Dünyada birçok ülkede acil durumlarda polisi aramak için telefon hatları varken, İstanbul’da polis şiddeti kurbanları için acil durum telefon hattı oluşturuldu. Avrupa Birliği, Türk hükümetini polis işkencelerine karşı aldığı sert tutum nedeniyle övmüştü, ancak şimdi durum farklı. İstanbul’dan Dorian Jones bildiriyor.
İstanbullu avukat Taylan Tanay, polis şiddeti telefon hattına gelen en son çağrıyla ilgileniyor. İmdat Polis, polis şiddeti kurbanlarına 24 saat ücretsiz yasal hizmet veriyor.
Acil durumlarda bir avukat anında olay yerine gönderiliyor. Tanay, hattın Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından, yaygın polis şiddeti hadiselerine cevap olarak oluşturulduğunu söylüyor.
Tanay, Türkiye’de hukukçuların, güvenlik güçlerinin şiddetinden haberdar olduklarını söyledi. Tanay’a göre, hapishanelerde ve karakollardaki istismar her zaman biliniyordu ancak son zamanlarda sokaktaki vatandaşlara saldırılarda artış var.
Tanay, insanların sesinin artık daha yüksek çıktığını söylüyor.
Tanay, halkın şiddet olaylarını telefonla çektiğini ve tanıkların konuşmaya hazır olduğunu söylüyor. Medyanın da bu olayları gözler önüne sermesinin de yardımıyla, polise karşı açılan davalarda başarılı olunabilir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artan polis şiddeti iddialarını “kara propaganda” olarak nitelendirip reddetmişti. Erdoğan, hükümetin işkenceye karşı “sıfır tolerans” politikası ve karakollarda kameralar gibi şiddet reformlarının Avrupa Birliği’nden övgü aldığını vurguluyor.
Ancak uzmanlara göre, Ankara’nın AB’ye girme sürecinin durmasıyla, artan polis şiddeti arasında, gelişmelerin kötüye gittiğini gösteren bir bağlantı var.
Acil telefon hattı, geçen ay açıldığından beri oldukça yoğun. İlk hafta 4’ü acil olmak üzere 80 çağrı almış.
Çağrılardan biri de taksi sürücüsü Serkis Yoğurtçu’dan gelmiş. Yoğurtçu olayı şöyle anlatıyor:
Evde eşiyle yaşadığı bir tartışmadan sonra evlerine polis çağrılmış. Polisler, evin dışında bekleyen Yoğurtçu’yu aniden kelepçeleyip, dövmeye başlamış. Yoğurtçu’nun anlattıklarına göre polisler, kendisini karakolun yakınındaki bir sokağa götürerek, coplarla ve tekmelerle dövmüş.
Yoğurtçu’nun eşinin acil telefon hattını aramasıyla, çağrıyı alan avukat hemen polis istasyonuna gitmiş. İmdat Polis avukatları, böyle durumlarda doktor ve adli raporların doğru toplandığını kontrol etmek için hemen harekete geçmek gerektiğini söylüyor. Bazı durumlarda bu raporlar yok edilebiliyor.
İmdat Polis hattı sadece bireysel polis şiddeti olaylarıyla ilgilenmiyor.
Geçen ay, protestocu tekstil işçileri hattı aramış. Şule Erdem acı bir şekilde avukatların da şiddetten muaf olmadığını öğrenmiş.
Olay yerine gelip kendini tanıtan Erdem, polislerin zaten kendisini birçok farklı karakoldan tanıdığını söylüyor. Ancak buna rağmen, birkaç dakika içinde biber gazı ve coplarla işçilere saldıran polisler, Erdem’i de döverek kolunu ve iki parmağını kırmış.
Erdem olaya rağmen, İmdat Polis için çalışmaktan vazgeçmemiş ve polise karşı dava açmış.
İmdat Polis hukukçusu Taylan Tanay, kendisini polis memuru olarak tanıtan bir takım insanlardan tehditler aldıklarını, ancak karakolları ziyarete gittiklerinde polislerin kibar davrandığını ve kendilerine yardımcı olduklarını söyüyor.
