BRÜKSEL —
Brüksel’in önerdiği kurtarma paketinden yararlanabilmek için şu ana kadar görülmemiş şartlara evet diyen Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği’nin temel ilkelerinden olan sermayenin serbest dolaşımına kısıtlama getiren ilk Euro Bölgesi üyesi olarak “tarihe geçti”.
Yaklaşık iki hafta kapalı kalan bankalardan aşırı düzeyde para kaçışı olmasın diye bu yola başvuran Rum Yönetimi, bu önlemleri çok uzun süre uygulama lüksüne sahip değil. Bunun nedeni ise Avrupa Birliği kurallarının sermaye hareketlerine kısıtlama getirilmesine istisnai durumlar dışında izin vermemesi.
Avrupa Birliği Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, “Mevcut şartlarda bu kısıtlama önlemleri gerekli görülmekle birlikte hem Kıbrıs ekonomisinin hem de Avrupa Birliği tek pazarının çıkarı açısından sermayenin serbest dolaşımı mümkün olan en kısa zamanda tekrar yürürlüğe sokulmalı” denildi. Avrupa Birliği Komisyonu önlemlerin uygulanışını yakından izleyeceğini belirtirken beklentiler devreye sokulan önlemlerin en az bir ay yürürlükte kalacağı yönünde.
Euro Bölgesi’nde sermayenin serbest dolaşımına ilk kez Rumlar kısıtlama getirmiş olsa da bu uygulama daha önce de bazı ülkelerce tercih edilmişti. Kıbrıs örneğini farklı kılan en önemli unsurlardan birini ise Rumların bu önleme beklenenin çok altında tepki vermeleri ve panik havası yaratmamaları oluşturuyor. Arjantin’in 2001’de banka hesaplarına erişimi engellediğinde oluşan halk tepkisinin devlet başkanı düşürdüğü hatırlandığında Kıbrıs’taki ilk tepkilerin yumuşaklığı daha iyi anlaşılıyor.
Rum Dışişleri Bakanı Ioannis Kasulidis, alınan önlemlerin bir ay içinde kaldırılacağını umduğunu söylese de bazı ekonomi çevreleri bu beklentinin oldukça iyimser bir içeriğe sahip olduğu görüşündeler. Kısıtlamaların bir aydan fazla sürme riski öne çıkıyor. Arjantin’in aldığı önlemler bir yıldan fazla yürürlükte kalmıştı. 2008’de krize sürüklenen İzlanda’da ise alınan bazı önlemler bugün hâlâ yürürlükte.
Güney Kıbrıs’ın Euro Bölgesi üyesi olması Arjantin ve İzlanda gibi istediği kuralları alıp kısıtlamaları istediği kadar uzatmasının önündeki en önemli engeli oluşturuyor. İlk günleri paniksiz atlatan Rum bankalarının önlemler gevşetildiğinde ya da tamamen kaldırıldığında çok büyük oranlarda para kaçışıyla karşı karşıya kalma olasılığı ise hâlâ çok yüksek. Bu tür önlemlerin kanamayı sadece geçici olarak durdurduğu dikkate alındığında diğer Euro Bölgesi ülkeleri için de riskin sürdüğünü söylemek yanlış olmaz.
Yaklaşık iki hafta kapalı kalan bankalardan aşırı düzeyde para kaçışı olmasın diye bu yola başvuran Rum Yönetimi, bu önlemleri çok uzun süre uygulama lüksüne sahip değil. Bunun nedeni ise Avrupa Birliği kurallarının sermaye hareketlerine kısıtlama getirilmesine istisnai durumlar dışında izin vermemesi.
Avrupa Birliği Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, “Mevcut şartlarda bu kısıtlama önlemleri gerekli görülmekle birlikte hem Kıbrıs ekonomisinin hem de Avrupa Birliği tek pazarının çıkarı açısından sermayenin serbest dolaşımı mümkün olan en kısa zamanda tekrar yürürlüğe sokulmalı” denildi. Avrupa Birliği Komisyonu önlemlerin uygulanışını yakından izleyeceğini belirtirken beklentiler devreye sokulan önlemlerin en az bir ay yürürlükte kalacağı yönünde.
Euro Bölgesi’nde sermayenin serbest dolaşımına ilk kez Rumlar kısıtlama getirmiş olsa da bu uygulama daha önce de bazı ülkelerce tercih edilmişti. Kıbrıs örneğini farklı kılan en önemli unsurlardan birini ise Rumların bu önleme beklenenin çok altında tepki vermeleri ve panik havası yaratmamaları oluşturuyor. Arjantin’in 2001’de banka hesaplarına erişimi engellediğinde oluşan halk tepkisinin devlet başkanı düşürdüğü hatırlandığında Kıbrıs’taki ilk tepkilerin yumuşaklığı daha iyi anlaşılıyor.
Rum Dışişleri Bakanı Ioannis Kasulidis, alınan önlemlerin bir ay içinde kaldırılacağını umduğunu söylese de bazı ekonomi çevreleri bu beklentinin oldukça iyimser bir içeriğe sahip olduğu görüşündeler. Kısıtlamaların bir aydan fazla sürme riski öne çıkıyor. Arjantin’in aldığı önlemler bir yıldan fazla yürürlükte kalmıştı. 2008’de krize sürüklenen İzlanda’da ise alınan bazı önlemler bugün hâlâ yürürlükte.
Güney Kıbrıs’ın Euro Bölgesi üyesi olması Arjantin ve İzlanda gibi istediği kuralları alıp kısıtlamaları istediği kadar uzatmasının önündeki en önemli engeli oluşturuyor. İlk günleri paniksiz atlatan Rum bankalarının önlemler gevşetildiğinde ya da tamamen kaldırıldığında çok büyük oranlarda para kaçışıyla karşı karşıya kalma olasılığı ise hâlâ çok yüksek. Bu tür önlemlerin kanamayı sadece geçici olarak durdurduğu dikkate alındığında diğer Euro Bölgesi ülkeleri için de riskin sürdüğünü söylemek yanlış olmaz.