Türkiye’de engellilerin kamuda istihdamını sağlamak için ÖSYM’nin düzenlediği Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS) 24 Nisan 2022’de yapılacak. İki yılda bir yapılan bu sınav, özel sektörde iş bulamayan binlerce engellinin umut kapısı. İşsizlik oranının çok daha yüksek olduğu engelliler, sınavı kazanarak devlet memuru olma hayali kuruyor.
İzmir’de yaşayan 35 yaşındaki Erdem Karakelle de özel sektörde iş başvurularına dönüş yapılmadığı için umutlarını sınava bağlayanlardan. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Karakelle, 2019 yılında geçirdiği iş kazasının ardından yüzde 67 kalıcı görme kaybına uğramış. İş kazasının ardından iki yıl boyunca engeline uygun bir iş ortamı sağlanmadığı için çalıştığı işyerinden ayrıldığını söyleyen Karakelle, “Kaza geçirdikten sonra Ege Üniversitesi’nde iki yıldan fazla bir tedavi gördüm. Tedavide o ortamda çalışmamam gerektiğine dair yedi tane rapor aldım. Ama işyeri bununla ilgili herhangi bir girişimde bulunmadı, bir yaptırımı olmadı. Ateşli, tozlu, kimyasal, sıcak, rutubetin olmadığı bir ortamda, yani steril bir ortamda çalışmam gerekiyordu. İşyeri böyle bir imkan sağlamadığı için ben de kendi isteğimle sağlık sebeplerinden dolayı ayrılmak zorunda kaldım” dedi.
Ardından ön lisans mezunu olduğu halkla ilişkiler alanında özel firmalara iş başvurusunda bulunduğunu kaydeden Karakelle, “İŞKUR’a (Türkiye İş Kurumu) başvurdum. İki tane firmaya yönlendirdi. Onlarla görüştüm ama herhangi bir geri dönüş olmadı. Dört aydır bir iş arayışım var ama olmadığı için şu anda EKPSS’ye hazırlanıyorum. EKPSS’den şu andaki hedefim 85 ve üstü bir puan alıp ilk atamalarda memuriyete başlamak istiyorum. Temiz, steril bir ortamda.”
“Devlet güvencesi olan bir işte çalışacağım, kimse ‘seninle işimiz bitti’ diyemeyecek”
İşsiz kaldığı için geçiminin de olumsuz etkilendiğini söyleyen Karakelle, “Bakmakla yükümlü olduğum insanlar var. Benim babam yok, annem ve eşimle birlikte yaşıyorum. EKPSS olursa refah düzeyim çok daha fazla düzelecek. Alım gücüm artacak” dedi.
EKPSS’yi kazanarak devlet güvencesinde olan bir işte çalışmayı hayal ettiğini vurgulayan Karakelle, “İlk hedefim kendi uzmanlık alanım. Puan sıralamasına göre açıkta kalmamak için ekstra tercihler de yapacağım. Çünkü iki yılda bir olan bir sınav. Kazandıktan sonra ne olacak? Devlet güvencesi olan bir işte çalışacağım. Yani özel sektör gibi değil. Kimse ‘seninle işimiz bitti, bizde iki yıl çalıştın’ deyip iki yıllık kıdemini, ihbarını verip gönderemeyecek” diye konuştu.
“Her çocuk büyüyünce işe girsem, babamdan para istemesem diye düşünür”
Serebral palsi nedeniyle doğuştan bedensel engeli bulunan 20 yaşındaki Derya Üçpunar ise sınava şimdiye kadar iki kez girmiş. Bilişim teknolojileri alanında lise mezunu olan Üçpunar aldığı puanla memurluğa atanamamış. Üçpunar, “Onların sonucunda aldığım puan 69 ile 72 idi. Atama olmadı. O yüzden bir daha deneyeyim dedim. Memur olmak için çalışıyorum ama atama olmuyor. Olmadığı için de bir daha denemek istedim” dedi.
Üçpunar, EKPSS’yi kazanamamasının ardından özel sektörde şansını denemiş ancak başarılı olamamış: “Çağrı merkezlerine başvurdum. Ofis asistanlığına başvurdum. Yapabileceğim düzeydeki işlere başvurdum. Orada da arayışlarım var. ‘Döneceğiz’ diyorlar ama şu ana kadar hiç dönen olmadı.”
“Aileme yük olduğumu yarı düşünüyorum yarı düşünmüyorum” diyen Üçpunar memur olarak atanıp kendi geliriyle geçinmeyi hayal ediyor: “Memur olsam hayatım daha kolaylaşacak. Daha düzenli bir hayatım olacak. Kendi ayaklarımın üzerinde durmamı sağlayacak. Para isterken sıkıntı duyduğum oluyor. Mesela babamdan istesem verir mi acaba? Her çocuk büyüyünce işe girsem, babamdan para istemesem, kendi paramla hayatımı sürdürsem diye düşünür.”
