İSTANBUL —
Türkiye’nin El Nusra Cephesi’ni terör örgütü olarak tanımlaması Amerika ve diğer Batı ülkelerinin tavrıyla paralellik gösteriyor. Amerika, El Nusra’yı 2010 yılının Aralık ayında terör örgütü listesine almıştı.
Al Monitor internet sitesi ve Taraf Gazetesi yazarı Semih İdiz bugüne dek Ankara’nın El Nusra’yı Batılı müttefiklerinden çok farklı gördüğünü söylüyor.
Türkiye’nin El Nusra’nın Beşar Esat’a karşı etkili bir güç olması nedeniyle işleyiş biçimine esneklikle yaklaşılması gerektiğini düşündüğünü belirten uzman, ancak Batılı müttefiklerin baskısının yanısıra bu grupların Türkiye’nin güvenliğine karşı da tehdit oluşturmaya başlamasının durumu değiştirdiğini belirtiyor.
Uzmanlar Ankara’nın bugüne kadar El Nusra’ya en azından üstü kapalı biçimde yardım ettiğini, yaralı milisleri tedavi etmenin yanısıra lojistik destek verdiğini söylüyor. Türkiye’nin ayrıca grubun militanlarının Türkiye topraklarında yeniden toplanmasına izin verdiği söyleniyordu. Geçen yıl istihbarat çalışanlarının eşlik ettiği silah taşıyan bir konvoyun jandarma tarafından durdurulması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi, hükümeti örgüte silah sağlamakla suçlamıştı.
Hükümet bu suçlamaları sert bir dille reddetti ve silahların Suriye’de yaşayan Türkmenler’e gönderildiğini açıkladı. Ancak Brüksel’deki Carnegie Enstitüsü uzmanı Sinan Ülgen, Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin Ankara’nın El Nusra ile olan ilişkisinden kaygı duyduğunu ve grubun terör örgütü olarak tanımlanmasının Türkiye’nin Suriye konusunda Batılı müttefikleriyle işbirliğini kolaylaştıracağını söylüyor.
Bundan sonra Suriye’deki muhalif gruplara yardım konusunda Batılı müttefiklerle politika belirlenmesinin daha kolay olacağını söyleyen uzman, Ankara’nın artık Batılı ülkelerle benzer kaygılara sahip olduğunu belirtiyor.
Ankara’nın kararının, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen Avrupalı cihatçılar konusunda Avrupa ile olan işbirliğini de pekiştireceği düşünülüyor. Uzmanlar kararın yalnızca Batı baskısından değil aynı zamanda Türkiye’nin kendi topraklarında bulunan El Nusra milisleri ile ilgili kaygılarından kaynaklandığını belirtiyor. Güvenlik sorunları nedeniyle Türkiye- Suriye arasındaki 900 kilometrelik sınırın bazı bölümlerine duvar örülüyor.
Semih İdiz Türk güvenlik güçlerinin bundan sonra El Nusra üyelerini hedef alacağını belirtiyor.
Sınır geçişlerinde bu gruba üye olanların daha sıkı kontrol edileceğini söyleyen İdiz, Türkiye’nin tanımlamasının askerlerin bundan sonra sınırdan geçecek silahları engellemesi anlamına geleceğini belirtiyor ve Batı’nın bu konuyu yakından izleyeceğini söylüyor.
Türk güvenlik güçleri Türkiye’deki İslamcı grupları izleme ve El Kaide hücrelerini dağıtma konusunda oldukça tecrübeli. Ülgen önlemlerin hızlı bir biçimde alınması gerektiğini söylüyor.
El Nusra’nın bundan sonra Türkiye’yi düşman olarak algılayacağını belirten uzman, Türkiye’nin bu nedenle Türk çıkarlarının hedef alınmasından endişeli olduğunu kaydediyor.
Türk medyası, güvenlik kaynaklarına dayanarak, El Nusra’nın Türkiye’de intihar bombacıları olduğunu ve Türkiye’de bulunan bazı muhalif liderleri hedef aldığını bildirdi. 2003 yılında El Kaide İstanbul’da bir dizi intihar saldırısı düzenlemişti. Güvenlik güçleri benzer saldırıları engellemek için çalışıyor olacak.
