Lüksemburg Başbakanı olduğu dönemde çok uluslu şirketlere yönelik avantajlı vergi uygulamalarının yolunu açarak bir bakıma yasal yollardan vergi kaçırılmasına yeşil ışık yakan Jean Claude Juncker’in başı konuyla ilgili Luxleaks skandalı ortaya çıktığından bu yana dertten kurtulmuyor.
Avrupa Parlamentosu’nda grup oluşturma konusunda birbirleriyle anlaşamayan Avrupa karşıtları ile aşırı sağcıların Juncker ve Avrupa Birliği Komisyonu hakkında güvensizlik oylaması yapılmasını sağlayacak 76 imzayı birlikte hareket ederek toplamaları zaten sıkıntılı olan siyasi ortamın iyiden iyiye gerilmesine neden oldu.
Aşırı sağcı Fransız Ulusal Cephe ile Avrupa Birliği’ne karşı politika izleyen İngiliz UKIP ve İtalyan Beş Yıldız’ın başını çektiği gruplar göreve geleli bir ay bile olmayan Juncker’in görevden uzaklaştırılmasını talep ediyor. Bu konuda bir oylama yapılacak olsa da olay Juncker sorunu olmaktan çoktan çıkmış durumda. Gelinen aşamada ana akım siyasi gruplarla aşırı gruplar arasında sonucu şimdiden belli bir güç gösterisinden bahsedilebilir.
Avrupa Parlamentosu’nda sinirlerin iyiden iyiye gerildiğinin en dikkat çekici örneklerinden birini Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt’ın açıklamaları oluşturdu. Güvensizlik oylamasını “küçük oyun” olarak tanımlayan Verhofstadt, UKIP’in Ulusal Cephe’yle işbirliğine giderek “ırkçı, yabancı düşmanı ve İslam karşıtı” olduğunu kanıtladığını söyledi.
Bu açıklamaların ardından söz alan Ulusal Cephe’nin lideri Marine Le Pen ise Juncker’in vergi kaçırılmasına yönelik çalışmalarda bulunacağı yönündeki sözlerinin “bir etik komitesinin başına ünlü gangster Al Capone’u getirmek kadar inandırıcı olduğunu” ifade etti. UKIP üyesi Steven Woolfe ise Juncker’e yönelik suçlamaların Komisyon’a bir leke gibi yapışacağını belirtti.
Beş Yıldız’dan Marco Zanni de üye ülkelerin potansiyel gelirlerinden milyonların çalınarak çok uluslu şirketlerin ceplerine konulduğunu savunarak, “Juncker, Avrupa idealinin antitezi olduğunu gösterdi” çıkışını yaptı.
Avrupa Parlamentosu’nun en büyük siyasi grubu olan merkez sağ çizgideki Avrupa Halk Partisi’nin lideri Manfred Weber ise Zanni’yi sert şekilde eleştirerek, “Grubunuzda yabancılara, mültecilere azınlıklara ve Musevilere karşı öcü muamelesi yapan çok sayıda kişi var. Siz yeni değil eski Avrupasınız” ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamaları zaman zaman oldukça sıkıntılı zaman zaman ise umursamaz bir yüz ifadesiyle izlediği gözlemlenen Juncker ise Avrupa Birliği Komisyonu’nun vergi kaçırılması ve vergi yolsuzluğuyla mücadele edeceğini yineleyerek, “Sözlerimden şüphe duymayın. Size çok ciddi şekilde sesleniyorum. Bana hakaret etmeyi bırakın. Söz verdiğimi yapacağım” dedi.
Ana akım siyasi partilerin tamamının perşembe günü Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yapılacak oylamada aleyhte oy kullanacaklarını beyan etmeleri Juncker ve ekibi açısından ciddi bir tehlike olmadığını gösteriyor.
Başından bu yana Avrupa Parlamentosu’nun çalışmalarının normal şekilde sürmesini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını açıklayan Avrupa karşıtları ve aşırı sağcılar Juncker’i deviremeyecek olsalar da önümüzdeki dönemin yeni gerilimlere gebe olduğunu ve kendilerinden öyle ya da böyle söz ettireceklerini ortaya koydu.