Gallup’un Türkiye’de yapmış olduğu bir araştırmaya göre Almanya Türkler arasında en çok olumlu görüş toplayan ülke. Araştırmaya katılanlar, yüzde 48,9 oranla en çok Almanya’ya destek verirken, Amerika hakkında olumlu düşünenlerin oranı sadece %34. Anketi değerlendiren Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, bu düşük oranda ABD’nin Türkiye’nin “güçlü müttefiklik” tanımında kararsızlık yaşamasına bağlıyor.
Gallup araştırma şirketinin Türkiye’de yapmış olduğu bir araştırmaya göre Almanya Türkler arasında en çok olumlu görüş toplayan ülke. Araştırmaya katılanlar, yüzde 48,9 oranla en çok Almanya’ya destek verirken, Amerika hakkında olumlu düşünenlerin oranı sadece %34.
Bu konuda görüşlerine başvurduğumuz Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, Amerika’nın Sesi için değerlendirmelerde bulundu.
Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, araştırma sonucuna göre Türk halkının en çok Almanya’ya destek vermesinin sebebini, Almanya ile Türkiye’nin tarihi birlikteliğine bağlıyor. Türk göçmen nüfusunun Almanya’da yüksek oranda olması da bu desteğin bir başka sebebi. Bıçakçı’ya göre, Almanya’nın istihbarat anlamında Orta Doğu’da çok güçlü bir devlet olması ve istikrarlı davranması Almanya’ya olan güveni arttırıyor.
Türkiye-Amerika ilişkilerinin, Soğuk Savaş döneminden bugüne kadar farklı bir düzlemde ilerlediğini belirten Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, sözlerine şöyle devam etti: “Amerika, zaman zaman Türkiye’yi kendi sınıflamasında nereye koyacağı konusunda problemler yaşamış bir ülke. Amerika için Türkiye, çok güçlü müttefik olduğu bir ülke mi yoksa değişik politik durumlar dolayısıyla değişmesi gereken bir ülke mi, buna karar verebilmiş durumda değil.”
Türk halkının Almanya’ya desteğinin yüksek çıkmasını, Almanya’nın tutarlı davranışlarına bağlayan Bıçakçı, özellikle Merkel döneminde Türkiye’ye karşı çok yapıcı işbirliği içinde olunmasını da bu desteğin sebepleri arasında görüyor.
Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, Türk halkının bir ülkeye destek verip-vermemesinin başka bir sebebinin de medyada çıkan haberler olduğunu belirtti. Ayrıca Türk halkının genelinin zihninde, Amerika’nın bütün problemlerin başı olduğuna dair bir algı olduğunu söyleyen Bıçakçı’ya göre, 15 Temmuz sonrası Fethullah Gülen’in iadesinin talep edilip bunun gerçekleşmemesi de Amerika’ya karşı olumsuz düşünenlerin oranını arttırıyor.
Türkiye, Rusya ile Suriye konusundaki meseleleri çözmeye çalışırken bir yandan da Amerika ile ilişkilerinin nasıl olacağını belirlemeye çalışıyor diyen Bıçakçı, toplumun Rusya’ya karşı bir korku içerisinde olduğunu, enerji kesme krizinden sonra Rusya’ya karşı olumsuz düşüncelerin arttığını ancak politik olarak yakınlaşmanın bu olumsuz düşünceleri yavaş yavaş örteceğini ifade etti.
Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı’ya göre, Amerika dünyadaki teknik gelişmelere liderlik eden, bu konuda büyük yatırımlar yapan bir ülke ve eğitim, teknoloji alanında önderliğini koruyor. Amerika, eğitim ve iş imkanları bakımından hala insanları cezbediyor ve Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, insanlarda oluşan göç etme algısı nedeniyle Amerika’ya yerleşmek isteyenlerin oranı %25-30 civarında artmış durumda.
Peki, insanların Amerika’ya göç etme isteğinin altında yatan sebepler neler?
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Salih Bıçakçı, insanların göç etmek istedikleri ülke olarak Amerika’yı seçmelerinin temel sebeplerinden birini, Amerika’nın özgürlükçü temellerine bağlıyor ve ekliyor: “Trump’ın gelmesi ve İslam karşıtı söylemleri, 7 ülkeyle ilgili vize uygulaması insanların biraz tutumunu değiştirecek hissiyatı vermiş olabilir ancak unutulmamalıdır ki Amerika eyalet sistemiyle yönetilen bir ülkedir ve eyaletlerin insanlara verdiği haklar, eğitim hala temelini korumaktadır. Sokaklarda yapılan gösteriler ve insanları korumak için gösterdikleri dövizler, sloganlar tam da bunun göstergesidir. İnsanlar hala çok nitelikli, derinlikli, farklı yaşam biçimlerini savunuyorlar ve demokrasinin kökeninin bu olduğunu söylüyorlar. Bu devam ettiği sürece Amerika’daki okullar, iş imkanları, eğitim düzeyi ve hayat tarzı bence hala yumuşak güç olarak çekim gücünü korumaya devam edecektir. Başka kıyasladığımız örneklerde insanlar bunu göremeyecekler.”
Amerika’nın yeni Başkanı Trump ile yeni dönemde Türkiye-Amerika ilişkilerinin nasıl olacağını değerlendiren Doç. Dr. Bıçakçı, şunları söyledi: “Obama’ya ait önyargılar, beklentiler farklıydı ama Obama döneminde sistemin yaptıkları farklıydı. Trump’ın daha düzenleyici ve daha Türkiye ile işbirliği içinde olacağına dair sinyaller alıyoruz. Türkiye böyle bir beklenti içerisinde… Başkanlık konuşmasına Mevlüt Çavuşoğlu’nun davet edilmesi bile önemli bir şey. Trump’a ait heyetlerin Türkiye’de Genelkurmay Başkanı ve diğer kurumlarla çok siyasi ve çok resmi olmayan konularda uzlaşı noktaları araması da, Türkiye’yi önemli bir aktör olarak gördüklerini gösteriyor.”
Trump’ın, “Suriye konusunda Amerika’nın hareket kabiliyetini değiştirmek istediğine yönelik açıklamalarda bulunması ve Pentagon’dan bütün olasılıkları ortaya döken planları istemesi Türkiye’nin yolunu açabilecek bir gelişme olabilir” diyen Orta Doğu Uzmanı Bıçakçı, Rakka için belki ortak bir operasyonun düşünülebileceğini ancak Amerikan askerinin Türk askeriyle birlikte sahada çalışmasının ne derece mümkün olduğunun bilinmediğini ifade etti. Bıçakçı, “Türkiye, Obama döneminden daha fazla Trump’la işbirliği yapabileceğini öngörüyor veya hayal ediyor,” dedi.