Al Monitor internet sitesi ve Taraf Gazetesi yazarı Semih İdiz bugüne dek Ankara’nın El Nusra’yı Batılı müttefiklerinden çok farklı gördüğünü söylüyor.
Türkiye’nin El Nusra’nın Beşar Esat’a karşı etkili bir güç olması nedeniyle işleyiş biçimine esneklikle yaklaşılması gerektiğini düşündüğünü belirten uzman, ancak Batılı müttefiklerin baskısının yanısıra bu grupların Türkiye’nin güvenliğine karşı da tehdit oluşturmaya başlamasının durumu değiştirdiğini belirtiyor.
Uzmanlar Ankara’nın bugüne kadar El Nusra’ya en azından üstü kapalı biçimde yardım ettiğini, yaralı milisleri tedavi etmenin yanısıra lojistik destek verdiğini söylüyor. Türkiye’nin ayrıca grubun militanlarının Türkiye topraklarında yeniden toplanmasına izin verdiği söyleniyordu. Geçen yıl istihbarat çalışanlarının eşlik ettiği silah taşıyan bir konvoyun jandarma tarafından durdurulması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi, hükümeti örgüte silah sağlamakla suçlamıştı.
Hükümet bu suçlamaları sert bir dille reddetti ve silahların Suriye’de yaşayan Türkmenler’e gönderildiğini açıkladı. Ancak Brüksel’deki Carnegie Enstitüsü uzmanı Sinan Ülgen, Türkiye’nin Batılı müttefiklerinin Ankara’nın El Nusra ile olan ilişkisinden kaygı duyduğunu ve grubun terör örgütü olarak tanımlanmasının Türkiye’nin Suriye konusunda Batılı müttefikleriyle işbirliğini kolaylaştıracağını söylüyor.
Bundan sonra Suriye’deki muhalif gruplara yardım konusunda Batılı müttefiklerle politika belirlenmesinin daha kolay olacağını söyleyen uzman, Ankara’nın artık Batılı ülkelerle benzer kaygılara sahip olduğunu belirtiyor.
Ankara’nın kararının, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen Avrupalı cihatçılar konusunda Avrupa ile olan işbirliğini de pekiştireceği düşünülüyor. Uzmanlar kararın yalnızca Batı baskısından değil aynı zamanda Türkiye’nin kendi topraklarında bulunan El Nusra milisleri ile ilgili kaygılarından kaynaklandığını belirtiyor. Güvenlik sorunları nedeniyle Türkiye- Suriye arasındaki 900 kilometrelik sınırın bazı bölümlerine duvar örülüyor.
Semih İdiz Türk güvenlik güçlerinin bundan sonra El Nusra üyelerini hedef alacağını belirtiyor.
Sınır geçişlerinde bu gruba üye olanların daha sıkı kontrol edileceğini söyleyen İdiz, Türkiye’nin tanımlamasının askerlerin bundan sonra sınırdan geçecek silahları engellemesi anlamına geleceğini belirtiyor ve Batı’nın bu konuyu yakından izleyeceğini söylüyor.
Türk güvenlik güçleri Türkiye’deki İslamcı grupları izleme ve El Kaide hücrelerini dağıtma konusunda oldukça tecrübeli. Ülgen önlemlerin hızlı bir biçimde alınması gerektiğini söylüyor.
El Nusra’nın bundan sonra Türkiye’yi düşman olarak algılayacağını belirten uzman, Türkiye’nin bu nedenle Türk çıkarlarının hedef alınmasından endişeli olduğunu kaydediyor.
Türk medyası, güvenlik kaynaklarına dayanarak, El Nusra’nın Türkiye’de intihar bombacıları olduğunu ve Türkiye’de bulunan bazı muhalif liderleri hedef aldığını bildirdi. 2003 yılında El Kaide İstanbul’da bir dizi intihar saldırısı düzenlemişti. Güvenlik güçleri benzer saldırıları engellemek için çalışıyor olacak.