25 binden fazla Suriyeli, Türkiye ve Batılı yardım kuruluşlarının anlaşmazlıklarından doğan mağduriyeti yaşıyor. Türkiye, Suriye ordusunun Halep kırsalında sürdürdüğü taarruzdan kaçan mültecileri ülkeye kabul etmeyi reddediyor
Türk yetkililer, Türkiye’nin kabul edebileceği azami mülteciyi zaten ülkeye kabul ettiğini söylüyor.
Türk hükümeti üzerinde baskı kurmak isteyen Birleşmiş Milletler ve Batılı yardım kuruluşları, sınır ötesine yardım taşımayı reddediyor. Amerika’nın Sesi’ne konuşan bir BM yetkilisi, bazı yardım kuruluşlarının yeni mültecilere erzak taşınması konusunda kendilerinden yardım talep ettiğini, ancak bunu reddettiklerini bildirdi. Yetkili “Eğer bunu kabul edersek, Türkler de mültecileri kabul etmemeyi sürdürecek” diye konuştu.
Uluslararası Göç Örgütü’nden bir yetkili, “Bizim tutumumuz son derece açık. bunlar savaştan kaçan mülteciler ve Türkiye’ye girmelerine izin verilmeli” diye konuştu. Yetkililer isimlerinin gizli tutulmasını istedi.
Öncüpınar sınırı kapısından Pazartesi günü Suriye’ye yalnızca birkaç yardım kamyonu giriş yaptı. BM ve Batılı yardım kuruluşları sınırı geçmedi. Geçen kamyonlar, Suriyeli Bağımsız Doktorlar Derneği adlı yardım kuruluşuna, Türk Kızılayı’na ve İnsani Yardım Vakfı’na ait.
Geçen yarım düzine kamyon, çadır ve kamp kurmak için inşaat malzemesi taşıyordu. Bu da Türkiye’nin, mültecileri sınırın karşı tarafında tutmayı planladığını ve Batı’nın baskısına boyun eğmeyi düşünmediğini gösteriyor.
Suriye Kızılayı’nın Ezaz’daki görevinden sorumlu Zekeriya İbrahim, Suriye tarafında yaklaşık 25 bin mülteci bulunduğunu söylüyor.
İbrahim, sınırın karşı tarafında 890 aile ve 6 binden fazla Suriyeli bulunduğunu, ayrıca Ezaz’da da 530 aile ve 3 bine yakın kişi olduğunu belirtiyor. 9 bin kişi ise sınırın farklı noktalarına dağılmış durumda. Yetkili, bazı mültecilerin ise daha uzak noktalara gittiğini, bu yüzden tam sayıyı hesaplayamadıklarını ekliyor.
İbrahim, geçen erzağın yalnızca Suriyeli Bağımsız Doktorlar Derneği’ne, Türk Kızılayı’na ve İHH’ye ait olduğunu doğruladı.
Mültecilerin Türkiye’ye geçmeyi çaresizlikle beklediklerini söylen İbrahim, bölgedeki yarı sürekli kamp dışında 20 ortak çadır olduğunu, bu çadırların 70 metrekare ile 100 metrekare arasında değiştiğini, ancak herkesin sığınmasını sağlayacak kadar geniş olmadığını anlatıyor. Bazı çadırlar yalnızca kadın ve çocuklara ayrılmış.
İbrahim, kamp yerindeki 5 tuvaletin yalnızca kadınlar tarafından kullanıldığını söylüyor.
Yetkili, Esat’ın saldırıları sürerse, daha fazla köy ve kasabanın etkileneceğini ve bu mültecilere yenilerinin ekleneceğini söyledi. Suriye Kızılayı, Öncüpınar yakınında 25 bin mülteci olduğunu, bazılarının bölgeye yakın köylere sığındığını bildiriyor. Türk yetkililere göreyse bu sayı 35 bini aşmış durumda.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CNN-Türk’te katıldığı programda Türkiye’nin çoğunluğu Suriye’den olmak üzere komşu ülkelerden 3 milyon mülteci aldığını söyledi.
Kurtulmuş, sonuçta bu insanların gidecek başka yerleri olmadığını, ya bombalar altında öleceklerini ve Türkiye’nin bunu dünyanın geri kalanı gibi izleyeceğini ya da kapıları açacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Gerekirse kardeşlerimizi içeri almak zorundayız” diye konuştu.
Yeni çadırlar sınır ötesine gönderilirken, Ankara’nın sınırın açıp açmayacağı, açacaksa da ne zaman açacağı belli değil. Suriye Kızılayı’ndan Zekeriya İbrahim, Türkiye’nin sınır ötesine 250 küçük çadır daha yollamaya hazırlandığını söylüyor.
AB yetkilileri Türkiye’ye sınırı açma çağrısı yaptı. Ancak, Avrupalılar’ın mültecilerin kıtaya girişine karşı kullandığı söyleme benzer bir biçimde, Amerika’nın Sesi’yle konuşan bir Türk yetkili “Eğer sınırı açarsak bu baraj kapaklarını açma etkisi yapar” dedi.
Türk hükümeti mültecilerin girişini engellerken aynı zamanda durumla haber yapmak isteyen onlarca Batılı medya üyesinin bölgeye girmesini de engelliyor.
Türkiye, uzun süredir ‘açık sınır politikası’ uyguladığını söylese de sınır kapılarının çoğu bir yıla yakın süredir mültecilere kapalı. Türkiye’de kayıtlı Suriyeliler’in sınırdan, özellikle de dini bayramlarda giriş-çıkış yapmasına izin veriliyor.
Son hafta içinde ise sınır tacirlerine ayrılan koridor da kapandı. Öncüpınar sınır kapısında normal günlerde toplanan kalabalıkların yerini ise gazeteciler aldı.
