İSTANBUL —
Türkiye, köktendinci militanların Mart sonunda Suriye’deki Keseb kasabasını ele geçirmesi üzerine uluslararası eleştirilerin odağı haline geldi. Kasabada yaşayan etnik Ermeniler’in büyük çoğunluğu, Türkiye’nin cihatçılara destek verdiğini iddia ederek kasabadan kaçtı.
Türkiye suçlamaları reddetse de bazı gözlemcilere göre doğru olsun ya da olmasın, iddiaların bedeli son derece ağır. Keseb’e yönelik saldırının 1915’te Osmanlı döneminde Ermeniler’i öldürülmesi iddialarının yıldönümü olan Nisan ayına rastlaması, Türkiye’nin işini daha da zorlaştırıyor.
Ermeniler, 2015’te yüzüncü yıldönümü öncesinde, olayların uluslararası arenada soykırım olarak kabul edilmesi için yoğun bir kampanya yürütüyor.
Ermeni diyasporası, Keseb’e saldırıyı Türkiye’nin düzenlediğini ileri sürüyor ya da en azından saldırının gerçekleşmesini engellemediği için Türkiye’yi suçluyor.
Türkiye, 1915 olaylarının soykırım olduğu ve ölü sayısını reddediyor. Ancak Carnegie Avrupa kuruluşundan akademisyen Sinan Ülgen’e göre bu hesap kolay kapanmayacak. Fransa’da Ermeni soykırımını inkar etmenin yasaklandığını hatırlatan Ülgen, bu yasanın Fransa Anayasa Mahkemesi tarafından daha sonra reddedilmesinin diplomatik krize yol açtığını hatırlatıyor: ”Türkiye ve Fransa arasında büyük krize yol açan yasa, diplomatik anlaşmazlığa bir örnek. Şimdi de 2015 yılı, yani 1915 olaylarının 100‘üncü yıldönümü yaklaşıyor. Türkiye’nin bu konuya eğilmesi gerekiyor.”
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan, Keseb olaylarını 1915’te yaşananlarla karşılaştırıyor. Ankara ise Keseb’den kaçıp Türkiye’ye sığınan Ermeniler ile yapılan söyleşileri TRT’de yayınlatarak tepkileri dindirmeye çalışıyor.
Taraf gazetesi ve Al Monitor internet sitesi yazarlarından Semih İdiz, Ankara’nın bu konuda tökezlediği görüşünde: ”Türkiye’nin Ermeni konusunu gündeme getirmesi hataydı. Şimdi Türkiye’nin radikal cihatçılara yardım ettiğinin altı da çizilmiş olacak. Esas konu, Keseb’de neler olacağı ve sorunun nasıl ele alınacağıdır. Eğer işler çığrından çıkarsa Türkiye çok zor durumda kalacak.”
Ankara, El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi gibi Suriye’deki İslamcı örgütleri desteklediği iddialarını reddediyor, Keseb kasabasının etnik kimliğine saygı gösterildiğini vurguluyor.
AKP hükümeti, Suriye’deki cihatçı gruplarla ilişkileri konusunda hem ülke içinde hem de uluslararası arenada eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Gözlemciler, Keseb olaylarının, Türkiye’nin Suriye stratejisini yeniden gözden geçirmesine yönelik baskıları arttıracağını söylüyor.
Türkiye suçlamaları reddetse de bazı gözlemcilere göre doğru olsun ya da olmasın, iddiaların bedeli son derece ağır. Keseb’e yönelik saldırının 1915’te Osmanlı döneminde Ermeniler’i öldürülmesi iddialarının yıldönümü olan Nisan ayına rastlaması, Türkiye’nin işini daha da zorlaştırıyor.
Ermeniler, 2015’te yüzüncü yıldönümü öncesinde, olayların uluslararası arenada soykırım olarak kabul edilmesi için yoğun bir kampanya yürütüyor.
Ermeni diyasporası, Keseb’e saldırıyı Türkiye’nin düzenlediğini ileri sürüyor ya da en azından saldırının gerçekleşmesini engellemediği için Türkiye’yi suçluyor.
Türkiye, 1915 olaylarının soykırım olduğu ve ölü sayısını reddediyor. Ancak Carnegie Avrupa kuruluşundan akademisyen Sinan Ülgen’e göre bu hesap kolay kapanmayacak. Fransa’da Ermeni soykırımını inkar etmenin yasaklandığını hatırlatan Ülgen, bu yasanın Fransa Anayasa Mahkemesi tarafından daha sonra reddedilmesinin diplomatik krize yol açtığını hatırlatıyor: ”Türkiye ve Fransa arasında büyük krize yol açan yasa, diplomatik anlaşmazlığa bir örnek. Şimdi de 2015 yılı, yani 1915 olaylarının 100‘üncü yıldönümü yaklaşıyor. Türkiye’nin bu konuya eğilmesi gerekiyor.”
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Serkisyan, Keseb olaylarını 1915’te yaşananlarla karşılaştırıyor. Ankara ise Keseb’den kaçıp Türkiye’ye sığınan Ermeniler ile yapılan söyleşileri TRT’de yayınlatarak tepkileri dindirmeye çalışıyor.
Taraf gazetesi ve Al Monitor internet sitesi yazarlarından Semih İdiz, Ankara’nın bu konuda tökezlediği görüşünde: ”Türkiye’nin Ermeni konusunu gündeme getirmesi hataydı. Şimdi Türkiye’nin radikal cihatçılara yardım ettiğinin altı da çizilmiş olacak. Esas konu, Keseb’de neler olacağı ve sorunun nasıl ele alınacağıdır. Eğer işler çığrından çıkarsa Türkiye çok zor durumda kalacak.”
Ankara, El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi gibi Suriye’deki İslamcı örgütleri desteklediği iddialarını reddediyor, Keseb kasabasının etnik kimliğine saygı gösterildiğini vurguluyor.
AKP hükümeti, Suriye’deki cihatçı gruplarla ilişkileri konusunda hem ülke içinde hem de uluslararası arenada eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Gözlemciler, Keseb olaylarının, Türkiye’nin Suriye stratejisini yeniden gözden geçirmesine yönelik baskıları arttıracağını söylüyor.