Ekolojik dönüşüm için gerekli zengin minerallere ve doğal kaynaklara sahip Latin Amerika’da yeşil ekonomiye geçiş, iklim değişikliğiyle mücadelenin yanı sıra sürdürülebilir bir kalkınmada anahtar rol oynayabilir.
Küresel sera gazı salınımının sadece yüzde 8,1’inden sorumlu olduğu halde iklim değişikliğinden en çok etkilenen 50 ülkeden 13’ü Latin Amerika ve Karayipler’de bulunuyor.
Kuraklık, kasırgalar, sel felaketleri, toprak kaymaları, tarımsal verimliliğin düşmesi ve kuraklığa bağlı hastalıklar gibi iklim değişikliğinin yol açtığı olumsuzlukların etkisinin her geçen gün daha fazla hissedildiği Latin Amerika’da, 2050 yılına kadar yaklaşık 17 milyon kişinin küresel ısınmadan dolayı göç etmek zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan “Latin Amerika Ekonomik Görünümü - Yeşil ve adil bir geçişe doğru” adlı rapora göre küresel ısınmanın 2050 yılında 2,5 dereceye ulaşmasının bölge için maliyeti gayrı safi yurt içi hasılanın yüzde 1,5 ila 5’ini bulabilir.
Raporda dünyadaki lityum rezervinin yüzde 61’ini, bakırın yüzde 39'unu, nikelin yüzde 32’sini barındıran Latin Amerika’nın ekolojik dönüşüm ve yenilenebilir enerjiye geçiş için ciddi olanaklar sunduğunun altı çiziliyor.
Rapora göre dünyada enerji ihtiyacının yalnızca yüzde 13’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilirken bu oran Latin Amerika’da yüzde 33’e tekabül ediyor.
Uzmanlar Latin Amerika’nın yağmur ormanlarından çöllere, fırtına vadilerinden zengin su kaynaklarına kadar güneş, rüzgar, hidro ve jeotermal potansiyeline sahip olduğunu kaydediyor.
Dönüşüm ekonomik katkı sağlayabilir
Bölgede yeşil ekonomiye geçiş için gerekli yatırımların yapılmasının aynı zamanda mevcut sosyoekonomik sorunların çözümüne de katkıda bulunabileceği, örneğin bölgede yeşil ekonomiye geçiş halinde 2030 yılındaki istihdamın yüzde 10,5 artabileceğine dikkat çekiliyor.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne (OCHA) göre, 2014 yılından bu yana bölgede daha az yağmur yağıyor ve El Nino fenomeni nedeniyle kuraklık yaşanıyor. Ayrıca 3,5 milyon insan, mahsullerinin kaybı nedeniyle gıda güvensizliği koşullarında yaşıyor.
Bugün 200 milyondan fazla kişinin yoksulluk koşullarında yaşadığı bölgede yeşil ekonomiye geçiş, hem iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarını azaltmak hem de bölgedeki sosyoekonomik sorunların çözümü için önem taşıyor.
