Dünyada nükleer terörizm tehdidinin yükselişte olduğu bir dönemde 56 ülkenin liderleri, nükleer materyalleri koruma altına almayı amaçlayan Nükleer Güvenlik Zirvesi’nde bir araya gelecek. Zirvede Türkiye’yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan temsil ediyor.
Nükleer Güvenlik Zirveleri Başkan Obama’nın inisiyatifiyle başlatılan bir süreç, ilki 2010 yılında yine Washington’da yapılmıştı ve bugün başlayacak olan zirve Obama’nın son nükleer zirvesi olacak.
Zirve, Belçika ve Türkiye’deki terör saldırıları ve Kuzey Kore’nin nükleer provokasyonlarında artışın gözlendiği bir zamana denk geliyor. Zirvede liderlerin üzerinde duracağı ana öncelikli hedef ise, nükleer materyallerin IŞİD gibi terör örgütlerinin eline geçmesinin nasıl engelleneceği yönünde olacak.
Zirve daha henüz başlamadan bugün önemli bir gelişme meydana geldi. Beyaz Saray, 2005 yılında kapsamı genişletilen ancak yeterli sayıda ülkenin onayını almadığı için yürürlüğe giremeyen Nükleer Materyallerin Fiziksel Korunması Sözleşmesi’ni 11 ülkenin daha onayladığını ve gerekli eşiğin aşıldığını bildirdi.
Sözleşmenin bir ay içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), güçlendirilmiş sözleşmenin nükleer materyallerin teröristlerin eline geçme ihtimalini azalttığını belirtti.
Zirve bugün Beyaz Saray’da Obama’nın devlet ve hükümet başkanları onuruna vereceği resmi akşam yemeğiyle başlayacak. Yarın ise Washington’daki Kongre Merkezi’nde nükleer güvenliği geliştirmeye yönelik hem ulusal, hem uluslararası ve kurumsal düzeyde atılabilecek adımların tartışılacağı oturumlar düzenlenecek. Zirve, Başkan Barack Obama’nın düzenleyeceği basın toplantısıyla sona erecek.
Obama’nın ayrıca sadece IŞİD ve aşırılık yanlısı gruplara odaklanan özel bir oturuma da ev sahipliği yapması öngörülüyor.
IŞİD hatırlanacağı üzere Iraklı Türkmenler’e karşı iki hafta önce kimyasal saldırı düzenlemişti, yüzlerce yaralı vardı. IŞİD’in elindeki kimyasal silahların ne denli öldürücü olduğu bu aşamada bilinmiyor, ancak Amerikalı yetkililer, IŞİD’in daha güçlü silahlar elde etmesi ihtimalinin ciddi bir tehdit olarak varlığını sürdürdüğüne işaret ediyor.
Özellikle Brüksel’deki son terör saldırıları, IŞİD’in nükleer santralleri de hedef alabileceği, “kirli bomba” olarak adlandırılan radyoaktif silahlar geliştirebileceği yönündeki endişeleri artırmıştı. Bu endişe zirveye katılan liderlerin zihnini belki de en çok meşgul edecek soru olacak.
Nükleer güvenliğe öncelikli bir önem veren Obama’nın, çok sayıda ülkeyi silah yapımında kullanılabilecek nükleer stoklarını azaltmaları ya da güvenceye almaları yönünde ikna sürecinde önemli ilerlemeler sağlandı ancak hala dünyadaki plutonyum ve zenginleştirilmiş uranyum gibi çok sayıda nükleer silah hammaddesi korunmasız durumda.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in boykotu ise bir nebze gölge düşürdü. Putin’in Washington ile Moskova arasındaki gerilimin yüksek olduğu bir zamanda Amerika’nın inisiyatifindeki bir organizasyona katılmaması, zirvede ne ölçüde başarılı neticeler alınabileceği konusunda soru işaretleri uyandırıyor. Moskova, böyle zirvelerin bir anlamının kalmadığını düşünüyor.
Beyaz Saray yetkilileri, nükleer güvenlik zirveleri sürecinde nükleer materyallerin güvenceye alınması ve bu soruna dair uluslararası düzeyde daha geniş farkındalığın yaratılması noktasında önemli başarıların sağlandığını ifade ediyor. Ancak, 2014 yılındaki son zirveden bu yana bu sürecin yavaşladığı yönünde yorumlara da rastlanıyor.
Ayrıca Çin, Hindistan, Pakistan, Japonya gibi ülkelerin nükleer stoklarını artırmaya yönelik yeni fabrikalar inşa etme planları da bu yorumları güçlendiriyor.
Nükleer Tehdit Girişimi adlı bir gözlemci kuruluş, küresel düzeyde etkili bir nükleer güvenlik sisteminin geliştirilmesine dönük stratejik hedefin hala tamamlanamadığını, hala dünya genelinde çok sayıda radyoaktif materyalin yabancı ellerin eline geçme ya da hırsızlığa karşı korunmasız durumda olduğunu belirtiyor.
Olağanüstü güvenlik önlemleri
Zirve nedeniyle Washington’da olağanüstü güvenlik önlemleri alındı.
Zirvenin düzenlendiği Kongre Merkezi çevresindeki ve merkeze uzanan bazı büyük caddelerde yollar trafiğe kapatılırken, merkezin çevresine yüksek çitler inşa edildi
Merkezin hemen yanındaki Mount Vernon adlı metro durağı da kapatılırken, ulaşım araçlarının güzergahlarında değişiklikler yapıldı.
Trafik düzenlemeleri nedeniyle özellikle Kongre Merkezi’ne yakın caddelerde yoğun trafik gözleniyor.
Federal çalışanlara da iki gün boyunca evden çalışma olanağı tanındı.