BRÜKSEL —
Suriye’deki muhalif hareketten son günlerde zincirleme şekilde gelen olumsuz haberler ülkede yaşanan gelişmelerde rolünü netleştirme çabasında olan Avrupa Birliği ülkelerindeki soru işaretlerini artırmış durumda. İngiltere ve Fransa hâlâ muhalif güçlerin silahlandırılmasından yana tavır koyarken mevcut politikalarda değişikliğe gitmeden siyasi çözümü ön planda tutan yaklaşımda ısrar edenler çoğunluğu oluşturmaya devam ediyor. Konunun dışişleri bakanları düzeyinde masaya yatırılması da netleşme sağlanmasına katkıda bulunmadı.
Suriye’ye yönelik silah ambargosunun kaldırılması fikrini geçtiğimiz haftalarda gündeme getiren ve bu konuda ısrarcı olacaklarını net şekilde ortaya koyan Fransa ve İngiltere gelinen aşamada diğer ülkeleri ikna etme konusunda ilerleme sağlayamadı. Bu ilerlemenin sağlanabilmesi için 31 Mayıs’a kadar süre olsa da başlangıç aşamasındaki görüş ayrılıklarının kolay aşılamayacağı net şekilde hissediliyor.
Ambargonun kaldırılması basit silahların yanı sıra yerden havaya füzelerin, tanksavar füzelerin ve diğer ağır silahların Suriye’ye gönderilmesi anlamına geleceğinden Avrupa Birliği içinde ciddi bir “yayılma” endişesi hakim. Bu görüşü paylaşan isimlerden biri de İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt. İsveçli bakana göre silah ambargosunun kaldırılması siyasi çözüm arayışlarının görmezden gelinmesine neden olma riski taşıyor. Bu görüşü paylaşan ve “siyasi çözüm arayışlarına ivme kazandırılması” gerektiğini düşünen bir başka isim de Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton.
Geçtiğimiz hafta sonu Dublin’de yapılan dışişleri bakanları toplantısında da en çok dile getirilen unsurun, “ambargonun kaldırılmasının çatışmaları yoğunlaştıracağı ve siyasi çözüm arayışlarını daha da karmaşık hale getireceğinin” oluşturması Paris-Londra cephesinin istediği değişikliği 27’li düzeyde sağlamasının hatta görüşlerin yakınlaştırılmasının bile kolay olamayacağının işareti olarak görülüyor. İngiltere ve Fransa’nın taleplerine şu ana kadar set çeken diğer ülkeler arasında Almanya ve Avusturya da var.
Mevcut silah ambargosunun uzatılması için 27 Avrupa Birliği ülkesinin tamamının onayı gerektiğinden bir ülkenin bile onay vermemesi ambargonun devam etmemesi anlamına gelecek ve İngiltere ile Fransa’nın istediği olmuş olacak. Bu olasılık süreci zorlamanın anlamı olmadığı izlenimi yaratsa ve sorunu çözen bir görüntü verse de tercih edilen yöntemi oluşturmuyor. Bunun nedeni ise üye ülkelerin kendi çıkar ve görüşleri doğrultusunda hareket etmeye başlamaları halinde Avrupa Birliği’nin Suriye’ye uyguladığı tüm yaptırım paketinin çökecek olması.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un, Ashton’a gönderdikleri ve uzlaşıya açık olduklarını vurguladıkları mektup da ortak hareket arayışının göstergesi olarak algılanıyor. İngiltere ve Fransa, mektupta ambargo üzerinde çok ciddi değişikliklere gidilmesi halinde toptan kaldırılmasını talep etmekten vazgeçebileceklerinin altını çizdiler.
Suriye’ye yönelik silah ambargosunun kaldırılması fikrini geçtiğimiz haftalarda gündeme getiren ve bu konuda ısrarcı olacaklarını net şekilde ortaya koyan Fransa ve İngiltere gelinen aşamada diğer ülkeleri ikna etme konusunda ilerleme sağlayamadı. Bu ilerlemenin sağlanabilmesi için 31 Mayıs’a kadar süre olsa da başlangıç aşamasındaki görüş ayrılıklarının kolay aşılamayacağı net şekilde hissediliyor.
Ambargonun kaldırılması basit silahların yanı sıra yerden havaya füzelerin, tanksavar füzelerin ve diğer ağır silahların Suriye’ye gönderilmesi anlamına geleceğinden Avrupa Birliği içinde ciddi bir “yayılma” endişesi hakim. Bu görüşü paylaşan isimlerden biri de İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt. İsveçli bakana göre silah ambargosunun kaldırılması siyasi çözüm arayışlarının görmezden gelinmesine neden olma riski taşıyor. Bu görüşü paylaşan ve “siyasi çözüm arayışlarına ivme kazandırılması” gerektiğini düşünen bir başka isim de Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton.
Geçtiğimiz hafta sonu Dublin’de yapılan dışişleri bakanları toplantısında da en çok dile getirilen unsurun, “ambargonun kaldırılmasının çatışmaları yoğunlaştıracağı ve siyasi çözüm arayışlarını daha da karmaşık hale getireceğinin” oluşturması Paris-Londra cephesinin istediği değişikliği 27’li düzeyde sağlamasının hatta görüşlerin yakınlaştırılmasının bile kolay olamayacağının işareti olarak görülüyor. İngiltere ve Fransa’nın taleplerine şu ana kadar set çeken diğer ülkeler arasında Almanya ve Avusturya da var.
Mevcut silah ambargosunun uzatılması için 27 Avrupa Birliği ülkesinin tamamının onayı gerektiğinden bir ülkenin bile onay vermemesi ambargonun devam etmemesi anlamına gelecek ve İngiltere ile Fransa’nın istediği olmuş olacak. Bu olasılık süreci zorlamanın anlamı olmadığı izlenimi yaratsa ve sorunu çözen bir görüntü verse de tercih edilen yöntemi oluşturmuyor. Bunun nedeni ise üye ülkelerin kendi çıkar ve görüşleri doğrultusunda hareket etmeye başlamaları halinde Avrupa Birliği’nin Suriye’ye uyguladığı tüm yaptırım paketinin çökecek olması.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un, Ashton’a gönderdikleri ve uzlaşıya açık olduklarını vurguladıkları mektup da ortak hareket arayışının göstergesi olarak algılanıyor. İngiltere ve Fransa, mektupta ambargo üzerinde çok ciddi değişikliklere gidilmesi halinde toptan kaldırılmasını talep etmekten vazgeçebileceklerinin altını çizdiler.