İSTANBUL —
Başbakan Erdoğan siyasi huzursuzluğun kendisine ve demokrasiye karşı kurulan bir komplo olduğunu söylüyor. Erdoğan’ı eleştirenler ise AKP’yi siyasi gerilimi arttırmakla suçluyor. Ancak herkesin birleştiği nokta Türkiye’nin onlarca yıldır yaşadığı en ciddi siyasi gerilimi yaşıyor olması.
Gezi olaylarında yaralanan 15 yaşındaki Berkin Elvan, 9 ay komada kaldıktan sonra hayata veda etti. Elvan’ın başına gösteriler sırasında polisin attığı bir gaz kapsülü isabet etmişti. 22 yaşındaki Burak Can Karamanoğlu’nun ise DHKP-C üyeleri tarafından vurulduğu iddia ediliyor. Bir polis memuru da gösteriler sırasında kalp krizi geçirerek öldü.
Brüksel’deki Carnegie Avrupa Merkezi araştırmacısı Sinan Ülgen, seçimler öncesi ölümlerin yarattığı gerilim ortamının ülkede 1970’lerde yaşanan çatışma dönemini hatırlattığını söylüyor.
Her toplumun kutuplaşma konusunda bir eşiğe sahip olduğunu söyleyen Ülgen, Türkiye’de bu eşiğin aşıldığını söylüyor. Ülgen, ülkede 1970’lerden bu yana böyle bir siyasi gerilim yaşanmadığını, o dönemin de 80 darbesiyle sonlandığını hatırlatıyor.
Artan kutuplaşmayla ilgili kaygılara rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Cuma sözlü saldırılarını sürdürdü ve 15 yaşındaki Berkin Elvan’ı eleştirdi. Erdoğan Elvan’ı “terör örgütlerinin içine aldığı yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyeler olan bir çocuk” olarak tanımladı. Polisin Elvan’ın üzerinde sapan bulduğuna dair kanıt yok. Elvan’ın ailesi de bu iddiayı reddediyor.
Başbakanın sözleri tartışma ve kınamalara neden oldu. Türk Tabipler Birliği Erdoğan’ın akıl sağlığından endişe duyduklarını açıkladı. Milliyet gazetesinin siyasi köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş ise gerilimi arttırmanın iyi bir seçim taktiği olabileceğini düşünüyor.
Erdoğan’ın önceki seçimlerdeki gibi karşısında halkın iradesine müdahale etmek isteyen bir cephe varmış algısı yarattığını söyleyen Aydıntaşbaş, bunun önceki seçimlerde darbeciler ya da PKK olduğunu, şimdi ise başbakana göre sorumluların yabancılar, lobiler, büyük şirketler ve halkın iradesini engellemek isteyen diğer kötü insanlar olduğunu söylüyor.
Halkın Demokrasi Partisi HDP’ye yönelik şiddet de artmış durumda. Birkaç kentte Türk milliyetçileri parti bürolarına saldırı düzenledi. Göstericiler partinin PKK’yı desteklediğini öne sürüyor. Parti başkanı Ertuğrul Kürkçü partisini seçimlerden çekilmeye zorlamak için örgütlü bir kampanya yürütüldüğünü söylüyor. Kürkçü, saldırıların İstanbul’da da devam ettiğini ancak partisinin bu baskılara göğüs gereceğini belirtti. Ertuğrul Kürkçü ayrıca hükümeti gerekli önlemleri almaması nedeniyle suçladı.
Siyaset uzmanı Soli Özel ülkedeki siyasal gerilimin uzun dönemde yaratacağı etkilerden kaygı duyuyor. Özel, bu krizin sona ermesinden sonra bile ülkenin kendisine orantısız derecede zarar vermiş olacağını ve toplumun iyileşmesinin uzun zaman alacağını belirtiyor.
Seçimlere iki hafta kala uzmanlara göre, ülkenin geleceği, her zamankinden daha bulanık bir görüntü ortaya koyuyor.
Gezi olaylarında yaralanan 15 yaşındaki Berkin Elvan, 9 ay komada kaldıktan sonra hayata veda etti. Elvan’ın başına gösteriler sırasında polisin attığı bir gaz kapsülü isabet etmişti. 22 yaşındaki Burak Can Karamanoğlu’nun ise DHKP-C üyeleri tarafından vurulduğu iddia ediliyor. Bir polis memuru da gösteriler sırasında kalp krizi geçirerek öldü.
Brüksel’deki Carnegie Avrupa Merkezi araştırmacısı Sinan Ülgen, seçimler öncesi ölümlerin yarattığı gerilim ortamının ülkede 1970’lerde yaşanan çatışma dönemini hatırlattığını söylüyor.
Her toplumun kutuplaşma konusunda bir eşiğe sahip olduğunu söyleyen Ülgen, Türkiye’de bu eşiğin aşıldığını söylüyor. Ülgen, ülkede 1970’lerden bu yana böyle bir siyasi gerilim yaşanmadığını, o dönemin de 80 darbesiyle sonlandığını hatırlatıyor.
Artan kutuplaşmayla ilgili kaygılara rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Cuma sözlü saldırılarını sürdürdü ve 15 yaşındaki Berkin Elvan’ı eleştirdi. Erdoğan Elvan’ı “terör örgütlerinin içine aldığı yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyeler olan bir çocuk” olarak tanımladı. Polisin Elvan’ın üzerinde sapan bulduğuna dair kanıt yok. Elvan’ın ailesi de bu iddiayı reddediyor.
Başbakanın sözleri tartışma ve kınamalara neden oldu. Türk Tabipler Birliği Erdoğan’ın akıl sağlığından endişe duyduklarını açıkladı. Milliyet gazetesinin siyasi köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş ise gerilimi arttırmanın iyi bir seçim taktiği olabileceğini düşünüyor.
Erdoğan’ın önceki seçimlerdeki gibi karşısında halkın iradesine müdahale etmek isteyen bir cephe varmış algısı yarattığını söyleyen Aydıntaşbaş, bunun önceki seçimlerde darbeciler ya da PKK olduğunu, şimdi ise başbakana göre sorumluların yabancılar, lobiler, büyük şirketler ve halkın iradesini engellemek isteyen diğer kötü insanlar olduğunu söylüyor.
Halkın Demokrasi Partisi HDP’ye yönelik şiddet de artmış durumda. Birkaç kentte Türk milliyetçileri parti bürolarına saldırı düzenledi. Göstericiler partinin PKK’yı desteklediğini öne sürüyor. Parti başkanı Ertuğrul Kürkçü partisini seçimlerden çekilmeye zorlamak için örgütlü bir kampanya yürütüldüğünü söylüyor. Kürkçü, saldırıların İstanbul’da da devam ettiğini ancak partisinin bu baskılara göğüs gereceğini belirtti. Ertuğrul Kürkçü ayrıca hükümeti gerekli önlemleri almaması nedeniyle suçladı.
Siyaset uzmanı Soli Özel ülkedeki siyasal gerilimin uzun dönemde yaratacağı etkilerden kaygı duyuyor. Özel, bu krizin sona ermesinden sonra bile ülkenin kendisine orantısız derecede zarar vermiş olacağını ve toplumun iyileşmesinin uzun zaman alacağını belirtiyor.
Seçimlere iki hafta kala uzmanlara göre, ülkenin geleceği, her zamankinden daha bulanık bir görüntü ortaya koyuyor.