BRÜKSEL —
Sırbistan ile Kosova arasında Avrupa Birliği himayesinde yürütülen müzakerelerden sonuç çıkmadı. Brüksel’de 12 saat süren müzakerelere rağmen taraflar arasındaki görüş ayrılıkları giderilemedi. Sekizinci turdan da olumlu sonuç çıkmaması üzerine Avrupa Birliği, tarafların bu aşamadan sonra Brüksel’in arabuluculuğunda resmi olarak toplanmayacağını açıkladı. Görüşmelerden yine sonuç çıkmaması haziran ayında Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi bekleyen Sırbistan’ın sürecini de riske soktu.
Müzakerelerin kilitlenmesinde Kosova’nın kuzeyinde Sırpların yoğun olarak yaşadığı bölgenin statüsü etkili oldu. Zaten en tartışmalı pazarlık konusu da buydu. Sırbistan bu bölgeyle ilgili politikasını değiştirmesi konusunda yoğun uluslararası baskı altında olsa da Brüksel’de geri adım atmamak için sonuna kadar direndi.
Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, iki taraf arasındaki görüş ayrılığının “çok az ancak derin” olduğunun altını çizdi. Ashton, Sırbistan ve Kosova başbakanlarının ülkelerinde danışmalarda bulunduktan sonra anlaşma konusundaki kararlarını Brüksel’e ileteceklerini söyledi. Ashton, bir uzlaşının hâlâ mümkün olduğunu düşünse de gerilimi çok yüksek olan bölgede her iki tarafın da kabul edebileceği unsurlar içermemesi halinde herhangi bir anlaşmanın uygulanabilirliği pek yüksek görünmüyor.
Bölgedeki savaş döneminde Slobodan Miloseviç’in yardımcılarından olan Sırbistan Başbakanı Ivica Dacic, görüşmelerden sonra, “Her şey bitmedi” açıklaması yaparken eski bir gerilla komutanı olan Kosova Başbakanı Haşim Taçi, “Gelecek günlerde Sırpların zamanı samimi şekilde düşünmek için kullanacaklarını umuyoruz. Bir anlaşmaya varılabileceği konusunda umudum sürüyor” dedi.
Avrupa Birliği bu ayın ortasında Sırbistan konusunda bir rapor hazırlayacak. Bu rapor haziranda toplanacak olan Avrupa Birliği liderlerinin Sırbistan’a müzakere tarihi verip vermeme konusunda alacakları karar açısından belirleyici olacak. Önümüzdeki günlerde Sırbistan’dan olumlu yanıt gelmemesi halinde nisandaki raporun ve hazirandaki kararın Belgrad lehine çıkma olasılığı oldukça düşük.
Avrupa Birliği’nin, geçen yıl aday ülke statüsü verilen Sırbistan’a müzakere için yeşil ışık yakabilmesi Kosova’yla ilişkilerin normalleştirilip işlevsel bir komşuluk ilişkisi kurulmasına ve ülkenin kuzeyiyle ilgili etnik sorunun halledilmesine bağlı.
Müzakerelerin kilitlenmesinde Kosova’nın kuzeyinde Sırpların yoğun olarak yaşadığı bölgenin statüsü etkili oldu. Zaten en tartışmalı pazarlık konusu da buydu. Sırbistan bu bölgeyle ilgili politikasını değiştirmesi konusunda yoğun uluslararası baskı altında olsa da Brüksel’de geri adım atmamak için sonuna kadar direndi.
Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, iki taraf arasındaki görüş ayrılığının “çok az ancak derin” olduğunun altını çizdi. Ashton, Sırbistan ve Kosova başbakanlarının ülkelerinde danışmalarda bulunduktan sonra anlaşma konusundaki kararlarını Brüksel’e ileteceklerini söyledi. Ashton, bir uzlaşının hâlâ mümkün olduğunu düşünse de gerilimi çok yüksek olan bölgede her iki tarafın da kabul edebileceği unsurlar içermemesi halinde herhangi bir anlaşmanın uygulanabilirliği pek yüksek görünmüyor.
Bölgedeki savaş döneminde Slobodan Miloseviç’in yardımcılarından olan Sırbistan Başbakanı Ivica Dacic, görüşmelerden sonra, “Her şey bitmedi” açıklaması yaparken eski bir gerilla komutanı olan Kosova Başbakanı Haşim Taçi, “Gelecek günlerde Sırpların zamanı samimi şekilde düşünmek için kullanacaklarını umuyoruz. Bir anlaşmaya varılabileceği konusunda umudum sürüyor” dedi.
Avrupa Birliği bu ayın ortasında Sırbistan konusunda bir rapor hazırlayacak. Bu rapor haziranda toplanacak olan Avrupa Birliği liderlerinin Sırbistan’a müzakere tarihi verip vermeme konusunda alacakları karar açısından belirleyici olacak. Önümüzdeki günlerde Sırbistan’dan olumlu yanıt gelmemesi halinde nisandaki raporun ve hazirandaki kararın Belgrad lehine çıkma olasılığı oldukça düşük.
Avrupa Birliği’nin, geçen yıl aday ülke statüsü verilen Sırbistan’a müzakere için yeşil ışık yakabilmesi Kosova’yla ilişkilerin normalleştirilip işlevsel bir komşuluk ilişkisi kurulmasına ve ülkenin kuzeyiyle ilgili etnik sorunun halledilmesine bağlı.