Myanmar’daki şiddetten kaçan Arakanlı Müslüman kadınlar, Burmalı askerlerin elinde yaşadıkları dehşet hikayelerini anlatıyor. Bugün büyük bölümü mülteci kamplarında yaşayan kadınlar, geçmişlerindeki travmanın yanısıra yeni sorunlarla da karşı karşıya. Amerika’nın Sesi, bu kampları ziyaret etti ve bu kadınlara nasıl yardım edildiğini uzmanlarla konuştu.
Bangladeş’e sığınan binlerce kadın mülteci, kamp koşullarıyla başa çıkmış görünüyor.
Ancak Myanmar güvenlik güçleri tarafından cinsel taciz ve şiddete maruz kalan birçok kadın travma sonrası stres bozukluğu ve depresyonun kalıcı etkileriyle karşı karşıya.
Arakanlı büyükanne Rejina’nın aklı, Myanmarlı askerler köylerine saldırdığından beri ulaşamadığı torununda.
Rejina, “Askerlerin torunumun evine girerek, istedikleri her şeye el koyarak, onu da alıkoyduklarını anlattılar bana. Ben görmedim. Bana anlatılanlar böyle. Girdikleri evlerdeki genç kadınları alıkoyuyorlar. Birçoğuna da tecavüz ediliyor,” diyor.
Tedavi ve terapiye erişim gibi konulara, gıda ve barınma gibi hayati önceliklerden dolayı sıra gelmiyor.
İhtiyaç sahibi kadınlarla iletişim kurabilme güçlüğü de bu sorunlara bir yenisini ekliyor.
Sosyal Sorumluluk Merkezi'nden Jessica Olney, “Kadınların çoğu kocalarını kaybettiği için ailenin reisi olmak durumunda kalmış. Ve bu kadınlar, hizmetlerin nasıl işlediğini ve onlara nasıl ulaşacaklarını hala anlamaya çalışıyor. Hizmete erişim haklarını arayacak tecrübeleri olmadığından o hizmetler olmadan yaşıyorlar ve bu durum da onları daha da savunmasız hale getiriyor,” şeklinde konuşuyor.
Uluslararası Göç Örgütü gibi sivil toplum kuruluşları kadınların uzmanlardan tedavi, sosyal ve psikolojik destek gibi yardım alabilecekleri “güvenli bölgeler” inşa ediyor.
Uluslararası Göç Merkezi'nden Fiona MacGregor, “Bu merkezle, sadece kadınların bulunduğu ve onlar için önemli şeyleri konuşabildikleri güvenli yerler. İhtiyaçlarının neler olduğunu dinlemek ve bunlarla başa çıkma yolları bulmak için iyi bir fırsat,” diyor.
Myanmar’da durum kurtarma çalışmalarından, rehabilitasyon çabalarına dönüyor. Ancak ülkedeki şiddet olaylarının sorumluları için adaletin ne zaman yerini bulacağı bilinmiyor.