İstanbul Tabip Odası, İstanbul'da Salı günü hastası tarafından silahla vurulan psikiyatri uzmanı Dr. Fikret Hacıosman'ın ölümünün ardından eylem yaparak olayı kınadı. Olayın yaşandığı özel hastanenin önünde toplanan İstanbul Tabip Odası üyeleri ve ölen doktorun meslektaşları son yıllarda sağlık çalışanlarının maruz kaldığı saldırıları pankart açarak protesto etti.
“Can güvenliğimiz yok”
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, toplumsal barış atmosferinin olmadığını ve genel olarak bir cinnet halinin olmasından dolayı sağlık çalışanlarının şiddete maruz kaldığını söyledi. Prof. Dr. Pınar Saip, “Can güvenliği olmadan hekimlerimiz çalışmakta. Yardımcı sağlık personeli yetersizliği, güvenlik önlemlerinin yeterince alınmayışı gibi sorunları biraraya getirdiğinizde bu durum sağlık çalışanlarına yansımakta” dedi.
“Hükümet Türk Tabipler Birliği’nden destek almalı”
Bireysel silahlanmanın da bu tarz olayların yaşanmasında etkili olduğunu kaydeden İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, bu soruna acil olarak çözüm bulunması gerektiğini ifade etti.
Hükümetin, Türk Tabipler Birliği’nin görüşme talebine hemen cevap vermesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Saip sözlerine şöyle devam etti: “Türk Tabipler Birliği’nin desteği ve görüşü alınmadan uygulanacak çözümlerin hiçbiri maalesef yeterli olmayacaktır.”
“Güvenli çalışma ortamı olmazsa görevimizi yapamayız”
İstanbul Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir de sağlık çalışanlarının karşılaştıkları şiddet olaylarının en önemli sorunları olduğunu söyledi.
Dr. Demir, “Güvenli bir çalışma ortamımız olmazsa, biz sağlık hizmeti sunamayız. Halkımızın sağlığını da koruyamayız. Huzur içinde çalışma ortamı hepimizin hakkı. Bu önemli sorunun çözümü için öncelikle hükümetimizden, siyasilerden isteğimiz sağlıkta şiddet yasasının çıkarılmasıdır. Aksi halde bu sorun çözüme kavuşmayacaktır” dedi.
“Gözümüzü yurtdışına diktik”
Özel bir hastanede Göğüs Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Dr. Ayla Kut, yaşanan şiddetin kendilerini çok olumsuz etkilediğini şu sözlerle anlattı:“Kırılıyoruz… Hizmet etme aşkımız var ama bu da özveriyle oluyor. Bu gidişle isteğimiz gittikçe azalacak. Acaba başka bir memlekete mi gitsek diyoruz. Hepimiz gözümüzü yurtdışına diktik. Doktorlar bu gidişle hizmet etmek istemeyecek. Böyle olunca da Türkiye’ye ithal hekimler gelecek.”
