BRÜKSEL —
Uzun süredir ekonomik krizle boğuşan ve gelecekte benzer krizlerle daha iyi baş edebilmek için çözüm yolları üretmeye çalışan Avrupa Birliği Komisyonu, üye ülkeler arasında görüş ayrılıkları yaşanmasına neden olan mali işlemler vergisi uygulamasına destek verdi. Avrupa Birliği Komisyonu’nun bu uygulamaya destek vermesinin ardında zorda olan Birlik ülkeleri için milyarlarca euro gelir elde edilebileceğini düşünmesi yatıyor.
Geçtiğimiz aylarda ele alınan ancak üzerinde uzlaşı sağlanamayan uygulamaya en net karşı çıkan Avrupa Birliği ülkesi İngiltere. Londra, bu yöntemin kendisine yarardan çok zarar getireceği görüşünde. İngiltere’nin çekincesini yersiz bulan ve uygulamanın yararına inanan ülkelerin başını ise Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya çekiyor. Bu konuda Euro Bölgesi’nin en önemli dört ülkesine destek veren diğer üyeler ise Yunanistan, Portekiz, Belçika, Avusturya, Slovakya ve Slovenya.
Mali işlemler vergisi, bankalar ile mali kurumların hisse senedi, tahvil ve döviz işlemlerinden çok düşük düzeyde pay alınması temeline dayanıyor. Bu tür işlemlerden alınacak pay düşük olsa da yaratacağı kaynak için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Brüksel’de yapılan hesaplamalar, elde edilecek gelirin zordaki ülkelere yardımda kullanılacağı umudu nedeniyle "Robin Hood vergisi" diye de adlandırılabilecek mali işlemler vergisi aracılığıyla bir yılda toplanacak miktarın yaklaşık 57 milyar euro düzeyine ulaşabileceğini gösteriyor. Bundan yaklaşık 9 ay önce yapılan öneride hisse senedi ve tahvil işlemlerinden yüzde 0.1, diğer işlemlerden ise yüzde 0.01 düzeyinde vergi kesilmesi gündeme gelmişti.
Bu vergi konusunda üye ülkeler arasında uzlaşı olmasa da Avrupa Birliği’nin verdiği destek uygulamadan yana olan ülkeler açısından konuyu daha ileri taşıma açısından bir yeşil ışık anlamına geliyor. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da yaptığı açıklamada, "Krizin maliyetlerinin sıradan vatandaşların omuzuna yüklenmesi yerine finans sektörünce paylaşılmasını garanti altına almaya ihtiyacımız var" dedi.
Mali işlemler vergisi, Avrupa Birliği’nde sıkça kullanılmayan bir yöntemle devreye sokulmaya çalışılıyor. 27 üye ülkeden en az 9 üye ortak hareket ederse yasal düzenlemeye öncülük edebiliyorlar. Ancak yasal düzenleme konusunda Komisyon’un detaylı öneri hazırlayabilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun ve uygulamayı kendileri açısından devreye sokma niyetinde olmayan ülkelerin de onayı gerekiyor.
Finans sektörü oldukça güçlü olan Lüksemburg’un yanı sıra Finlandiya, İrlanda, Hollanda, Malta ve Kıbrıs’ın da dışında kalmayı tercih ettiği mali işlemler vergisiyle ilgili ciddi bir soru da yanıt bekliyor. O da bu vergiyi uygulayacak ülkelerin elde ettikleri kaynağı nasıl kullanacağı. Vergiye destek veren Avrupa Birliği Komisyonu’nun önerisi kaynağın Avrupa Birliği bütçesine aktarılması yönünde olsa da 10 ülkenin bu öneriye ne düzeyde uyacağı ya da uyup uymayacağı henüz netleşmiş değil.
Geçtiğimiz aylarda ele alınan ancak üzerinde uzlaşı sağlanamayan uygulamaya en net karşı çıkan Avrupa Birliği ülkesi İngiltere. Londra, bu yöntemin kendisine yarardan çok zarar getireceği görüşünde. İngiltere’nin çekincesini yersiz bulan ve uygulamanın yararına inanan ülkelerin başını ise Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya çekiyor. Bu konuda Euro Bölgesi’nin en önemli dört ülkesine destek veren diğer üyeler ise Yunanistan, Portekiz, Belçika, Avusturya, Slovakya ve Slovenya.
Mali işlemler vergisi, bankalar ile mali kurumların hisse senedi, tahvil ve döviz işlemlerinden çok düşük düzeyde pay alınması temeline dayanıyor. Bu tür işlemlerden alınacak pay düşük olsa da yaratacağı kaynak için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Brüksel’de yapılan hesaplamalar, elde edilecek gelirin zordaki ülkelere yardımda kullanılacağı umudu nedeniyle "Robin Hood vergisi" diye de adlandırılabilecek mali işlemler vergisi aracılığıyla bir yılda toplanacak miktarın yaklaşık 57 milyar euro düzeyine ulaşabileceğini gösteriyor. Bundan yaklaşık 9 ay önce yapılan öneride hisse senedi ve tahvil işlemlerinden yüzde 0.1, diğer işlemlerden ise yüzde 0.01 düzeyinde vergi kesilmesi gündeme gelmişti.
Bu vergi konusunda üye ülkeler arasında uzlaşı olmasa da Avrupa Birliği’nin verdiği destek uygulamadan yana olan ülkeler açısından konuyu daha ileri taşıma açısından bir yeşil ışık anlamına geliyor. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da yaptığı açıklamada, "Krizin maliyetlerinin sıradan vatandaşların omuzuna yüklenmesi yerine finans sektörünce paylaşılmasını garanti altına almaya ihtiyacımız var" dedi.
Mali işlemler vergisi, Avrupa Birliği’nde sıkça kullanılmayan bir yöntemle devreye sokulmaya çalışılıyor. 27 üye ülkeden en az 9 üye ortak hareket ederse yasal düzenlemeye öncülük edebiliyorlar. Ancak yasal düzenleme konusunda Komisyon’un detaylı öneri hazırlayabilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun ve uygulamayı kendileri açısından devreye sokma niyetinde olmayan ülkelerin de onayı gerekiyor.
Finans sektörü oldukça güçlü olan Lüksemburg’un yanı sıra Finlandiya, İrlanda, Hollanda, Malta ve Kıbrıs’ın da dışında kalmayı tercih ettiği mali işlemler vergisiyle ilgili ciddi bir soru da yanıt bekliyor. O da bu vergiyi uygulayacak ülkelerin elde ettikleri kaynağı nasıl kullanacağı. Vergiye destek veren Avrupa Birliği Komisyonu’nun önerisi kaynağın Avrupa Birliği bütçesine aktarılması yönünde olsa da 10 ülkenin bu öneriye ne düzeyde uyacağı ya da uyup uymayacağı henüz netleşmiş değil.