İSTANBUL —
Son yıllarda diplomatik açıdan oldukça gergin ilişkilere sahip Türkiye ve İsrail arasında ticaret gün geçtikçe artıyor.
Bir zamanlar İsrail’in en yakın Müslüman müttefiki olan Türkiye, yakın geçmişte bu ülkeyle ve Amerika’yla ortak askeri tatbikatlara katılıyor, hava sahasında İsrailli pilotların eğitimine izin veriyordu.
2010 yılında İsrail komandolarının Mavi Marmara gemisindeki Gazze eylemcilerini hedef alan gece baskınında dokuz Türk’ü öldürmesinin ardından diplomatik ilişkiler dibe vurdu.
Başkan Barack Obama’nın çabalarıyla İsrail Mavi Marmara olayından dolayı Türkiye’ye özür diledikten sonra diplomatik ilişkilerde az bir miktar düzelme yaşansa da, son haftalarda ilişkiler yeni bir olayın açığa çıkmasıyla yeniden gerildi. Bu ayın başında Amerikan basını Türkiye’nin, İsrail için casusluk yapan on İranlı’nın kimliğini Tahran hükümetine verdiği bildirildi. Casusların Türkiye’de Mossad ajanlarıyla temas kurduğu belirtiliyor.
Basında çıkan haberler, Mossad’ın İran’daki casusluk faaliyetlerini kısmen Türkiye üzerinden yürüttüğüne dikkati çekiyor.
Diplomatik alanda yaşanan gerginliklere rağmen Türkiye ve İsrail arasındaki ticari ilişkiler bu gerginlikten hiç etkilenmişe benzemiyor.
Türk-İsrail İş Konseyi’nden Menaşe Carmon, daimi olanın siyasetçiler değil, işadamları olduğunu, iki ülke arasında gerginlik olsa da bunun iki ülke halkı arasında gerginlik anlamına gelmediğini söylüyor. Carmon’a göre Türkiye ve İsrail arasındaki yıllık ticaret hacmi 4 milyar dolara ulaşmış durumda.
İkili ticaret, gıdadan mekanik ve ileri teknoloji ürünlerine kadar büyük bir yelpazeyi kapsıyor. Carmon’un belirttiği 4 milyar dolarlık ticaret hacmi savunma alanındaki ticareti kapsamıyor.
İsrail, Türk Hava Kuvvetleri’ndeki uçaklara kullanılmak üzere gelişmiş elektronik savaş sistemleri sattı. Diplomatik alanda yaşanan gerginliklere rağmen Ankara İsrail’le savunma sanayi alanındaki işbirliğine devam etti.
Ancak Türk-İsrail İş Konseyi’nden Carmon’a göre bu ilişkilerde kayıplar yaşanmadı değil. Özel sektörde yerleşmiş ticari ilişkiler kar etmeye devam etse de bu alana yeni giren genç girişimci İsrailliler, Türkiye’ye yatırım yapma konusunda isteksiz. Carmon, bu girişimcilerin Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünmek için “mevcut krizin geçmesini beklediklerini” söylüyor.
Aslında İsrail’le ticaretin artmasına neden olan etkenlerden biri, Suriye’deki iç savaş.
Taraf gazetesi yazarı Semih İdiz, eskiden Suriye’yi Körfez ülkelerine ara güzergah olarak kullanan Türk tüccarların, şimdi mallarını Ürdün’e ve oradan Ortadoğu piyasalarına aktarmak için gemiyle İsrail limanlarına naklettiğini söylüyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Mavi Marmara olayından dolayı özür dilemesine rağmen gözlemciler, iki ülke arasındaki gergin ilişkilerin bir süre daha önemli ölçüde rahatlamasını beklemiyor. Ancak mevcut ticari ilişkiler, bu gerginliği gelecekte yumuşatacak bir unsur olarak görülüyor.
Bir zamanlar İsrail’in en yakın Müslüman müttefiki olan Türkiye, yakın geçmişte bu ülkeyle ve Amerika’yla ortak askeri tatbikatlara katılıyor, hava sahasında İsrailli pilotların eğitimine izin veriyordu.
2010 yılında İsrail komandolarının Mavi Marmara gemisindeki Gazze eylemcilerini hedef alan gece baskınında dokuz Türk’ü öldürmesinin ardından diplomatik ilişkiler dibe vurdu.
Başkan Barack Obama’nın çabalarıyla İsrail Mavi Marmara olayından dolayı Türkiye’ye özür diledikten sonra diplomatik ilişkilerde az bir miktar düzelme yaşansa da, son haftalarda ilişkiler yeni bir olayın açığa çıkmasıyla yeniden gerildi. Bu ayın başında Amerikan basını Türkiye’nin, İsrail için casusluk yapan on İranlı’nın kimliğini Tahran hükümetine verdiği bildirildi. Casusların Türkiye’de Mossad ajanlarıyla temas kurduğu belirtiliyor.
Basında çıkan haberler, Mossad’ın İran’daki casusluk faaliyetlerini kısmen Türkiye üzerinden yürüttüğüne dikkati çekiyor.
Diplomatik alanda yaşanan gerginliklere rağmen Türkiye ve İsrail arasındaki ticari ilişkiler bu gerginlikten hiç etkilenmişe benzemiyor.
Türk-İsrail İş Konseyi’nden Menaşe Carmon, daimi olanın siyasetçiler değil, işadamları olduğunu, iki ülke arasında gerginlik olsa da bunun iki ülke halkı arasında gerginlik anlamına gelmediğini söylüyor. Carmon’a göre Türkiye ve İsrail arasındaki yıllık ticaret hacmi 4 milyar dolara ulaşmış durumda.
İkili ticaret, gıdadan mekanik ve ileri teknoloji ürünlerine kadar büyük bir yelpazeyi kapsıyor. Carmon’un belirttiği 4 milyar dolarlık ticaret hacmi savunma alanındaki ticareti kapsamıyor.
İsrail, Türk Hava Kuvvetleri’ndeki uçaklara kullanılmak üzere gelişmiş elektronik savaş sistemleri sattı. Diplomatik alanda yaşanan gerginliklere rağmen Ankara İsrail’le savunma sanayi alanındaki işbirliğine devam etti.
Ancak Türk-İsrail İş Konseyi’nden Carmon’a göre bu ilişkilerde kayıplar yaşanmadı değil. Özel sektörde yerleşmiş ticari ilişkiler kar etmeye devam etse de bu alana yeni giren genç girişimci İsrailliler, Türkiye’ye yatırım yapma konusunda isteksiz. Carmon, bu girişimcilerin Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünmek için “mevcut krizin geçmesini beklediklerini” söylüyor.
Aslında İsrail’le ticaretin artmasına neden olan etkenlerden biri, Suriye’deki iç savaş.
Taraf gazetesi yazarı Semih İdiz, eskiden Suriye’yi Körfez ülkelerine ara güzergah olarak kullanan Türk tüccarların, şimdi mallarını Ürdün’e ve oradan Ortadoğu piyasalarına aktarmak için gemiyle İsrail limanlarına naklettiğini söylüyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Mavi Marmara olayından dolayı özür dilemesine rağmen gözlemciler, iki ülke arasındaki gergin ilişkilerin bir süre daha önemli ölçüde rahatlamasını beklemiyor. Ancak mevcut ticari ilişkiler, bu gerginliği gelecekte yumuşatacak bir unsur olarak görülüyor.