algılanacağını bildirdi.
Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın türbesi 1921’de içinde bulunduğu Caber Kalesi'yle birlikte, Fransa’yla imzalanan Ankara Anlaşması çerçevesinde Türkiye’ye verilmişti. Suriye hükümetinin Fırat nehri üzerinde yaptığı Esat baraj gölünün sularının kaleyi tehdit etmesinin ardından Türk hükümeti Caber Kalesi'ni Suriye'ye devretti ve türbeyi 1973'te Halep vilayeti içinde bir köyün yakınına nakletti. Türbeyi Türk askerleri o dönemden beri korumaya devam etti. Ancak türbe, son dönemde yakındaki köyü ele geçiren IŞİD militanlarının tehdidi altında. Carnegie Europe enstitüsünde konuk araştırmacı olarak görev yapan emekli diplomat Sinan Ülgen, Ankara’nın müdahale uyarısının ciddi olduğunun altını çiziyor.
Ankara Suriye’deki iç savaşın neredeyse başından beri isyancılara destek veriyor. Türkiye 900 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırına boydan boya son bir yıldır askeri yığınak yapmış durumda. Köşe yazarı Semih İdiz’e göre Türkiye Suriye’ye düzenleyeceği olası askeri müdahale uzun vadeli olabilir. İdiz, Ankara’nın bölgeye yalnızca türbeyi korumak için ek birlik göndermeyeceğini, aynı zamanda bölgede bir güvenlik koridoru oluşturmaya çalışabileceğini söylüyor.
Türkiye ve Suriye arasındaki gerginlik de artmış durumda. Geçen hafta Türk jetleri, Türkiye’nin hava sahasını ihlal ettiği öne sürülen bir Suriye savaş uçağını düşürdü. Şam hükümeti uçağın kendi hava sahasında olduğunu iddia ediyor. Olayı izleyen son birkaç gündür Suriye’ye ait hava savunma sistemlerinin bölgede devriye gezen Türk jetlerine kilitlendiği haberleri geliyor. Sinan Ülgen, Suriye’ye olası bir askeri operasyonun büyük riskleri olabileceğine işaret ediyor. Suriye sınırından içeri giren Türk birlikleri, yalnızca bölgedeki radikal silahlı grupların değil, aynı zamanda Şam hükümetine bağlı kuvvetlerin de misilleme saldırılarına hedef olabilir. Aynı zamanda Türkiye’de bir anda kendini Suriye’deki iç savaşın taraflarından biri durumunda bulabilir.
Türkiye’de muhalefet, hükümetin Suriyeli isyancılara destek vermesine karşı çıkıyor. Muhalefet liderleri Başbakan Erdoğan’ı, özellikle yolsuzluk iddialarıyla çalkalanan siyasi gündemi değiştirmek için Suriye’yle savaş çıkarmaya çalışmakla suçluyor. Semih İdiz de, Türkiye’nin güney komşusuna yapabileceği müdahaleyi çok dikkatli hesaplaması gerektiği görüşünde. İdiz, Türkiye’nin bir askeri müdahale gerçekleştirmesi durumunda bunu Esat rejimi kuvvetlerine saldırı için bir basamak olarak kullanmaktan öte, “meşru müdafaa” zemininde tutması, ya da kendisine yönelik bir saldırıya yanıt verme amacı taşıdığı konusunda ikna etmesi gerektiğini söylüyor. Çünkü böyle bir operasyonun ardından hükümetin kamuoyu desteğini kaybetme riski de kuvvetli.
Kamuoyu yoklamaları Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin Suriye muhalefetine verdiği desteğe fazla arka çıkmıyor. Gözlemcilerse, ne kadar tehlikeli olursa olsun hükümetin Suriye’ye müdahaleye destek almak için ülkedeki yoğun milliyetçi duyguları kaşıyabileceğine dikkati çekiyor.
Türbenin uluslararası anlaşmalarla alınan bir Türk toprağı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, buraya saldırının Türkiye’ye saldırı olarak algılanacağını bildirdi.
Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın türbesi 1921’de içinde bulunduğu Caber Kalesi'yle birlikte, Fransa’yla imzalanan Ankara Anlaşması çerçevesinde Türkiye’ye verilmişti. Suriye hükümetinin Fırat nehri üzerinde yaptığı Esat baraj gölünün sularının kaleyi tehdit etmesinin ardından Türk hükümeti Caber Kalesi'ni Suriye'ye devretti ve türbeyi 1973'te Halep vilayeti içinde bir köyün yakınına nakletti. Türbeyi Türk askerleri o dönemden beri korumaya devam etti. Ancak türbe, son dönemde yakındaki köyü ele geçiren IŞİD militanlarının tehdidi altında. Carnegie Europe enstitüsünde konuk araştırmacı olarak görev yapan emekli diplomat Sinan Ülgen, Ankara’nın müdahale uyarısının ciddi olduğunun altını çiziyor.
Ankara Suriye’deki iç savaşın neredeyse başından beri isyancılara destek veriyor. Türkiye 900 kilometre uzunluğundaki Suriye sınırına boydan boya son bir yıldır askeri yığınak yapmış durumda. Köşe yazarı Semih İdiz’e göre Türkiye Suriye’ye düzenleyeceği olası askeri müdahale uzun vadeli olabilir. İdiz, Ankara’nın bölgeye yalnızca türbeyi korumak için ek birlik göndermeyeceğini, aynı zamanda bölgede bir güvenlik koridoru oluşturmaya çalışabileceğini söylüyor.
Türkiye ve Suriye arasındaki gerginlik de artmış durumda. Geçen hafta Türk jetleri, Türkiye’nin hava sahasını ihlal ettiği öne sürülen bir Suriye savaş uçağını düşürdü. Şam hükümeti uçağın kendi hava sahasında olduğunu iddia ediyor. Olayı izleyen son birkaç gündür Suriye’ye ait hava savunma sistemlerinin bölgede devriye gezen Türk jetlerine kilitlendiği haberleri geliyor. Sinan Ülgen, Suriye’ye olası bir askeri operasyonun büyük riskleri olabileceğine işaret ediyor. Suriye sınırından içeri giren Türk birlikleri, yalnızca bölgedeki radikal silahlı grupların değil, aynı zamanda Şam hükümetine bağlı kuvvetlerin de misilleme saldırılarına hedef olabilir. Aynı zamanda Türkiye’de bir anda kendini Suriye’deki iç savaşın taraflarından biri durumunda bulabilir.
Türkiye’de muhalefet, hükümetin Suriyeli isyancılara destek vermesine karşı çıkıyor. Muhalefet liderleri Başbakan Erdoğan’ı, özellikle yolsuzluk iddialarıyla çalkalanan siyasi gündemi değiştirmek için Suriye’yle savaş çıkarmaya çalışmakla suçluyor. Semih İdiz de, Türkiye’nin güney komşusuna yapabileceği müdahaleyi çok dikkatli hesaplaması gerektiği görüşünde. İdiz, Türkiye’nin bir askeri müdahale gerçekleştirmesi durumunda bunu Esat rejimi kuvvetlerine saldırı için bir basamak olarak kullanmaktan öte, “meşru müdafaa” zemininde tutması, ya da kendisine yönelik bir saldırıya yanıt verme amacı taşıdığı konusunda ikna etmesi gerektiğini söylüyor. Çünkü böyle bir operasyonun ardından hükümetin kamuoyu desteğini kaybetme riski de kuvvetli.
Kamuoyu yoklamaları Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin Suriye muhalefetine verdiği desteğe fazla arka çıkmıyor. Gözlemcilerse, ne kadar tehlikeli olursa olsun hükümetin Suriye’ye müdahaleye destek almak için ülkedeki yoğun milliyetçi duyguları kaşıyabileceğine dikkati çekiyor.