Venezuela’da muhalefetin Temmuz ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarına hile karıştığı iddiasının ardından, ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanının kim olduğu konusunda hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yaşanan ihtilaf devam ederken, Ulusal Seçim Konseyi (CNE) parlamento seçimi ve yerel seçimlerin 27 Nisan’da yapılacağını duyurdu.
2018 yılında yapılan başkanlık seçimine CNE’nin meşru ve güvenilir olmadığı gerekçesiyle katılmayan muhalefet, geçen yıl Temmuz ayındaki başkanlık seçimini muhalefetin ortak adayı Edmundo Gonzalez’in yüzde 67 oyla kazandığını, bunun kanıtının da sandık müşahitlerine verilen oy pusulaları olduğunu iddia ediyor.
CNE’nin milletvekili, vali ve belediye başkanlarının 27 Nisan’da seçileceğini açıklamasının ardından, muhalefetin fiili lideri konumunda olan Maria Corina Machado seçimlere katılmama çağrısında bulunmasına rağmen muhalefet içinde boykot kararını yanlış bulanlar da var.
Muhalefet için zor karar
Metropolitana Üniversitesi’nden siyaset bilimci Guillermo Avelado’ya göre Venezuela’daki siyasi ortam özgür, şeffaf ve adil bir seçim için gerekli standartlardan yoksun durumda.
VOA Türkçe’ye konuşan Avelado, “Muhalefetin seçimlere itiraz etmeden katılması, iktidara yönelik meşruiyet krizi argümanını zayıflatabilir; muhalefet içinde bölünmeleri derinleştirebilir. Muhalefetin olası bir zaferi tanınsa da bugün valilikler, belediye başkanlıkları ve milletvekillerinin içeriği boşaltılmış durumda. Seçimlere katılmak, muhalefeti mobilize etmeye ve hükümet üzerinde uluslararası baskının artmasına katkıda bulunabilir ancak bunun gerçek bir değişime yol açacağının garantisi olmadığı gibi, muhalefet liderliğinin otoritesini daha da zayıflatabilir” dedi.
Muhalefetin seçimlere katılmama kararı alması durumunda iktidarın ve kurumlarının gayrimeşru olduğu noktasında tutarlılığını koruyacağını ve hükümet tarafından kontrol edilen seçim sisteminden bağımsız olarak direnişe odaklanabileceğini söyleyen Avelado, bu durumda da kurumsal olarak hiçbir alanda temsil edilmemenin dezavantajlarını yaşayacağını kaydetti.
Avelado, olası dezavantajlar arasında baskıların artması, muhalefetin yurttaşlarla bağının zayıflaması, siyasi manevra alanının sınırlanması, uluslararası aktörler tarafından demokratik yoldan vazgeçildiği gibi yorumlanma ve desteğini kaybetme riski gibi başlıkların yer aldığını belirtti.
“Muhalif partiler arasına bir amaç birliği yok”
VOA Türkçe’ye konuşan Poder y Estrategia adlı danışmanlık şirketinin direktörü, siyaset bilimci Ricardo Rios ise muhalefet içinde üç farklı kesim bulunduğunu ve Machado’nun seçimlere katılmama kararının muhalefet içinde parçalanmaya yol açacağının şüphe götürmediğini söylüyor.
Rios, “Bu kesimlerin ilk ikisi, toplamda yüzde 5-6’lık bir oy kapasitesine sahip. Bunlardan birincisi iktidarla diyalog konusunda hiçbir sorun yaşamayan, fikir alışverişi yapan bir kesim, diğeri de hükümetin yapıp ettiklerine şüpheli yaklaşsa da bir düzeyde diyaloğa açık olan kesim. Üçüncü ve son kesimse ezici bir çoğunluğu temsil eden Machado’nun liderliğinde ve seçime katılmama çağrısı yapan muhalif çoğunluk” diye konuştu.
“Yeni bir seçim siyasi krizi derinleştirebilir”
Venezuela Seçim Gözlemevi uzmanları, CNE’nin şeffaflık politikasının seçim sonuçlarına dair şüpheleri ortadan kaldıramadığını belirtiyor.
VOA Türkçe’ye konuşan uzmanlardan biri, “CNE’ye duyulan güven kaybının iktidar partisini destekleyen seçmenlerde de olduğuna dair belirtileri gözlüyoruz. Ancak iktidar partisinin, destekçilerinin oy vermesini sağlamak ve onları sandık başına götürmek için (gıda yardımları, prim yardımları, oy vermeye gidenlerden oy merkezleri çevresinde imza alınması gibi) bazı araçlara sahip olduğunu unutmamak gerekiyor“ dedi.
Seçim yapılması durumunda katılımın oldukça düşük olması bekleniyor. Bu durumun, sonuçların güvenilirliğinin yanısıra seçilenlerin çoğunluğun iradesini temsil edip etmediği gibi konularda da yeni tartışmalar açarak, mevcut siyasi krizin derinleşmesine neden olabileceği yorumları yapılıyor.
Forum