101 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Merdan Yanardağ, bugün çıktığı ilk duruşmada “terör örgütü propagandası” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilerek tahliye edildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar öncesinde verdiği sunduğu mütalaasında tutukluluğa devam edilmesini isteyen savcı, Yanardağ’ın 7,5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını istiyordu.
Yanardağ’ın avukatları karara bir üst mahkemede itiraz edecek.
Avukatlardan Bilgütay Durna, “Buruk bir sevinç yaşıyoruz. Merdan Yanardağ akşam saatlerinde aramıza katılacak. Bu karar kabul edilebilir değil. Kararı istinaf mahkemesine taşıyacağız” dedi.
Türkiye’de bir sanığın kanun yolları- itiraz mahkemeleri sırasında- sürerken tutuklu kalması için alt sınır 10 yıl. Merdan Yanardağ’a verilen mahkumiyet cezası üst mahkemelerde onanarak kesinleşmesi halinde bile toplam infaz süresi 9 ay -ki zaten kendisi bu sürenin 3’te birinden fazlasını yatmış durumda. Dolayısıyla mahkemeler sonrasında daha büyük bir özgürlük hakkı kaybı oluşmaması için 10 yıldan az olan mahkumiyet kararlarında karar kesinleşene dek tahliye kararı veriliyor.
Alp Yanardağ: “Bu davada sadece babam yargılanmadı halkın ifade özgürlüğü halkın eleştirme hakkı yargılandı”
Merdan Yanardağ’ın oğlu Alp Yanardağ, babasının tahliye olmasına sevindiğini ancak mahkumiyet kararıyla “halka korku yayma ve ifade özgürlüğünü kısıtlama” amacı güdüldüğünü söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yanardağ, “Bu davada sadece babam yargılanmadı, halkın ifade özgürlüğü halkın eleştirme hakkı yargılandı. Ve bir gözdağı vermeye çalışıyorlar. Bunu da zaten verdikleri ceza ile gösteriyorlar. Savcı zaten bir talimatı uyguluyor gibiydi. İlgilenmedi bile davayla. Düşünün sesi bile çıkmıyordu. Söylediklerine kendisi bile inanmıyordur belki. Bilmiyoruz. Adeta faşist bir yargılama sistemi, İtalya’da Mussolini zamanındaki davalar gibi yargılandı. Yani suça göre değil suçluya göre suç oluşturmak. İşte tam olarak bu yapıldı” ifadelerini kullandı.
Merdan Yanardağ: “Cumhuriyet mahkemelerinde yargılanıyoruz ama Nazi hukuku Mussolini hukuku uygulanıyor”
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaklaşık 4 saat süren yargılama Merdan Yanardağ’ın savunmasıyla başladı.
Tele 1 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni hakkındaki iddiaları reddetti ve kendisinin tutuklanmasına konu olan “Öcalan’a tecrit” uygulandığı sözlerini aktardığı AK Parti Diyarbakır milletvekili Galip Ensarioğlu hakkında soruşturma açılmadığını belirtti.
Yanardağ, “Program sonrası görüş açıkladı RTÜK başkanı, suçlu ilan etti. Tutuklanma sürecinde Nazi hukuku uygulandı. Ama biz Cumhuriyet mahkemelerinde yargılanıyoruz. Fiilden hareketle değil failden hareketle suç üretmek yapılan Mussolini hukuku uygulanıyor. Ön infaz TCK’dan çıkartıldı ama uygulanıyor. Vatandaşların bir bölümünü düşman sayan mahkemeleri siyasi enstruman olarak kullanan bir anlayıştır bu. Tecridi ben kullanamadım, Galip Ensarioğlu söylüyor. Demirtaş’ı suçluyor, ‘Onun yüzünden uygulandı’ diyor. ‘Öcalan ila Kandil arasında fark var. Öcalan daha samimiydi iyi niyetliydi’ demiş. Savcılık bunları neden iddianameye koymamış? Ensarioğlu’nun söylediği hiçbir şey davada yok” dedi.
“Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar iktidarı rahatsız etti”
Yanardağ, savunmasında dün Halk TV’de içişleri bakanlığına yönelik terör saldırısıyla ilgili sözleri nedeniyle gözaltına alınıp serbest bırakılan Ayşenur Arslan’ın da kendisi gibi sosyal medya linçine uğradığını söyledi.
Tele 1 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni, “Öyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var, onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte, dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor. Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar iktidarı rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program. Ama öyle bir montaj yapılmış ki bağlamından kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız. Bayramda Silivri’ye gönderildim. Peçete, yorgan hiçbir şey yoktu. İnfial olmasın diye ses çıkarmadım. Osman Kavala, Can Atalay gibi arkadaşların gönderdiği eşyalarla 7 gün geçirdim” diye konuştu.
Özel: “Sosyal medyada başlayan linç girişimiyle 100 gündür cezaevinde”
Duruşma salonu 20 kişilik bir kapasiteye sahip olduğu için çok küçük bir grubun izlediği dava için yüzlerce kişi geldi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte 8 Ekim’de yapılacak il kongresinde aday olan Özgür Çelik ve Cemal Canpolat da Çağlayan Adalet Sarayı önüne gelerek Yanardağ’a destek verdi.
CHP Genel Başkan adayı Özgür Özel, yargılamanın büyük bir hukuksuzluk olduğunu söyledi.
Özel, “Merdan Yanardağ söylemediği sözlerin cımbızlanarak, montajlanarak, bağlamından kopartılarak sosyal medyada başlayan bir linç girişiminin iktidara müzahir basın organları tarafından gündemleştirilmesi sonucunda yargının hiç almaması gereken alamayacağı bir kararı almasıyla, iddia edilen suçtan suçlu bulunsa dahi bir gün bile cezaevinde yatmayacakken 100 gündür 100 gecedir Silivri Cezaevi’nde. Onu alıp gideceğiz” dedi.
Önderoğlu: “100 gün haksız tutuklu bırakılması kadar verilen hapis cezası da haksız”
Duruşma sonrası gazeteci örgütleri Merdan Yanardağ’ın tahliyesi sonrası yaptıkları açıklamalarda memnuniyet duyduklarını vurgularken ceza kararını haksız bulduklarını ortaya koydular.
TGC Yönetim Kurulu, “Merdan Yanardağ’ın 100 gün süren tutukluluktan sonra tahliyesi basın topluluğumuz için sevindirici bir olaydır. Merdan Yanardağ'a 'çok geçmiş olsun' diyoruz. Halen cezaevinde bulunan tüm gazeteci arkadaşlarımızın da serbest kalması en büyük dileğimizdir. Gazetecilik suç değildir” açıklamasını yaptı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da, “100 gün haksız tutuklu bırakılması kadar verilen hapis cezası da haksız. Karar, otoriter yargının keyfi ve politik tutukluluğa olan saplantısına ve Terörle Mücadele Kanunu’nu kötüye kullanmadaki inadına işaret ediyor” ifadelerini kullandı.
Forum