MOR GABRİEL, MARDİN —
Geçmişleri birinci yüzyıla kadar uzanan Süryani cemaatinin üyeleri, 1990’larda Güneydoğu’daki çatışmalar yüzünden doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldı. Son yıllarda bazıları doğdukları yerlere geri dönüyor. Ancak Mardin dışındaki Mor Gabriel Kilisesi’ne yönelik davalar, Süryaniler’i dönmekten caydırabilir. Amerika’nın Sesi muhabiri Dorian Jones bir süre önce manastırı ziyaret etti.
Mor Gabriel kilisesinin çanları bin 600 yıldır çalıyor. Kilise, yüzlerce yıl boyunca Persler, Araplar, Moğollar, Kürtler ve Türkler’in işgallerine rağmen ayakta kalmış.
Ancak manastır şimdi hukuki sorunlarla savaşıyor. Yargıtay bir süre önce, bin 600 yıllık Süryani manastırının (90 yıl önce kurulan devletin) hazine arazisini işgal ettiği kararına vardı. Manastır Mor Gabriel Vakfı’nın idaresinde. Vakfın başkanı Kuryakos Ergun, “Her gün bir sürpriz olabilir. Şimdi yarın öbür gün, bu manastırımıza açılmış bir dava oldu. Başka arazilerimiz var. Yarın öbür gün onlara karşı da dava açılabilir. Veyahut başka bir yerde, başka bir kilisemiz, yahut başka bir manastırımız aleyhine açılabilecek başka davalar da olabilir. Biz beş bin seneden beri bu topraklarda yaşıyoruz. Sırf Süryani ve Hristiyan olduğumuzdan dolayı başımıza bir şey geliyorsa artık bilmiyorum,” diye konuşuyor.
Manastırın bir cami üzerine inşa edildiği iddiaları da var. Ama manastırın kendisi Hazreti Muhammed doğmadan 200 yıl önce kurulmuş. Bu iddia da yerel makamlarca soruşturuluyor.
Mor Gabriel Kilisesi’ne yönelik dava, Yayvantepe gibi Müslümanlar’ın yaşadığı komşu köylerce açılmış. Köyün muhtarı İsmail Erkal, davada ısrarlı: “İlişki böyle yani, ne gidip ne geliyoruz doğrusu. Herkes kendi evinde. Yalnız haksızlık kabul etmiyoruz. Bir vatandaş onlara haksızlık yapsa, kim olsa elimizden geldiğince biz engel olacağız. Gelmezse de devlete başvuracağız.”
Süryaniler 1990’lı yıllarda Güneydoğu’daki çatışmalar yüzünden kaçtıktan sonra yavaş yavaş evlerine dönmeye başladı. Manastırın savunmasını üstlenen avukat Rudi Sümer, köylülerin dönen Süryaniler’e karşı dava açtığını söylüyor. Sümer, “Bu insanlar da tapulama çalışmalarıyla beraber tekrar gayrı menkullerini sahiplenmeye, adlarına tescil ettirmeye çalışınca bu defa özellikle cıvar köylerle sorun yaşamaya başladılar. Cıvar köyler boşalan Süryani köylerinin bazı köylerini sahiplenmişler ve bu da sonra mahkemeye taşındı,” diyor.
Aslında dönmek isteyen Süryaniler için en iyi örnek Kafko köyü. İsrail Demir ve ailesi yedi yıl önce geri dönmüş. Ama gerginlik ve davalar sürüyor. Dönme kararından pişman olup olmama konusunda kararsızlar. İsrail Demir, “Büyük soru işareti olabilirdi. Ama ben buraya döndüğümde bililyorum ne için döndüm. Örnek olarak, fedakarlık olarak, bu Süryani halkının bitmemesi için, tarih olmaması için. Biz sorumluluk aldık. En azından 10-15 ailenin temelli geri döndüğünü tarih yazsın” diye konuşuyor.
Bölgedeki karışıklık Süryaniler’in evlerini terk etmesine yol açmış. Ancak artan hukuki sorunlar, kaçanları da geri dönmekten caydırabilir.
Mor Gabriel kilisesinin çanları bin 600 yıldır çalıyor. Kilise, yüzlerce yıl boyunca Persler, Araplar, Moğollar, Kürtler ve Türkler’in işgallerine rağmen ayakta kalmış.
Ancak manastır şimdi hukuki sorunlarla savaşıyor. Yargıtay bir süre önce, bin 600 yıllık Süryani manastırının (90 yıl önce kurulan devletin) hazine arazisini işgal ettiği kararına vardı. Manastır Mor Gabriel Vakfı’nın idaresinde. Vakfın başkanı Kuryakos Ergun, “Her gün bir sürpriz olabilir. Şimdi yarın öbür gün, bu manastırımıza açılmış bir dava oldu. Başka arazilerimiz var. Yarın öbür gün onlara karşı da dava açılabilir. Veyahut başka bir yerde, başka bir kilisemiz, yahut başka bir manastırımız aleyhine açılabilecek başka davalar da olabilir. Biz beş bin seneden beri bu topraklarda yaşıyoruz. Sırf Süryani ve Hristiyan olduğumuzdan dolayı başımıza bir şey geliyorsa artık bilmiyorum,” diye konuşuyor.
Manastırın bir cami üzerine inşa edildiği iddiaları da var. Ama manastırın kendisi Hazreti Muhammed doğmadan 200 yıl önce kurulmuş. Bu iddia da yerel makamlarca soruşturuluyor.
Mor Gabriel Kilisesi’ne yönelik dava, Yayvantepe gibi Müslümanlar’ın yaşadığı komşu köylerce açılmış. Köyün muhtarı İsmail Erkal, davada ısrarlı: “İlişki böyle yani, ne gidip ne geliyoruz doğrusu. Herkes kendi evinde. Yalnız haksızlık kabul etmiyoruz. Bir vatandaş onlara haksızlık yapsa, kim olsa elimizden geldiğince biz engel olacağız. Gelmezse de devlete başvuracağız.”
Süryaniler 1990’lı yıllarda Güneydoğu’daki çatışmalar yüzünden kaçtıktan sonra yavaş yavaş evlerine dönmeye başladı. Manastırın savunmasını üstlenen avukat Rudi Sümer, köylülerin dönen Süryaniler’e karşı dava açtığını söylüyor. Sümer, “Bu insanlar da tapulama çalışmalarıyla beraber tekrar gayrı menkullerini sahiplenmeye, adlarına tescil ettirmeye çalışınca bu defa özellikle cıvar köylerle sorun yaşamaya başladılar. Cıvar köyler boşalan Süryani köylerinin bazı köylerini sahiplenmişler ve bu da sonra mahkemeye taşındı,” diyor.
Aslında dönmek isteyen Süryaniler için en iyi örnek Kafko köyü. İsrail Demir ve ailesi yedi yıl önce geri dönmüş. Ama gerginlik ve davalar sürüyor. Dönme kararından pişman olup olmama konusunda kararsızlar. İsrail Demir, “Büyük soru işareti olabilirdi. Ama ben buraya döndüğümde bililyorum ne için döndüm. Örnek olarak, fedakarlık olarak, bu Süryani halkının bitmemesi için, tarih olmaması için. Biz sorumluluk aldık. En azından 10-15 ailenin temelli geri döndüğünü tarih yazsın” diye konuşuyor.
Bölgedeki karışıklık Süryaniler’in evlerini terk etmesine yol açmış. Ancak artan hukuki sorunlar, kaçanları da geri dönmekten caydırabilir.