Türkiye’nin PKK’ya karşı aylardır Güneydoğu Anadolu kentlerinde sürdürdüğü operasyon, PKK’nın bölgedeki saldırıları ve Suriye’deki PYD’ye karşı tutumu IŞİD ile uluslararası mücadeleyi etkiliyor ve daha karmaşık hale getiriyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Alan Makovsky, “Türkiye, bu durumda istese bile, sınırlarındaki IŞİD faaliyetlerine karşı kaynak ayırmakta zorlanıyor” dedi. Makovsky, Türkiye’nin önceliğinin “PKK ile mücadele” olduğunu ve Ankara’nın elinden geldiği kadar da Suriye’deki PYD’nin yayılmasını önlemeye çalıştığını belirtti.
Ankara, PKK ile birlikte, Suriye’de bu örgütle bağlantılı siyasi parti PYD ve silahlı kolu YPG’yi de terörist diye niteliyor. Washington ise, IŞİD’e karşı askeri işbirliği yaptığı PYD ve YPG’yi terörist olarak görmüyor. ABD Yönetimi, geçen yazdan beri, IŞİD’e karşı savaşta Türkiye’den daha etkili olmasını isterken, Ankara Türkiye’nin farklı kentlerinde ve haftalardır PKK ile çatışıyor. Kısa bir süre önce Türkiye’yi ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, PKK’yı “terör örgütü” olarak nitelerken, PYD ve silahlı kolu YPG’den hiç söz etmemeyi yeğledi. ABD Savunma Bakanı Ash Carter ise, sık sık yaptığı gibi, Türkiye’yi bir kez daha “IŞİD’e karşı daha etkili olmaya” çağırdı.
PKK Önceliği IŞİD’le Mücadeleyi Etkiliyor
Amerika’nın Sesi’nin sorularını cevaplayan gazeteci-yorumcu Ali Akel, Türkiye’nin PKK ile mücadele ile PYD’nin etkinliğinin yayılmasını önlemeyi öncelik yaptığını ve IŞİD ile savaşın bu durumdan etkilendiğini söyledi.
Düşünce kuruluşu Cato Enstitüsü’nden Emma Ashford, kanada Yayın kuruluşu CBC’ye yaptığı açıklamada, Türk Hükümeti’nin “Kürtler’i suçlamayı öne çıkarmanın popüler bir tavır olduğunu düşündüğünü” ve IŞİD gibi bir sorunu da ihmal ettiğini savundu. Aynı Kanada yayın organına konuşan ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Robert Pearson, Beşar Esat’a duyduğu nefret nedeniyle, Ankara’nın, altı ay öncesine kadar IŞİD’in Türkiye içindeki örgüt ağı, faaliyetleri, Türk topraklarını ve sınırları kolayca kullanmasının üzerine gitmediğini savundu.
Rusya başta olmak üzere tüm komşuları ile sorunlar yaşayan Ankara’nın uluslararası sahnedeki konumunu Amerika’nın Sesi’ne yorumlayan Soner Çağaptay, kısa bir süre önce, “Türkiye, modern zamanlarda hiç bu kadar izole olmamıştı” dedi. Washington Enstitüsü’nün Türkiye uzmanı olan Dr. Çağaptay, Moskova, Tahran ve Bağdat’ın Türkiye’ye karşı bir eksen oluşturduğunu kaydetti.
Fırat’ın batısı
ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ise dün Kobani’yi ziyaret etti ve PYD temsilcileri ile görüştü. Brett McGurk, Ankara’nın “PKK’nın uzantısı” olarak tanımladığı PYD’nin silahlı kolu olan YPG’nin temsilcileri ile de biraraya geldi. Böylece, Kobani’yi ilk defa bir ABD heyeti ziyaret etmiş oldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın aynı zamanda bir Türkiye uzmanı olan “iki numaralı ismi” Tony Blinken de, PYD lideri Salih Müslim’i telefonla aradı. Kobani ziyareti ve Tony Blinken’ın telefonu, Ankara’nın baskısı sonucu PYD’nin şimdilik Cenevre’deki Suriye görüşmelerine davet edilmemesinden sonra geldi. BM yetkilileri, PYD’nin Cenevre’ye daha sonraki aşamalarda katılabileceğini duyurdu.
Demokratik Suriye Güçleri Sözcüsü Şerven Derveş ise, “Biz Fırat Nehri’nin batısına geçtik. İnanmayan gelip görebilir” dedi. Ankara, PYD ve YPG’yi uyarmış ve Fırat’ın batısını “kırmızı çizgi” ilan etmişti.
Putin’den Erdoğan’a yanıt bile yok
Bu arada, Kremlin’den yapılan son açıklamada, “Rus uçağının Türk hava sahasını ihlal etmediğini düşünüyoruz” denildi. Ankara, bir başka Rus uçağının tekrar Türk hava sahasını ihlal ettiğini açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rus lideri Vladimir Putin ile görüşmek istediğini ancak Moskova’nın geri dönmediğini söylemişti. Vladimir Putin’in Basın Danışmanı Dimitri Peskov, Erdoğan’ın talebinin Cumhurbaşkanı Putin’e iletildiğini belirtti.
Böylece, Erdoğan’ın görüşme talebinin bilinmesine rağmen, Putin’in diplomasi kurallarını hiçe sayarak Ankara’ya yanıt bile vermemeyi tercih ettiği ortaya çıkmış oldu.
Moskova, Ankara’nın IŞİD’e destek verdiğini sık sık iddia ediyor. Rusya’nın hava saldırılarına başlamasından beri, Suriye’deki Türkmenler de Esat rejimi güçleri karşısında toprak kaybetmeye ve sınırdan Türkiye’ye bir Türkmen göçü yaşanmaya başladı. Rusya da aynen ABD gibi YPG’ye askeri destek sağlıyor.