Gezi protestoları sırasında güvenlik birimlerine yöneltilen eleştirilerin büyük bölümü Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) tarafından hazırlanan rapora da yansıdı. CPT’nin, 9-21 Haziran 2013 döneminde Türkiye’de arlarında İstanbul’un da bulunduğu 7 ilde yaptığı incelemelerin sonuçlarını içeren ve bugün yayımlanacak raporda şu vurgular öne çıkıyor:
-Toplu gösteriler sırasındaki kitle kontrol operasyonlarında özgürlüklerinden mahrum bırakılanlara yönelik sözlü saldırı da dahil olmak üzere her türlü kötü muamelenin kabul edilemez olduğu ve cezalandırılacağı yönünde katı bir mesaj Türkiye çapındaki tüm kolluk gücü yetkililerine iletilmeli.
-Gözaltına alma sırasında kesinlikle gerekli olanın dışında güç kullanılmaması gerektiği, kişi kontrol altına alındıktan sonra ise onlara vurmanın ya da gaz sıkmanın hiçbir gerekçesi olamayacağı kolluk güçlerine açık şekilde anlatılmalı.
-Bu tür operasyonlara katılan kolluk güçlerinin teşhis edilebilir olmasının sağlanması için gerekli adımlar atılmalı. Bu üniformalar ya da kasklar üzerinde açıkça görülebilen numaralar aracılığıyla sağlanabilir. Bu numaraların gizlenmesi ciddi bir suçtur.
-CPT kapalı alanlarda gaz bombası kullanılmasından ciddi kaygı duyuyor. Bu bağlamda İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ve gaz bombalarının kapalı alanlarda, gazın da direnmeyen ya da saldırmayan kişi veya gruplara karşı kullanımını yasaklayan genelge memnuniyetle karşılandı.
CPT’nin bazı polis merkezlerinde ve cezaevlerinde yaptığı incelemelere ilişkin vurgularından bazıları ise şöyle:
-Terörle mücadele birimlerinde yapılan tüm sorgulamaların elektronik olarak (sesli ve görsel) kaydedilmesi sağlanmalı, uygun yetkililerin incelemesine açık tutulmalı ve bu kayıtlar makul bir süre saklanmalı.
-Terörle mücadele kapsamında gözaltına alınan herkesin avukatıyla özel görüşmesinin ve sorgu sırasında avukatın bulunmasının güvence altına alınması için yasal düzenlemeler de dahil her türlü adım atılmalı.
-Gözaltındaki kişilerin istemeleri halinde polis tarafından atanan doktorun yanı sıra kendi seçimleri olan bir doktor tarafından kontrolden geçirilme haklarının güvence altına alınmasını sağlayacak adımlar atılmalı.
-Gözaltında 24 saatten fazla tutulanların bulunduğu bölümlerin gün ışığını alması, gözaltında 24 saatten fazla kalanların günlük olarak açık havada egzersiz yapması sağlanmalı.
-Çocuk cezaevlerinde fiziksel cezalandırmadan kaçınılmalı ve kurallara uymayanlar sadece belirlenmiş disiplin prosedürlerine uygun şekilde cezalandırılmalı.
-Cezaevlerinde hedef her tutuklu için en az 4 metrekare yaşam alanı sağlanması olmalı.
-Tüm tutukluların aile bireyleriyle fiziki ayırma olmaksızın kısa süreli görüşme yapması sağlanmalı, fiziki ayırma istisna oluşturmalı ve açık güvenlik endişesi olan durumlarda uygulanma.
-Disiplin cezaları tutukluların aile bireyleriyle görüşmesinin tamamen kesilmesini kapsamamalı.