Kıbrıs açıklarında doğal kaynaklar bulunduğunda pek çok uzman bunun adada 40 yıldır yaşanan sorunun çözümüne katkıda bulunacağı ve iki toplumu yakınlaştıracağı yorumunda bulunmuştu. Gelinen aşamada ise bu kaynaklar gerginlik unsuru olmanın dışında herhangi bir işlev görmüyor.
Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki “münhasır ekonomik bölgede” (MEB) savaş gemileri eşliğinde yürüttüğü araştırma çalışmaları nedeniyle Avrupa Birliği’ni harekete geçiren Rumlar, siyasi hamlelerinin meyvelerini toplamaya devam ediyor.
Geçen ay düzenlenen Avrupa Birliği Zirvesi’nde hasta yatağından Türkiye aleyhine karar çıkmasını sağlayan Rum lider Nikos Anastasiades ve ekibinin girişimleri Avrupa Parlamentosu nezdinde de sonuç doğurdu.
Tüm siyasi gruplardan destek alan ve gelecek hafta kabul edilecek olan ortak karar taslağında “provokatif” olarak nitelenen eylemlerin sürmesinin ya da tekrarlanmasının müzakere süreci de dahil olmak üzere Avrupa Birliği - Türkiye ilişkilerinde olumsuz etki yaratabileceği belirtiliyor.
Avrupa Parlamentosu belgesinde, Türkiye’ye itidal ve uluslararası hukuka uygun davranma çağrısı yapılırken Ankara’nın “tehditleri ve tek taraflı eylemleri tırmandırmasının esefle karşılandığı” ifade ediliyor. MEB’in meşruluğunun altının çizildiği taslakta, Rumların bu bölgede doğal kaynak arama konusunda tam ve egemen hakka sahip olduğu vurgulanıyor. Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerinin hem provokatif hem de yasa dışı olduğunun altını çizen Avrupa Parlamentosu, Türk gemilerinin derhal geri çekilmesini talep ediyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin kara sularındaki egemenliğine saygı gösterilmesini isteyen Avrupa Parlamentosu, buna Birlik ülkelerinin doğal kaynaklarını keşfetmek ve işletmek amacıyla Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne (UNCLOS) uygun ikili anlaşmalar yapmanın da dahil olduğunu belirtiyor.
Rumların, egemen toprak ve kara sularının ihlali konusunda Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) nezdinde resmi şikayette bulunma hakkının desteklendiğinin kaydedildiği belgede, Türkiye’nin tüm Avrupa Birliği üyeleriyle ilişkilerini normalleştirmesine verilen önemin altı çiziliyor.
Son Avrupa Birliği Zirvesi’nde, gündemde olmamasına rağmen, Türkiye’ye karşı bir metnin kabul edilmesini sağlayan ardından da Avrupa Parlamentosu’nu harekete geçiren Rum Kesimi’nin manevraları bu adımlarla sınırlı kalmayacak. Ankara’nın MEB’deki faaliyetleri sürdükçe yeni başlık açılmasını bloke edeceğini duyuran Rumların, Türkiye konusunun geniş şekilde işleneceği aralıktaki Avrupa Birliği Zirvesi’nde yeni adımları devreye sokması öngörülüyor.