BRÜKSEL —
Başından bu yana Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesinin gerekliliği konusunda çağrı üstüne çağrı yapan Avrupa kurumları Abdullah Öcalan tarafından verilen mesajlardan memnun. Avrupa çağrıdan memnun olmakla birlikte bu aşamadan sonra somut adım ve uygulama beklentisini ön planda tutacak. Diyarbakır’da okunan mesaj sonrasında Avrupa kurumlarından verilen mesajlar da bu beklentiyi kanıtlar nitelikte.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ile Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton tarafından yapılan ortak açıklamada, “PKK’ya yapılan silah bırakma ve Türkiye sınırlarının dışına çekilme çağrısını ve buna olumlu tepkileri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu, çok sayıda can kaybına neden olan sorunu bitirme hedefiyle devam eden süreçte yeni bir önemli ileri adımdır. Bunun somut takibini ve uygulanmasını bekliyoruz” denildi. “AB’nin barış sürecine tam destek verdiği ve katılım öncesi mali yardım enstrümanları da dahil katkı yapmaya hazır olduğu” da açıklamada yer alan vurgular arasındaydı.
Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan ve Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda oylanan Türkiye raporunda da Öcalan’la diyalog konusuna değinildi. PKK’nın terör örgütü olduğu vurgusunun korunduğu metinde, “Türk hükümetiyle Abdullah Öcalan arasında başlatılan doğrudan siyasi diyalogdan duyulan memnuniyet” dile getirildi. “Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yolla çözümünü sağlayabilecek tarihi bir anlaşma için müzakere perspektifinin açıldığı kanısında olunduğunun” vurgulandığı belgede, taraflara en kısa sürede “yapılandırılmış müzakerelere” geçilmesi çağrısında bulunuldu.
Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanı Hannes Swoboda tarafından yapılan açıklamada ise “Bu olumlu gelişme tüm Türk vatandaşları için yeni bir işbirliği ve barış döneminin yolunu açabilir ve açmalıdır” denildi. Kürt sorununa adil ve kalıcı çözüm bulunmasının daha geniş coğrafyaya istikrar getirme çabalarına önemli ve olumlu yansımalarının olacağını belirten Swoboda, Türkiye’deki tüm demokratik güçlere insan haklarına ve özgürlüklere tam saygılı demokratik ülkenin inşası için çalışma çağrısında bulundu.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Jean-Claude Mignon da yaptığı yazılı açıklamada, “Çağrı, Türk makamları tarafından Abdullah Öcalan ile Aralık 2012'de başlatılan barış sürecinin devamı açısından son derece önemli bir etap oluşturmaktadır. Her türlü şiddetin durması tüm müzakereler öncesinde bir ön koşuldur” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ile Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton tarafından yapılan ortak açıklamada, “PKK’ya yapılan silah bırakma ve Türkiye sınırlarının dışına çekilme çağrısını ve buna olumlu tepkileri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu, çok sayıda can kaybına neden olan sorunu bitirme hedefiyle devam eden süreçte yeni bir önemli ileri adımdır. Bunun somut takibini ve uygulanmasını bekliyoruz” denildi. “AB’nin barış sürecine tam destek verdiği ve katılım öncesi mali yardım enstrümanları da dahil katkı yapmaya hazır olduğu” da açıklamada yer alan vurgular arasındaydı.
Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan ve Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda oylanan Türkiye raporunda da Öcalan’la diyalog konusuna değinildi. PKK’nın terör örgütü olduğu vurgusunun korunduğu metinde, “Türk hükümetiyle Abdullah Öcalan arasında başlatılan doğrudan siyasi diyalogdan duyulan memnuniyet” dile getirildi. “Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yolla çözümünü sağlayabilecek tarihi bir anlaşma için müzakere perspektifinin açıldığı kanısında olunduğunun” vurgulandığı belgede, taraflara en kısa sürede “yapılandırılmış müzakerelere” geçilmesi çağrısında bulunuldu.
Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanı Hannes Swoboda tarafından yapılan açıklamada ise “Bu olumlu gelişme tüm Türk vatandaşları için yeni bir işbirliği ve barış döneminin yolunu açabilir ve açmalıdır” denildi. Kürt sorununa adil ve kalıcı çözüm bulunmasının daha geniş coğrafyaya istikrar getirme çabalarına önemli ve olumlu yansımalarının olacağını belirten Swoboda, Türkiye’deki tüm demokratik güçlere insan haklarına ve özgürlüklere tam saygılı demokratik ülkenin inşası için çalışma çağrısında bulundu.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Jean-Claude Mignon da yaptığı yazılı açıklamada, “Çağrı, Türk makamları tarafından Abdullah Öcalan ile Aralık 2012'de başlatılan barış sürecinin devamı açısından son derece önemli bir etap oluşturmaktadır. Her türlü şiddetin durması tüm müzakereler öncesinde bir ön koşuldur” ifadelerini kullandı.