“Engellilerde eğitime erişim düşük olduğu için işsizlik oranı çok yüksek”
Hem Üçpunar hem de Karakelle İzmir’de Buca Belediyesi, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezi ve Buca Engelliler Derneği işbirliğiyle açılan ücretsiz hazırlık kursunda sınava hazırlanıyor. 2010 yılından bu yana sınav dönemlerinde açılan bu kursta, engellilerin eğitim durumlarına ve engel türlerine göre sınıflar oluşturuluyor. Çalışan engelliler içinse hafta içi akşam ya da haftasonu sınıfları açılıyor. Kurslara yoğun katılım olduğunu ifade eden Buca Engelliler Derneği Başkanı Harun Kara başarı oranının da yüksek olduğunu söyledi: “Her sınav döneminde yaklaşık 150-200 kişiye kadar eğitimlerimizi vermiş bulunmaktayız. Bugüne kadar 650 kişiye eğitim sağladık. Bu açmış olduğumuz hizmette atanan, devlet memuru olan kişi sayımız da 117 kişidir.”
EKPSS kursuna gösterilen ilgiyi Türkiye’de engelliler arasında işsizliğin ciddi boyutta olmasına bağlayan Kara, “Bilgiye erişim, sağlığa erişim, eğitime erişim olmadığı için arkadaşlarımız zamanında bir okula gidemediği için, erişilebilir bir okul olmadığı için eğitim düzeyleri maalesef ki engelli arkadaşlarımızın çok düşük. O yüzden eğitimle ilgili ciddi sorunlar yaşıyoruz ve bu da istihdamı, iş hayatını, sosyal hayata katılımı çok ciddi anlamda etkiliyor. (Engelli nüfusu olarak) ülkenin yüzde 12'sini baz alırsak, yüzde 8-9 engelli işsiz oranımız var. Yüksek bir oran. Zaten çalışamayacak düzeyde olan engellilerimiz de var, onlar ayrı. Ama çalışabilir düzeyde olan engellilerimiz de çok fazla iş talebinde bulunuyorlar” diye konuştu.
Kamu zorunlu kotanın üstünde engelli işçi çalıştırırken özelde durum tersi
TÜİK’in en son 2011 yılında paylaştığı Nüfus ve Konut Araştırması’na göre, Türkiye’de yaklaşık beş milyon engelli var. Engellilerin yalnızca 1 milyon bini çalışıyor. Yaklaşık 4 milyon engelli istihdam sürecinin dışında. En az bir engeli olan nüfusun işgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 35,4, kadınlarda yüzde 12,5, toplamda ise yüzde 22,1. Çalışmak isteyip iş bulamayanların oranı yüzde 8,8. İşe yerleştirilen her beş engelli erkeğe karşın sadece bir kadın engelli istihdam ediliyor.
Özel sektör işyerlerinde yüzde 3, kamu işyerlerinde ise yüzde 4 engelli çalıştırılması zorunlu olduğundan devlet en önemli iş kapısı. İŞKUR’un en son 2021 Kasım ayı sonu itibariyle yayınlandığı ‘İstihdamı Zorunlu Kontenjanları’ verilerine göre, kamu sektöründe işçi kadrosunda çalıştırmakla yükümlü olunan engelli sayısı 20,226 iken toplam engelli çalışan sayısı 20,615. Kamuda zorunlu kotanın üstünde engelli istihdam edilirken özel sektörde durum tersi. Özel sektörde çalıştırmakla yükümlü olunan engelli sayısı 110,972 olmasına karşın toplam engelli çalışan sayısı 105,963.
“Engelsiz bireylerde olmayan nitelikleri engelliden talep ediyorlar”
50 veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerlerinde tüm çalışanların yüzde üçünü oluşturmak zorunda olan engelli kotası eğer doldurulmazsa işveren ağır cezalarla karşılaşabiliyor. Ancak dernek başkanı Kara, özel firmaların engelli çalıştırmadan cezadan kaçmanın yolunu bulduğu görüşünde. VOA Türkçe’ye konuşan Kara, “İŞKUR'da çalışan veya başvuru yapan arkadaşlarımızın bize dönüşleriyle yapmış olduğumuz araştırmalarda şöyle bir sonuç elde ettim. Bir firma İŞKUR'a şöyle bir ilan yazdırıyor: ‘Yüksek lisans mezunu. Endüstri mühendisi. Şu niteliklerde, şu kişi, şu engel durumunu istiyorum'. Yani sipariş üzerine, üst düzey yönetici sıfatında bir engelli. Engelsiz bireylerde olmayan nitelikleri engelliden talep ediyorlar. Maalesef ülkedeki engelli şartları, eğitim şartları uygun olmadığı için o nitelikleri hiçbir engelli tamamlayamıyor. Ama işverenler, ‘biz bunu İŞKUR'dan talep ettik, bizim açık ilanımız var, siz bize engelli göndermediniz’ diyorlar ve böylelikle alacakları cezadan da muaf olmuş oluyorlar” diye konuştu.
