21 Eylül’de başlayacak Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulu’nun üst düzey toplantılarına katılmak için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yoğun diplomasi trafiği hız kesmeden sürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sabah ABD'deki Müslüman toplumunun önde gelen temsilcilerini kabul etti. Erdoğan, daha sonra yeni Türkevi binasının açılışına katıldı. Yeni Türkevi binasının resmen hizmete girmesinin ardından Erdoğan’ın ilk konuğu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres oldu.
Erdoğan ile Guterres'in görüşmesine, Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu da katıldı.
Görüşmede çeşitli bölgesel ve küresel konular ve mültecilerin durumunun konuşulduğu belirtildi. BM Genel Sekreteri Guterres, yeni açılan Türkevi binasının ilk resmi konuğu oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 75. Genel Kurul Başkanlığı görev süresini tamamlayan Volkan Bozkır'la görüştü. Erdoğan daha sonra TÜRKEN Vakfı yöneticileri ve öğrencileri kabul etti.
Erdoğan, New York’ta ikili temasları kapsamında Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile görüştü. Görüşme Türkevi'nde gerçekleşti. Görüşmeye eski Başbakan ve AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katıldı.
Türkevi’ndeki ilk kültürel etkinliğe Emine Erdoğan da katıldı
Yeni açılan Türkevi’nde ilk kültürel etkinlik de düzenlendi.Emine Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ABD’ye göç hikayelerinin anlatıldığı "Osmanlı’nın Amerika’sı” adlı belgesel filmin ABD’de düzenlenen etkinliğine katıldı.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile Bay Atlantic Üniversitesi (BAU) ve Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nin (MEDAM) işbirliği ile gerçekleştirilen tanıtımda konuşan Emine Erdoğan, “Osmanlı’nın Amerika’sı” belgeselinin Amerika’daki Türk tarihini aydınlattığı gibi, tarih bilimine de büyük bir katkı sunduğunu belirterek, “Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi ve Rum göçmenler, bu yola beraber çıkmış ve Amerika’da da bir arada kalmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlülüğünü, bu göç serüveninde de görüyoruz. Memleketteki dostluk ve komşuluk ilişkilerini buraya taşımışlardır. Endüstrileşme sürecinde, emekleriyle, alın terleriyle yer almışlardır” diye konuştu.
