Türkiye'de TUİK verilerine göre çeşitli sakatlıklar ve kazalar sonucu belirli becerilerini yitirmiş kişiler de dahil 9 milyon engelli var. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla VOA Türkçe, Türkiye Sakatlar Derneği TSD Genel Başkanı ve engelli vatandaşlarla yaşadıkları sorunları konuştu.
“Engelliler evlerinde modern hapis hayatı yaşıyor”
Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz, 9 milyonluk engelli nüfusunun sosyal alanlarda, eğitim ve istihdam alanlarında bulanmadığına dikkat çekti. Bunun sebebini de Türkiye’nin şehirleşme yapısının engellilere göre olmaması olarak gösteren Boyraz, “Kamu binaları, toplu taşıma sistemleri engellilere göre değil. Dolayısıyla engelliler var ama nerede? Kendi evlerinde modern hapis hayatı yaşar, ebeveynleri de gönüllü gardiyanlarıdır” dedi.
“Eğitime erişim zor”
Engellilerin eğitime erişimde de sıkıntı yaşadıklarını belirten Boyraz, 9 milyon engellinin arasında ilköğretim eğitimi oranının yüzde 7, üniversite eğitimi oranının ise yüzde 1 olduğunu belirtti.
Engelli olmak hiçbirimizin kaderi ya da tercihi değil diyen Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz, “Biz sistemin yanlış işleyişinin kurbanlarıyız. Savaşların, iş kazalarının, terörün veya akraba evliliklerinin kurbanlarıyız” dedi.
Boyraz, Toplu taşıma sistemlerinin ve araç sayısının yetersizliği sebebiyle engellilerin tramvaylara, otobüslere binme şanslarının çok az olduğunu söyledi; kaldırım ve yolların da engellilere göre yapılmaması sebebiyle bu vatandaşların evlerinde çıkamadıklarını sözlerine ekledi.
Engelli olan insanların özgür ve eşit bir biçimde şehirlerde yer alması gerektiğini söyleyen Boyraz, “Bu insanların iş bulması ve hayatını idame ettirmesi gerekiyor. Aksi halde hem devletin hem de ailelerinin sırtında kambur olur, ötekileştirilir ve dışlanırlar” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de engelli olmak çok yorucu”
Bilgisayar mühendisi Bülent Kılıçaslan, 20 yıl önce geçirdiği bir kaza sonucu omurilik felci olmuş. Yaşamını uzun yıllar tekerlekli sandalyede geçiren Kılıçaslan, Türkiye’de engelli olarak yaşamanın zorluklarını anlattı.
Türkiye’de engelli olmanın çok zor ve yorucu bir durum olduğunu söyleyerek söze başlayan Bülent Kılıçaslan, “Engelliler, banyo yapmak, merdivenden inip çıkmak veya toplu taşıma araçlarına binmek gibi günlük işlerini yapabilmek için sürekli bir mücadele halinde olmak zorundalar. Bu olumsuzluklar ortadan kaldırılırsa yürüyenle benim aramda neredeyse hiçbir fark kalmaz” dedi.
“Dışarı çıkmak yerine evde oturmayı tercih etmek zorunda kalıyoruz”
Kılıçaslan, bir konsere gidebilmek, metrobüse binebilmek veya bir binanın üst katlarında ders görebilmek için saatlerini harcamak zorunda kalan engellilerin, bu gibi faaliyetlerin kendilerini zorladığını gördükten sonra artık evde oturmayı tercih etmek zorunda kaldıklarını kaydetti.
Her ülkede bazı hakların mücadele sonucunda elde edildiğini vurgulayan Kılıçaslan, engellilerin daha iyi şartlarda yaşaması ve bu yönde düzenlemelerin yapılması için sivil toplum örgütlerine ve engellilere de çok iş düştüğünü belirtti.
Bülent Kılıçaslan, bina, kaldırım gibi yapıların engellileri düşünmeden yapıldığını söyleyerek yanlış planlamanın daha sonra çözülmeye çalışıldığını ve bu durumun hem engellilere çok mağduriyet yaşattığını hem de bir maliyet ortaya çıkarttığını anlattı.
‘’Engelli olmak yoksulluğu kaçınılmaz hale getiriyor’’
Engellilerin kendileri için tasarlanan tekerlekli sandalye, merdiven çıkma cihazı gibi ürünlere sosyal güvenlik şemsiyesi altında sahip olamadıklarını belirten Kılıçaslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu ürünler çok pahalı. Zaten engelli olmak yoksulluğu kaçınılmaz hale getiriyor bu ülkede. Ürünler de pahalı olunca bunlara sahip olma ihtimalimiz de azalıyor. Bu sebeplerle Türkiye’de engelli olarak yaşamak çok zor.”
“Avrupa’da engelliler için daha iyi şartlar mevcut”
Yurtdışında engelliler için çok daha iyi hayat şartlarının olduğunu, bu nedenle tasarlanan ürünlerin onlara ücretsiz olarak verildiğini ve onlar için birçok şeyin düşünüldüğünü ifade eden Kılıçaslan, Türkiye’de engellilerin kendi ülkesinde yaşamak istemesinin maneviyat açısından bir tercih sebebi olduğunu söyledi.
Kılıçaslan, burada yapılması gerekenin her şeye rağmen insanlarla daha çok dayanışma içinde olarak engelliler için daha yaşanılabilir bir düzenin oluşturulmasını sağlamak olduğunu söyledi.
“Kapıdan çıkarken sıkıntı başlıyor”
Doğuştan engelli olan 20 yaşındaki Saliha Mayda, İstanbul’un Bahçelievler semtinde yaşıyor. Babası Hüseyin Mayda, Saliha ile daha evlerinden çıkarken sıkıntı yaşamaya başladıklarını söylüyor.
“Kaldırımda gitmeye çalışıyoruz araba yolumuza park etmiş ve bizim oradan inme şansımız yok. Konuyu defalarca belediyeye iletmeme rağmen ilgilenmediler. Kendi olanaklarımla evimin önüne bariyer koydum ama belediye kaldırdı. Evimin önüne çekilen araba yüzünden kızımla saatlerce evde mahsur kalıyoruz.”
“Kızım okula gidemedi”
Özel eğitim kurumlarının servisleri olduğunu fakat asansör sistemlerinin olmadığını ifade eden Hüseyin Mayda, bu yüzden Saliha’nın okula gidemediğini ve Saliha’nın okula gidememesinin içinde uhde olduğunu belirtiyor.
Daha önce okula gittiğini ancak yaşadığı zorluklar sebebiyle devam edemediğini söyleyen Saliha ise “Kardeşim okula giderken keşke ben de gidebilsem” diyor.