BRÜKSEL —
Bundan yaklaşık bir ay önce Brüksel’de “Türkiye’yle bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu başlığı açılacak mı?” sorusu sorulsaydı alınacak cevap büyük ihtimalle “Evet” olurdu. Gelinen aşamada ise son dakikada sürpriz yaşanmaması halinde normalde 26 Haziran'da açılması öngörülen başlığın açılmama ihtimali açılma ihtimalinden çok daha yüksek.
Fransa’nın bu başlığa uyguladığı blokajı kaldırması, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’na Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakan İrlanda’nın gelmesi ve Avrupa Birliği Komisyonu’nun üç yıldır durma noktasına gelen süreci hızlandırmak için yoğun çaba göstermesi umutları artırmıştı.
Ne olduysa son yirmi günde oldu ve Brüksel’deki hava Ankara’nın aleyhine döndü. Gezi Parkı bağlamındaki olaylara yönelik olarak hükümetin takındığı tavır ve bu konuda Avrupa Birliği’nin yaptığı açıklamalara verilen cevaplar başlık için aylardır harcanan onca çabanın boşa gitme riskine tavan yaptırdı.
Başlığın açılmasına itirazı olduğunu söyleyen ilk ülke Almanya oldu. Geçen hafta tavrını net şekilde belli eden Almanya’ya dün de Hollanda katıldı. Çok sayıda ülke de net şekilde “Başlık açılmasın” demese de son gelişmelerden rahatsız olduklarını gizlemediler. Havanın dönmesinde sokaktaki gelişmeler kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Avrupa Parlamentosu’nu tanımıyorum”, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da “Gerekirse TSK devreye girer” yönündeki ifadeleri etkili oldu.
Özellikle hafta sonunda yaşanan gelişmeler ve yapılan açıklamalar “Türkiye’nin dostu” olan ülkelerin de elini kolunu bağladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in seçim kaygısı da devreye girince Berlin’i ikna etme çabaları şu ana kadar etkili olmadı.
Avrupa Birliği Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER), başlığın açılıp açılmayacağını bugün masaya yatıracak. Hem Avrupa Birliği kanadında hem de Türkiye kanadında umut düzeyinin yüksek olduğunu söylemek zor. Yetkililer, Merkel’in bir son dakika değişikliği yaparak tavrını değiştirmesine pek ihtimal vermiyorlar. Brüksel’de sıklıkla yapılan yorumlardan birini de “Başlığın açılmasının mucizeye kaldığı” oluşturuyor.
Avrupa Birliği’nin başlığı açmama kararı alması halinde Ankara-Brüksel hattında son yıllarda görülmemiş düzeyde gerginlik yaşanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Olası gerginliğin süreci sekteye uğratıp uğratmayacağını ise büyük ölçüde Ankara’nın vereceği tepkinin içeriği belirleyecek.
Fransa’nın bu başlığa uyguladığı blokajı kaldırması, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’na Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakan İrlanda’nın gelmesi ve Avrupa Birliği Komisyonu’nun üç yıldır durma noktasına gelen süreci hızlandırmak için yoğun çaba göstermesi umutları artırmıştı.
Ne olduysa son yirmi günde oldu ve Brüksel’deki hava Ankara’nın aleyhine döndü. Gezi Parkı bağlamındaki olaylara yönelik olarak hükümetin takındığı tavır ve bu konuda Avrupa Birliği’nin yaptığı açıklamalara verilen cevaplar başlık için aylardır harcanan onca çabanın boşa gitme riskine tavan yaptırdı.
Başlığın açılmasına itirazı olduğunu söyleyen ilk ülke Almanya oldu. Geçen hafta tavrını net şekilde belli eden Almanya’ya dün de Hollanda katıldı. Çok sayıda ülke de net şekilde “Başlık açılmasın” demese de son gelişmelerden rahatsız olduklarını gizlemediler. Havanın dönmesinde sokaktaki gelişmeler kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Avrupa Parlamentosu’nu tanımıyorum”, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da “Gerekirse TSK devreye girer” yönündeki ifadeleri etkili oldu.
Özellikle hafta sonunda yaşanan gelişmeler ve yapılan açıklamalar “Türkiye’nin dostu” olan ülkelerin de elini kolunu bağladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in seçim kaygısı da devreye girince Berlin’i ikna etme çabaları şu ana kadar etkili olmadı.
Avrupa Birliği Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER), başlığın açılıp açılmayacağını bugün masaya yatıracak. Hem Avrupa Birliği kanadında hem de Türkiye kanadında umut düzeyinin yüksek olduğunu söylemek zor. Yetkililer, Merkel’in bir son dakika değişikliği yaparak tavrını değiştirmesine pek ihtimal vermiyorlar. Brüksel’de sıklıkla yapılan yorumlardan birini de “Başlığın açılmasının mucizeye kaldığı” oluşturuyor.
Avrupa Birliği’nin başlığı açmama kararı alması halinde Ankara-Brüksel hattında son yıllarda görülmemiş düzeyde gerginlik yaşanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Olası gerginliğin süreci sekteye uğratıp uğratmayacağını ise büyük ölçüde Ankara’nın vereceği tepkinin içeriği belirleyecek.