Tanay ile konuşurken çağrı hattı bir kez daha çalıyor. Bu sefer çağrı bir polis memurundan ve bir tehdit değil. Hizmetleri için tebriklerini sunan polis, Tanay ve grubunun, üstleriyle yaşadıkları yasal sorunlara yardımcı olup olamayacaklarını soruyor. Tanay’ın cevabı hazır: “Tabii ki.”
İstanbullu avukat Taylan Tanay, polis şiddeti telefon hattına gelen en son çağrıyla ilgileniyor. İmdat Polis, polis şiddeti kurbanlarına 24 saat ücretsiz yasal hizmet veriyor.
Acil durumlarda bir avukat anında olay yerine gönderiliyor. Tanay, hattın Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından, yaygın polis şiddeti hadiselerine cevap olarak oluşturulduğunu söylüyor.
Tanay, Türkiye’de hukukçuların, güvenlik güçlerinin şiddetinden haberdar olduklarını söyledi. Tanay’a göre, hapishanelerde ve karakollardaki istismar her zaman biliniyordu ancak son zamanlarda sokaktaki vatandaşlara saldırılarda artış var.
Tanay, insanların sesinin artık daha yüksek çıktığını söylüyor.
Tanay, halkın şiddet olaylarını telefonla çektiğini ve tanıkların konuşmaya hazır olduğunu söylüyor. Medyanın da bu olayları gözler önüne sermesinin de yardımıyla, polise karşı açılan davalarda başarılı olunabilir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artan polis şiddeti iddialarını “kara propaganda” olarak nitelendirip reddetmişti. Erdoğan, hükümetin işkenceye karşı “sıfır tolerans” politikası ve karakollarda kameralar gibi şiddet reformlarının Avrupa Birliği’nden övgü aldığını vurguluyor.
Ancak uzmanlara göre, Ankara’nın AB’ye girme sürecinin durmasıyla, artan polis şiddeti arasında, gelişmelerin kötüye gittiğini gösteren bir bağlantı var.
Acil telefon hattı, geçen ay açıldığından beri oldukça yoğun. İlk hafta 4’ü acil olmak üzere 80 çağrı almış.
Çağrılardan biri de taksi sürücüsü Serkis Yoğurtçu’dan gelmiş. Yoğurtçu olayı şöyle anlatıyor:
Evde eşiyle yaşadığı bir tartışmadan sonra evlerine polis çağrılmış. Polisler, evin dışında bekleyen Yoğurtçu’yu aniden kelepçeleyip, dövmeye başlamış. Yoğurtçu’nun anlattıklarına göre polisler, kendisini karakolun yakınındaki bir sokağa götürerek, coplarla ve tekmelerle dövmüş.
Yoğurtçu’nun eşinin acil telefon hattını aramasıyla, çağrıyı alan avukat hemen polis istasyonuna gitmiş. İmdat Polis avukatları, böyle durumlarda doktor ve adli raporların doğru toplandığını kontrol etmek için hemen harekete geçmek gerektiğini söylüyor. Bazı durumlarda bu raporlar yok edilebiliyor.
İmdat Polis hattı sadece bireysel polis şiddeti olaylarıyla ilgilenmiyor.
Geçen ay, protestocu tekstil işçileri hattı aramış. Şule Erdem acı bir şekilde avukatların da şiddetten muaf olmadığını öğrenmiş.
Olay yerine gelip kendini tanıtan Erdem, polislerin zaten kendisini birçok farklı karakoldan tanıdığını söylüyor. Ancak buna rağmen, birkaç dakika içinde biber gazı ve coplarla işçilere saldıran polisler, Erdem’i de döverek kolunu ve iki parmağını kırmış.
Erdem olaya rağmen, İmdat Polis için çalışmaktan vazgeçmemiş ve polise karşı dava açmış.
İmdat Polis hukukçusu Taylan Tanay, kendisini polis memuru olarak tanıtan bir takım insanlardan tehditler aldıklarını, ancak karakolları ziyarete gittiklerinde polislerin kibar davrandığını ve kendilerine yardımcı olduklarını söyüyor.
Tanay ile konuşurken çağrı hattı bir kez daha çalıyor. Bu sefer çağrı bir polis memurundan ve bir tehdit değil. Hizmetleri için tebriklerini sunan polis, Tanay ve grubunun, üstleriyle yaşadıkları yasal sorunlara yardımcı olup olamayacaklarını soruyor. Tanay’ın cevabı hazır: “Tabii ki.”