BRÜKSEL —
Avrupa Konseyi’nin önemli üyeleri arasında yer alan Rusya aynı zamanda demokratik standartların uygulanması konusunda en sık eleştirilen ülkeler arasında olmasıyla dikkat çekiyor. Strasbourg’da toplanacak olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde, Rusya hakkında hazırlanan bir rapor eleştirilerin kısa vadede kesilmesinin pek de mümkün olmadığını ortaya koyuyor. “Rusya toplumunun somut reformlara ihtiyacı var” mesajının verildiği raporda oldukça sert eleştirilerin, sayıları az olan olumlu gelişmeleri gölgeler nitelikte olduğunu söylemek mümkün.
Romanya’dan György Frunda ve İsviçre’den Andreas Gross tarafından hazırlanan raporda, Aralık 2011’den bu yana geçirilen ve aralarında seçim barajının yüzde 7’den yüzde 5’e çekilmesinin de yer aldığı bazı kanunlar olumlu gelişme hanesine yazılsa da atılan bazı adımların ve alınan bazı önlemlerin ciddi endişe kaynağı olduğu vurgulanıyor. İnternet üzerinden hakaretin cezalandırılması, “protesto kanunu” olarak da adlandırılan yasada yer alan toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve “yabancı casuslar yasası” diye bilinen sivil toplum örgütleriyle ilgili kanun endişeye neden olan unsurlar arasında gösteriliyor. Bu yasaların Rusya’daki siyasi durumun çelişkilerle dolu olduğunu ve siyasi yetkililerin gerçek niyetlerinin sorgulanması gerektiğini gösterdiğinin vurgulandığı belgede, üyelerine hapis cezası verilen müzik grubu Pussy Riot’ın durumuna da atıf yapılıyor.
Raporda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından “gücün dikeyliğini” güçlendirme amacıyla devreye sokulan reformların çoğulcu demokrasinin düzgün işleyişi açısından vazgeçilmez olan kontrol ve denge sistemini görmezden geldiği eleştirisine yer veriliyor. Putin’e sistemi otoriter hale getirmek yerine demokratikleştirme çağrısında bulunulması talebi de belgenin vurguları arasında yer alıyor.
Rusya’nın demokratik geleceği açısından önümüzdeki ayların kritik öneme sahip olacağının altının çizildiği raporda, Rus yöneticilerin ülkenin demokratik gelişimine yönelik taahhütlerini konfirme etmeleri talebinde bulunuluyor. Belgede, hakaret, enformasyon ve toplanma konusunda çıkarılan son yasaların değiştirilmesi, böylelikle kamuoyunu, ifade ve basın özgürlüğünü, sivil katılımı baskı altına alma amacıyla kötü niyetle kullanılmalarının önüne geçilmesi isteniyor. Sosyal iletişim ağlarının yersiz kontrolü, filtreleme ve muhalif sitelere yönelik siber saldırılardan vazgeçilmesi de raportörlerin talepleri arasında yer alıyor.
Raporda, ulusal ve uluslararası alanda son derece saygın olan bazı sivil toplum örgütlerinin “dışarıdan emir aldıkları ve yabancıların çıkarlarına hizmet ettikleri” gerekçesiyle kamuoyu önünde temelden yoksun olarak suçlanması uygulamasına son verilmesi çağrısı da yer alıyor.
Türkiye’yle birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “en iyi müşterileri” arasında yer alan Rusya’dan, yargı reformunu Avrupa Konseyi standartlarına tam uyum içinde sürdürmesinin ve “Strasbourg Mahkemesi” kararlarının gereğini yerine getirmesinin istendiği rapor, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde salı günü ele alınacak.
Romanya’dan György Frunda ve İsviçre’den Andreas Gross tarafından hazırlanan raporda, Aralık 2011’den bu yana geçirilen ve aralarında seçim barajının yüzde 7’den yüzde 5’e çekilmesinin de yer aldığı bazı kanunlar olumlu gelişme hanesine yazılsa da atılan bazı adımların ve alınan bazı önlemlerin ciddi endişe kaynağı olduğu vurgulanıyor. İnternet üzerinden hakaretin cezalandırılması, “protesto kanunu” olarak da adlandırılan yasada yer alan toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve “yabancı casuslar yasası” diye bilinen sivil toplum örgütleriyle ilgili kanun endişeye neden olan unsurlar arasında gösteriliyor. Bu yasaların Rusya’daki siyasi durumun çelişkilerle dolu olduğunu ve siyasi yetkililerin gerçek niyetlerinin sorgulanması gerektiğini gösterdiğinin vurgulandığı belgede, üyelerine hapis cezası verilen müzik grubu Pussy Riot’ın durumuna da atıf yapılıyor.
Raporda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından “gücün dikeyliğini” güçlendirme amacıyla devreye sokulan reformların çoğulcu demokrasinin düzgün işleyişi açısından vazgeçilmez olan kontrol ve denge sistemini görmezden geldiği eleştirisine yer veriliyor. Putin’e sistemi otoriter hale getirmek yerine demokratikleştirme çağrısında bulunulması talebi de belgenin vurguları arasında yer alıyor.
Rusya’nın demokratik geleceği açısından önümüzdeki ayların kritik öneme sahip olacağının altının çizildiği raporda, Rus yöneticilerin ülkenin demokratik gelişimine yönelik taahhütlerini konfirme etmeleri talebinde bulunuluyor. Belgede, hakaret, enformasyon ve toplanma konusunda çıkarılan son yasaların değiştirilmesi, böylelikle kamuoyunu, ifade ve basın özgürlüğünü, sivil katılımı baskı altına alma amacıyla kötü niyetle kullanılmalarının önüne geçilmesi isteniyor. Sosyal iletişim ağlarının yersiz kontrolü, filtreleme ve muhalif sitelere yönelik siber saldırılardan vazgeçilmesi de raportörlerin talepleri arasında yer alıyor.
Raporda, ulusal ve uluslararası alanda son derece saygın olan bazı sivil toplum örgütlerinin “dışarıdan emir aldıkları ve yabancıların çıkarlarına hizmet ettikleri” gerekçesiyle kamuoyu önünde temelden yoksun olarak suçlanması uygulamasına son verilmesi çağrısı da yer alıyor.
Türkiye’yle birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “en iyi müşterileri” arasında yer alan Rusya’dan, yargı reformunu Avrupa Konseyi standartlarına tam uyum içinde sürdürmesinin ve “Strasbourg Mahkemesi” kararlarının gereğini yerine getirmesinin istendiği rapor, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde salı günü ele alınacak.