DİYARBAKIR —
Haftasonu katıldığı bir televizyon programında TSK’yla ilgili sözleri nedeniyle eleştirilerin hedefi olan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na Güneydoğu’da birçok kesimden destek geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Hindistan dönüşü uçakta yaptığı açıklamada, Tanrıkulu’nun sözlerinin cezasız kalmayacağını söyledi. Diyarbakır’da ortak açıklama yapan 100’a yakın sivil toplum örgütü, Tanrıkulu’na yönelik linç kampanyasına karşı önlem alınmasını istedi.
Hindistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanrıkulu’nun açıklamalarıyla ilgili soruyu da yanıtladı. Tanrıkulu’nun açıklamalarını ‘iftira’ olarak nitelendiren Erdoğan, “Sürekli çamur at izi kalsın türü açıklamalarla düşmanına bile zulmetmeyen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftiralar atmaktan bıkmadılar. Mehmetçiğin ve milletin düşmanı bir ismin Türkiye’nin ikinci büyük partisinin mensubu olması da ayrıca düşündürücüdür. Seçimde Kandil’den CHP’ye ve onun adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na selamlar ve destekler gönderilirken bu şahıs CHP kimliğiyle terör örgütünün kurulduğu köyden örgüte selam veriyordu. Bu millet CHP ile terör örgütünün o dayanışmasını unutmadı, sandıkta da yanıtını verdi” dedi.
Erdoğan, Tanrıkulu’nun sözlerinin cezasız kalmayacağını da ifade ederek, şunları söyledi: “Bu şahıs, dünyanın en şerefli, en mert ordusuna dil uzatmanın cezasını hukuk önünde alacaktır. Düşmanlarının bile mertliğinden övgüyle söz ettiği Türk Silahlı Kuvvetlerimize yapılan bu namertçe hakaret, iftiralar cezasız kalmayacaktır.”
Güneydoğu’dan destek
Kendi partisi de dahil birçok kesimin tepki gösterdiği CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’na en büyük destek Diyarbakır’dan geldi. 100’e yakın dernek ve meslek örgütü gibi sivil toplum kuruluşlarından oluşan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu yazılı bir açıklama yaparak, Tanrıkulu’na yönelik linç kampanyasına son verilmesini istedi. Açıklamada, seçim sürecinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bölge illerine gerçekleştirdiği ziyaretlerde gündeme getirdiği 'helalleşme' konusuna vurgu yapan Platform üyeleri, “Bugünlerde yaşanan linç kampanyasına samimiyetle karşı durması beklenenlerin, aksine çanak tutmaları oldukça manidardır. Toplumsal sorunların çözümüne dair 'helalleşme' söylemindeki samimiyetin, tam da böylesi durumlarda açığa çıktığına bir kez daha tanıklık etmiş bulunuyoruz” dedi.
Platformun açıklaması, yetkililerden linç kampanyasına karşı gerekli önlemeleri alma çağrısıyla sona erdi.
Tanrıkulu’nun bir dönem başkanlığını yaptığı Diyarbakır Barosu’nun ardından Adıyaman, Batman, Bingöl, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Tunceli Baroları da ortak açıklama yaptı. Açıklamada, Tanrıkulu’nun dile getirdiği olaylala ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi mahkum ettiğine dikkat çekilerek, şu görüşlere yer verildi: “Türkiye 1990’lı yıllarda kamu görevlilerinin karıştığı ağır insan hakları ihlalleri yaşamış, bu ihlallerden AİHM önüne taşınanların çoğunda AİHM ihlalleri tespit ederek Türkiye’nin yaşam hakkı ve işkence yasağını ihlal ettiğine hükmetmiştir. Bu ihlallerle yüzleşilmesi ve mağdurlardan özür dilenmesi gerekirken bu ihlalleri dile getiren bir milletvekiline hemen soruşturma açılması kabul edilemez.”
Açıklamada ayrıca Tanrıkulu’nun güvenliği için önlem alınması çağrısı yapıldı.
Tahir Elçi Vakfı’ndan tehditler için önlem çağrısı
2015 yılında katıldığı bir televizyon programından sonra benzer bir linçin hedefi olan dönemin Baro Başkanı Tahir Elçi, olaydan bir süre sonra öldürülmüştü. Elçi ailesinin kurduğu ve başında CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi’nin bulunduğu Tahir Elçi Vakfı da Tanrıkulu’na destek verdi.
Tanrıkulu’nu hedef gösteren paylaşımların kaygı verici olduğu belirtilen açıklamada, “Bir milletvekilinin uluslararası mahkeme kararlarına konu olmuş hak ihlallerini gündeme getirmesi ve bunun yaratacağı kamusal tartışma, insan haklarının ilerletilmesine ve cezasızlık kültürünün geriletilmesine katkıda bulunacaktır. Yetkili makamlar demokratik bir toplumun nirengi noktası olan ifade hürriyetini ve özgür tartışmayı geriletecek tutumlardan uzak durmalıdırlar” görüşlerine yer verildi. Vakıf yönetimi ayrıca Sezgin Tanrıkulu’na yönelik tehditler için gerekli önlemlerin alınmasını istedi.
Bu arada sosyal medyada #SezginTanrıkuluYalnızDeğildir adıyla açılan etiketin altında çok sayıda destek mesajı paylaşıldı. Barış bildirisini imzaladıkları için ihraç edilen barış akademisyenleri, yazarlar Murathan Mungan, Ece Temelkuran, mesaj bırakanlar arasındaydı.
Tanrıkulu’nun konuşmasının ardından sosyal medya hesabından açıklama yapan Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri’ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir” sözleriyle tepki göstermişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu’nun geçen hafta TV100 isimli kanalda yayınlanan Özgür İfade programının canlı yayınına telefonla bağlanarak yaptığı konuşmanın ardından soruşturma başlatmıştı.
Programa telefonla bağlanan Tanrıkulu, TSK üzerindeki şaibelerin kalkması gerektiğini savunarak “Bu ordu değil mi 15 Temmuz da darbe girişimi yapan. Benim takip ettiğim davalar var, 15 köylüyü helikopterden atan Türk Silahlı Kuvvetleri değil miydi? Eleştirel yaklaşırız. Bizler de soru sorarız doğru olup olmadığını sorgularız. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden bu tür şaibeler kalkar, kalkması amacıyla bunları sorarız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var” ifadelerini kullanmıştı.
Forum