Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Fransa'nın Metz kentinde düzenlediği miting ülkede devam eden seçim kampanyasının gündemine oturdu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan tüm iddialı adaylar, hükümetin Metz'de mitinge izin vermesini sert eleştirerek, bir daha böyle bir girişim olması durumunda engellemesini istedi.
Adaylar, Avrupa Birliği'nin derhal bu konuda ortak bir tavır belirleyerek, bu tarz mitinglerin tüm Avrupa'da yasaklanmasını istedi. Fransız hükümetine tek destek iktidar partisinin adayı Benoit Hamon'dan geldi.
Aşırı sağ Front National adayı Marine Le Pen: "Neden biz topraklarımızda, diğer devletlerin kabul etmediği söylemlere tahammül etmemiz gerekiyor? Fransa'da Türk seçim kampanyasına hayır." (Twitter)
Sağ parti Cumhuriyetçilerin (LR) adayı François Fillon: "Erdoğan, Fransa'nın Avrupa'daki en önemli iki müttefiki olan Almanya ve Hollanda'yı Nazi kalıntısı olmakla suçlamış, ağır hakaretler etmiştir. Cumhurbaşkanı Hollande, herkesin gözleri önünde Avrupa dayanışmasını kırmıştır. Türklerin miting taleplerine karşı ortak bir tavır belirlenmesi gerekirdi. Fransız hükümeti bu mitingin yapılmasını engellemeliydi."
Liberal sol bağımsız aday Emmanuel Macron: " Son günlerde, Türk hükümeti, en yakın müttefiklerimiz, özellikle Almanya ve Hollanda hakkında, Avrupa değerlerini temelden sarsan, kabul edilemez sözler söyledi. Bu saldırılar karşısında hiçbir zaafiyet gösterilmemeli. Bu provokasyonu şiddetle kınıyorum. Bu sözlere AB'nin ortak tepki vermesi gerekiyor. Cumhuriyet yasalarına saygının gereği olarak, ülkemiz demokrasi karşıtı, müttefiklerimiz ve değerlerimize yapılan hiçbir saldırı ya da sapmaya izin vermemeli."
Muhafazakar sağ aday Nicolas Dupont-Aignan: "Bu gerçekten zavallı bir durum. Bugün Fransa adına utanç duyuyorum. Avrupa'ya hakaret eden, Bayan Merkel'e Nazi diyen, bizi tehdit eden bir Cumhurbaşkanı'nın lehine bir mitinge izin veriyor."
Tek destek Hamon'dan
İktidardaki Sosyalist Parti'nin adayı Benoit Hamon: "Fransa'nın rolü, Erdoğan ile görüş ayrılığımız olduğu için, bir tartışmayı önceden yasaklamak değildir. Kamu güvenliğini bozacak bir durum da söz konusu olmamıştır. Hükümet doğrusunu yapmıştır."
