BRÜKSEL —
Suriye’de yaşananlar ve bunlara bağlı gelişmeler Türk politikacılar arasındaki mesajların her geçen gün biraz daha sertleşmesine neden oluyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretine başlamadan yaptığı açıklamaların muhatabı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP ve kendisinin Esad rejimini desteklediği yönündeki açıklamalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Türkiye zemin kaybediyor. Silahlı radikal unsurları Türkiye’de besleyip, ceplerine para koyup, ellerine silah verip Suriye’ye göndermek ne zamandan beri Türkiye’nin, başbakanın işi oldu? Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. İstiyorsa gitsin Reyhanlı’da yurttaşlara sorsun. Hatay’da sorsun, Kırıkhan’da sorsun, Samandağ’da sorsun, İskenderun’da sorsun. O masum insanların ne günahı vardı? Kalkmış CHP’yi suçluyor. Hiçbir zaman baskıcı hiçbir rejimi desteklemedik. Tıpkı AKP hükümetini desteklemediğimiz gibi" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yönelik eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü: “Esad rejimini desteklemedim. Esad’la tatil yapmadım, Esad’a kardeşim demedim. Diyen kim? Kendisi. Tatil yapan kim? Kendisi. Esad’la tokalaşmadım, bir araya gelmedim, sohbet etmedim. Kendisi yaptı.”
Hem Esad’ın hem de Erdoğan’ın baskıcı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Aralarında ton farkı" var. Ne fark var aralarında demokrasi açısından?” diye konuştu. Erdoğan’ın, Reyhanlı’daki patlamalara ilişkin bir “istihbarat zaafı olmadığı” doğrultusundaki açıklamalarını da değerlendiren CHP Genel Başkanı, “Zafiyet sözcüğünün anlamını öğrensin o zaman. Bu bir itiraftır. İtirafı yapan da bu ülkenin başbakanıdır. Siz olayı önceden öğreneceksiniz, önlemini almayacaksınız, 51 insan hayatını kaybedecek. Ondan sonra çıkacaksınız ortaya diyeceksiniz ki ‘Bir koordinasyon eksikliği var’. Senin görevin ne o zaman? Sen başbakan değil misin? Bu koordinasyonsuzluğa yol açanları ortaya çıkardın mı? Hesabını sordun mu? Hayır” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, “Hayal dünyası bu kadar sapmış birini görmedim. ABD’ye giderken Aziz Nesin hikayesi okudu herhalde” dedi.
Kılıçdaroğlu, oldukça yoğun geçen ziyareti sırasında özellikle Türkiye’de son dönemde demokrasi alanında yaşanan gelişmeleri, Kürt sorununa yönelik çözüm sürecine partisinin yaklaşımını ve insan hakları alanında yaşananları ön planda tutuyor.
Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçmesiyle birlikte Avrupa Parlamentosu’nda CHP’ye bakışta belirgin bir değişiklik yaşanmıştı. Aradan geçen sürede CHP’yle daha yakın bir ilişki içine giren ve işbirliğini artırarak Deniz Baykal dönemindeki sorunları aşan S&D Grubu, gelinen aşamada CHP’nin politikalarına genel anlamda tam destek veriyor.
Kılıçdaroğlu’nun temas listesinde Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ve S&D Grubu Başkanı Hannes Swoboda gibi isimler yer alıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP ve kendisinin Esad rejimini desteklediği yönündeki açıklamalarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Türkiye zemin kaybediyor. Silahlı radikal unsurları Türkiye’de besleyip, ceplerine para koyup, ellerine silah verip Suriye’ye göndermek ne zamandan beri Türkiye’nin, başbakanın işi oldu? Reyhanlı’da ölen 51 kişinin katili Recep Tayyip Erdoğan’dır, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. İstiyorsa gitsin Reyhanlı’da yurttaşlara sorsun. Hatay’da sorsun, Kırıkhan’da sorsun, Samandağ’da sorsun, İskenderun’da sorsun. O masum insanların ne günahı vardı? Kalkmış CHP’yi suçluyor. Hiçbir zaman baskıcı hiçbir rejimi desteklemedik. Tıpkı AKP hükümetini desteklemediğimiz gibi" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a yönelik eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü: “Esad rejimini desteklemedim. Esad’la tatil yapmadım, Esad’a kardeşim demedim. Diyen kim? Kendisi. Tatil yapan kim? Kendisi. Esad’la tokalaşmadım, bir araya gelmedim, sohbet etmedim. Kendisi yaptı.”
Hem Esad’ın hem de Erdoğan’ın baskıcı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Aralarında ton farkı" var. Ne fark var aralarında demokrasi açısından?” diye konuştu. Erdoğan’ın, Reyhanlı’daki patlamalara ilişkin bir “istihbarat zaafı olmadığı” doğrultusundaki açıklamalarını da değerlendiren CHP Genel Başkanı, “Zafiyet sözcüğünün anlamını öğrensin o zaman. Bu bir itiraftır. İtirafı yapan da bu ülkenin başbakanıdır. Siz olayı önceden öğreneceksiniz, önlemini almayacaksınız, 51 insan hayatını kaybedecek. Ondan sonra çıkacaksınız ortaya diyeceksiniz ki ‘Bir koordinasyon eksikliği var’. Senin görevin ne o zaman? Sen başbakan değil misin? Bu koordinasyonsuzluğa yol açanları ortaya çıkardın mı? Hesabını sordun mu? Hayır” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, “Hayal dünyası bu kadar sapmış birini görmedim. ABD’ye giderken Aziz Nesin hikayesi okudu herhalde” dedi.
Kılıçdaroğlu, oldukça yoğun geçen ziyareti sırasında özellikle Türkiye’de son dönemde demokrasi alanında yaşanan gelişmeleri, Kürt sorununa yönelik çözüm sürecine partisinin yaklaşımını ve insan hakları alanında yaşananları ön planda tutuyor.
Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçmesiyle birlikte Avrupa Parlamentosu’nda CHP’ye bakışta belirgin bir değişiklik yaşanmıştı. Aradan geçen sürede CHP’yle daha yakın bir ilişki içine giren ve işbirliğini artırarak Deniz Baykal dönemindeki sorunları aşan S&D Grubu, gelinen aşamada CHP’nin politikalarına genel anlamda tam destek veriyor.
Kılıçdaroğlu’nun temas listesinde Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle ve S&D Grubu Başkanı Hannes Swoboda gibi isimler yer alıyor.