Özel sektörde iş bulma sıkıntısı nedeniyle engelliler için EKPSS’nin ön plana çıktığını kaydeden Kara, “Devlet memuru olma olasılıkları iş hayatına atılmalarının en kolay yolu gibi görünüyor şu anda. Çünkü verilmiş, kazanılmış bir hak sonuçta. Engeline uygun yere veya ikametgah adresine uygun yere atamaları gerçekleşiyor” dedi.
“Kadrolar tam anlamıyla dolmuş değil, çok büyük açığımız var”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın 2021 Aralık ayında yaptığı açıklamaya göre, 2002 yılında kamuda 5 bin 777 engelli, memur kadrosunda çalışırken, 2020 yılında bu sayı 10 katını geçen bir artışla 62 bin 337'ye ulaşmış durumda. Bakan Yanık, “3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Milli Eğitim Bakanlığı uhdesinde 750 engelli öğretmenimizin atamasını da gerçekleştirerek bu sayıyı 63 bin 87'ye çıkardık. Söz verdiğimiz gibi 2022 yılı Ocak ayı sonunda 2 bin 927 engelli memurumuzun da kamuya atamasını gerçekleştireceğiz. Böylelikle kamuda çalışan engelli memur sayımızı 66 bin 14'e çıkarmış olacağız” demişti.
Ancak Kara, devlette engellilerin atanabileceği kadroların tamamen dolu olmadığını kaydetti. Geçmiş yıllardan atama bekleyenlerin bulunması da kısa vadede iş umudu olanların beklentisini azaltıyor. Kara, “Türkiye'de maalesef ki engellilerle ilgili çok ciddi anlamda bir açık var. Kadrolar tam anlamıyla dolmuş değil. Çok büyük bir açığımız var. Her yıl atamalar yapılsa da yeterli değil. Engellilerle ilgili ülkemizde işsizlik oranı çok yüksek. Engel gruplarıyla da ilgili farklı farklı sorunlar var. Çok detaylı, kapsamlı bir çalışma yapılıp engel gruplarına göre kişilerin atanmalarındaki yolun hızlı bir şekilde açılması gerekiyor” dedi.
“Lisans düzeyinde olan kişilerin açılan kadro sayıları maalesef çok düşük”
Kara’ya göre tek sorun kadroların niceliği değil niteliği de. Lisans ve ön lisans mezunu olan engellilerin mühendislikten psikologluğa, öğretmenlikten eczacılığa kendi alanlarında çalışabilecekleri devlet kadrolarının oldukça kısıtlı olduğunu söyleyen Kara, “Açılan kadrolarla ilgili sorunlar yaşıyoruz. Açılan kadrolarımızda mesela mesleki eğitimler yani lisans düzeyinde olan kişilerin açılan kadro sayıları maalesef çok düşük. Yani Türkiye genelinde 1-2 kişiye kadar açılan kadrolar gördük. İster istemez bu kadro açıldığı için, örneğin Doğu'da bir kadro açıldığında, aynı kadro İzmir, İstanbul gibi Batı kentlerinde de olmaması şartıyla engelli arkadaşımız ister istemez Doğu'yu yazmak zorunda kalıyor. Maalesef orada atamasını yapıyor, ilk yılki görevini orada yapıyor” diye konuştu.
Sınav sistemindeki yanlış uygulamaların da düzeltilmesini isteyen Kara sözlerine şunları ekledi: “Mesela sınav sisteminde de bizim tespit ettiğimiz bazı yanlış uygulamalar var. Görme engelli bireyin yanında bir okuyucu ya da kolaylaştırıcı bulunuyor. Onlara bir sorunun çözümü için verilen süreyle, diğer ortopedik veya süreğen hastalığı olanlara verilen süre maalesef aynı. Bunlarla ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Yani sistemde ufak tefek aksaklıklar hala yaşıyoruz. Tam anlamıyla çözmüş değiliz. Ama ben en kısa sürede bu konuyla ilgili birçok şey değişeceğine de inanıyorum.”