BRÜKSEL —
Ekonomik krizle boğuşmayı sürdüren Avrupa Birliği için ufukta yeni bir krizin sinyalleri de yavaş yavaş belirmeye başladı. Ancak bu kez kriz alanı ekonomi değil dış politika. Aradan geçen iki yıla karşın Suriye’deki krize ve artma eğilimini koruyan şiddete karşı fazla bir adım atılamamasının uluslararası alanda yarattığı rahatsızlık Avrupa Birliği içinde de net şekilde hissedilmeye başlandı. İngiltere ve Fransa’nın, Suriye’deki muhaliflere silah sağlanmasına engel olan ambargonun kaldırılmasını istemeleri ve bu talebin şu aşamada genel bir kabul görmemesi AB’yi tartışması bol günlerin beklediğini gösteriyor.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve İngiltere Başbakanı David Cameron’ın ambargonun kaldırılması yönündeki taleplerini resmi gündemde olmamasına rağmen AB Zirvesi’nin ikinci gün oturumuna taşımaları Paris-Londra ikilisinin “bu işin peşini bırakmayacağının” net göstergesi olarak algılanıyor.
Talep güçlü olsa da akıllardaki soru işaretleri de en az talep kadar güçlü. Ana soruyu ise silah ambargosu kaldırılarak muhaliflere silah akışının sağlanması halinde bunun Esad rejimini yıkamanın yolunu mu açacağı yoksa daha fazla ölüme mi neden olacağı oluşturuyor. AB liderlerinin bu soruya ortak bir cevap verdiğini söylemek ise mümkün değil.
Ambargo konusunda kamplaşma içinde olan Avrupa Birliği liderleri, kısa vadeli çözüm olarak dışişleri bakanlarının devreye sokulmasını buldular. Gelecek hafta içinde İrlanda’nın başkenti Dublin’de gayriresmi nitelikli bir toplantıda (GYMNICH) bir araya gelecek olan Avrupa Birliği dışişleri bakanları ortak pozisyon arayışına girecekler. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, bu konunun bakanların bir numaralı gündem maddesi olacağını söyledi.
Avrupa Birliği dışişleri bakanları konuyu masaya yatıracak olsalar da bu toplantıdan net sonuç alınması ihtimali oldukça düşük görülüyor. Bunun nedeni ise Birlik içindeki kamplaşmanın ciddi boyutlarda olması. Kamplaşmanın Fransa-İngiltere ile Almanya’nın başını çektiği gruplar olarak şekillenmesi ise yaşanacak tartışmaların yoğunluğunun ve sertliğinin garantisi olarak görülüyor.
İngiltere ve Fransa’nın öncelikli tercihi Avrupa Birliği içinde ortak bir tutum belirlenebilmesinden yana ancak bunun mümkün olmaması halinde iki ülke tek başlarına hareket etme konusunda kararlı olduklarını zirvede net şekilde dile getirdiler.
Avrupa Birliği’nin silah ambargosu Suriye’ye uygulanan yaptırım paketinin bir parçası. Sürekli gözden geçirilen paketin süresi ise 1 Haziran’da doluyor. Üye ülkelerin tamamının yaptırımların yenilenmesi ya da değiştirilmesi konusunda uzlaşamaması durumunda ise ambargo ve içinde bulunduğu paketin bu tarihten sonra geçerliliği kalmayacak.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve İngiltere Başbakanı David Cameron’ın ambargonun kaldırılması yönündeki taleplerini resmi gündemde olmamasına rağmen AB Zirvesi’nin ikinci gün oturumuna taşımaları Paris-Londra ikilisinin “bu işin peşini bırakmayacağının” net göstergesi olarak algılanıyor.
Talep güçlü olsa da akıllardaki soru işaretleri de en az talep kadar güçlü. Ana soruyu ise silah ambargosu kaldırılarak muhaliflere silah akışının sağlanması halinde bunun Esad rejimini yıkamanın yolunu mu açacağı yoksa daha fazla ölüme mi neden olacağı oluşturuyor. AB liderlerinin bu soruya ortak bir cevap verdiğini söylemek ise mümkün değil.
Ambargo konusunda kamplaşma içinde olan Avrupa Birliği liderleri, kısa vadeli çözüm olarak dışişleri bakanlarının devreye sokulmasını buldular. Gelecek hafta içinde İrlanda’nın başkenti Dublin’de gayriresmi nitelikli bir toplantıda (GYMNICH) bir araya gelecek olan Avrupa Birliği dışişleri bakanları ortak pozisyon arayışına girecekler. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, bu konunun bakanların bir numaralı gündem maddesi olacağını söyledi.
Avrupa Birliği dışişleri bakanları konuyu masaya yatıracak olsalar da bu toplantıdan net sonuç alınması ihtimali oldukça düşük görülüyor. Bunun nedeni ise Birlik içindeki kamplaşmanın ciddi boyutlarda olması. Kamplaşmanın Fransa-İngiltere ile Almanya’nın başını çektiği gruplar olarak şekillenmesi ise yaşanacak tartışmaların yoğunluğunun ve sertliğinin garantisi olarak görülüyor.
İngiltere ve Fransa’nın öncelikli tercihi Avrupa Birliği içinde ortak bir tutum belirlenebilmesinden yana ancak bunun mümkün olmaması halinde iki ülke tek başlarına hareket etme konusunda kararlı olduklarını zirvede net şekilde dile getirdiler.
Avrupa Birliği’nin silah ambargosu Suriye’ye uygulanan yaptırım paketinin bir parçası. Sürekli gözden geçirilen paketin süresi ise 1 Haziran’da doluyor. Üye ülkelerin tamamının yaptırımların yenilenmesi ya da değiştirilmesi konusunda uzlaşamaması durumunda ise ambargo ve içinde bulunduğu paketin bu tarihten sonra geçerliliği kalmayacak.
