BRÜKSEL —
Türkiye’nin Suriye kaynaklı top atışına aynı şekilde karşılık vermesinin ardından Ankara’nın talebi üzerine NATO’nun karar organı Kuzey Atlantik Konseyi toplandı. Daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantı, Türkiye'nin daha önce Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesinin ardından aktive ettiği 4. madde kapsamında gerçekleştirildi.
NATO’nun kurucu belgesi olan Washington Antlaşması’nın 4. maddesi, üye ülkelerden herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiği görüşüne sahip olması halinde tüm üyelerin danışmalarda bulunmasına olanak veriyor. Toplantı talebini NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’e bizzat Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu iletti.
Türkiye’nin talebi üzerine apar topar bir araya gelen NATO Daimi Temsilcileri, yaklaşık 50 dakika süren bir toplantının ardından, 26 Haziran’da yine aynı madde ışığında yapılan toplantı sonrasında yaptığı açıklamaya çok benzeyen ancak tonu daha sert olan bir açıklama yaptı.
Ankara tarafından kaleme alınarak üye ülkelerin onayına sunulan ve kabul edilen metinde, “NATO'nun güneydoğu sınırına yapılan saldırı açık bir uluslararası hukuk ihlali” olarak değerlendirilip şiddetle kınandı. Güvenliğin bölünmezliği ve dayanışma ruhu bağlamında Türkiye'nin yanında olduğu mesajını veren NATO, Suriye'den müttefikine yönelik saldırgan eylemlerini derhal durdurmasını ve aleni uluslararası hukuk ihlallerine son vermesini istedi.
NATO toplantısında, dayanışma ilkesi olan ve bir üye ülkeye yapılan bir saldırının tüm müttefiklere yapılmış sayılması prensibine dayanan 5. madde gündeme gelmedi. Bunun nedeni ise Türkiye'nin bu yönde bir talebi olmamasıydı.
Türkiye sınırında yaşanan sıcak gelişmelere karşın NATO’nun Suriye pozisyonunda herhangi bir değişiklik yok. NATO şu aşamada askeri müdahale seçeneğini uygulamaya sokulabilir opsiyonlar arasında görmüyor. Bunun temelinde de kararların oybirliğiyle alındığı NATO’da, üye ülkeler arasında askeri müdahale konusunda derin görüş ayrılıkları bulunması yer alıyor. Suriye konusunun 9-10 Ekim’de Brüksel’de yapılacak savunma bakanları toplantısında da gündeme gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.
NATO’nun kurucu belgesi olan Washington Antlaşması’nın 4. maddesi, üye ülkelerden herhangi birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiği görüşüne sahip olması halinde tüm üyelerin danışmalarda bulunmasına olanak veriyor. Toplantı talebini NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’e bizzat Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu iletti.
Türkiye’nin talebi üzerine apar topar bir araya gelen NATO Daimi Temsilcileri, yaklaşık 50 dakika süren bir toplantının ardından, 26 Haziran’da yine aynı madde ışığında yapılan toplantı sonrasında yaptığı açıklamaya çok benzeyen ancak tonu daha sert olan bir açıklama yaptı.
Ankara tarafından kaleme alınarak üye ülkelerin onayına sunulan ve kabul edilen metinde, “NATO'nun güneydoğu sınırına yapılan saldırı açık bir uluslararası hukuk ihlali” olarak değerlendirilip şiddetle kınandı. Güvenliğin bölünmezliği ve dayanışma ruhu bağlamında Türkiye'nin yanında olduğu mesajını veren NATO, Suriye'den müttefikine yönelik saldırgan eylemlerini derhal durdurmasını ve aleni uluslararası hukuk ihlallerine son vermesini istedi.
NATO toplantısında, dayanışma ilkesi olan ve bir üye ülkeye yapılan bir saldırının tüm müttefiklere yapılmış sayılması prensibine dayanan 5. madde gündeme gelmedi. Bunun nedeni ise Türkiye'nin bu yönde bir talebi olmamasıydı.
Türkiye sınırında yaşanan sıcak gelişmelere karşın NATO’nun Suriye pozisyonunda herhangi bir değişiklik yok. NATO şu aşamada askeri müdahale seçeneğini uygulamaya sokulabilir opsiyonlar arasında görmüyor. Bunun temelinde de kararların oybirliğiyle alındığı NATO’da, üye ülkeler arasında askeri müdahale konusunda derin görüş ayrılıkları bulunması yer alıyor. Suriye konusunun 9-10 Ekim’de Brüksel’de yapılacak savunma bakanları toplantısında da gündeme gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.