BRÜKSEL —
Türkiye’nin Suriye’den gelen ve can kaybına yol açan top mermisine askeri misillemede bulunmasıyla gelişen süreçte gerilim giderek tırmanırken NATO’dan destek mesajları gelmeye devam ediyor. Her ne kadar konu Brüksel’de bir araya gelen NATO savunma bakanlarının resmi gündeminde olmasa ve bu konu masaya yatırılmasa da Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen, İttifak’ın Ankara’nın yanında olduğu mesajını yineledi. Rasmussen yaptığı açıklamada, “Türkiye uluslararası hukuka göre kesinlikle kendini savunma hakkına sahip. Türkiye, NATO dayanışmasına güvenebilir. Gerekirse Türkiye’yi korumak ve savunmak için bütün planlar mevcut. Ancak umarım bunlara gerek kalmaz. Umarım tüm taraflar itidalli davranır ve krizi tırmandırmaktan kaçınır” ifadelerini kullandı.
Rasmussen’in açıklamasında dikkat çeken ana unsuru “planlar hazır” mesajı oluştursa da bu ne Genel Sekreter’in konuya ilk değinişi ne de son gelişmeler ışığında hazırlanmış yeni bir plan söz konusu. Bir savunma ittifakı olarak NATO, üyelerinin olası tehditlere karşı korunması amacıyla askeri nitelikli planları sürekli hazır tutuyor. Suriye konusunda bahsedilen planları da bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’nin güvenliğinin hangi yöntemlerle artırılabileceği, olası bir askeri karşılıkta izlenecek yöntemler ve devreye sokulması öngörülen askeri unsurların değerlendirildiği bu planlar ihtiyati tedbir amacı taşıyor. NATO’nun askeri kanadı tarafından belli tehdit algılamaları dikkate alınarak hazırlanan bu planlar, tehdidin gelişimine paralel olarak zaman zaman güncel hale getiriliyor. Toplantı sonrasında basının karşısına çıkan Rasmussen, planlarla ilgili ısrarlı sorulara muhatap oldu. Genel Sekreter, NATO’nun bu tür planlar hazırlamasının normal olduğunu ancak “bilinen nedenlerden dolayı” detaya girmeyeceğini söyledi.
Rasmussen’in “plan konusuna” değinmesinde, Türk kamuoyunda “NATO, Türkiye’ye yeterince destek olmuyor” söyleminin yüksek olmasının, Ankara’nın Suriye’ye yönelik baskının artırılmasını istemesinin ve ABD başkanlık seçimi adaylarından Mitt Romney’in, “Müttefikimiz saldırıya uğradı” ifadelerini kullanmasının etkili olduğunu söylemek mümkün. İhtiyati tedbir amaçlı planlar hazır olsa da NATO’nun Suriye olayına bakışında en ufak bir değişiklik yok. Askeri müdahale, NATO’nun duymak bile istemediği opsiyon olmayı sürdürüyor.
NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ilk günün öncelikli gündem maddelerinden birini giderek kötüleşen ekonomik ortamda güvenliğin nasıl sağlanacağı oluşturdu. Üye ülkelerin savunma harcamalarında sürekli kesintiye gitmeleri bu konuyu NATO açısından en zorlu başlıklardan biri haline getiriyor. Rasmussen toplantı sonrasında yaptığı açıklamada “Akıllı harcama yapmamız hatta yeterli harcama yapmamız gerekiyor” dedi. Çoğu ülkenin önceliğinin bütçeyi kontrol altında tutmak olduğunun farkında olduğunu ve bunu anlaşılabilir bulduğunu söyleyen Rasmussen, “Güvenlik refahın temelidir. Aynı zamanda istikrarlı bir geleceğin tek temelidir” mesajını vermeyi ihmal etmedi.
Rasmussen’in açıklamasında dikkat çeken ana unsuru “planlar hazır” mesajı oluştursa da bu ne Genel Sekreter’in konuya ilk değinişi ne de son gelişmeler ışığında hazırlanmış yeni bir plan söz konusu. Bir savunma ittifakı olarak NATO, üyelerinin olası tehditlere karşı korunması amacıyla askeri nitelikli planları sürekli hazır tutuyor. Suriye konusunda bahsedilen planları da bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Türkiye’nin güvenliğinin hangi yöntemlerle artırılabileceği, olası bir askeri karşılıkta izlenecek yöntemler ve devreye sokulması öngörülen askeri unsurların değerlendirildiği bu planlar ihtiyati tedbir amacı taşıyor. NATO’nun askeri kanadı tarafından belli tehdit algılamaları dikkate alınarak hazırlanan bu planlar, tehdidin gelişimine paralel olarak zaman zaman güncel hale getiriliyor. Toplantı sonrasında basının karşısına çıkan Rasmussen, planlarla ilgili ısrarlı sorulara muhatap oldu. Genel Sekreter, NATO’nun bu tür planlar hazırlamasının normal olduğunu ancak “bilinen nedenlerden dolayı” detaya girmeyeceğini söyledi.
Rasmussen’in “plan konusuna” değinmesinde, Türk kamuoyunda “NATO, Türkiye’ye yeterince destek olmuyor” söyleminin yüksek olmasının, Ankara’nın Suriye’ye yönelik baskının artırılmasını istemesinin ve ABD başkanlık seçimi adaylarından Mitt Romney’in, “Müttefikimiz saldırıya uğradı” ifadelerini kullanmasının etkili olduğunu söylemek mümkün. İhtiyati tedbir amaçlı planlar hazır olsa da NATO’nun Suriye olayına bakışında en ufak bir değişiklik yok. Askeri müdahale, NATO’nun duymak bile istemediği opsiyon olmayı sürdürüyor.
NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ilk günün öncelikli gündem maddelerinden birini giderek kötüleşen ekonomik ortamda güvenliğin nasıl sağlanacağı oluşturdu. Üye ülkelerin savunma harcamalarında sürekli kesintiye gitmeleri bu konuyu NATO açısından en zorlu başlıklardan biri haline getiriyor. Rasmussen toplantı sonrasında yaptığı açıklamada “Akıllı harcama yapmamız hatta yeterli harcama yapmamız gerekiyor” dedi. Çoğu ülkenin önceliğinin bütçeyi kontrol altında tutmak olduğunun farkında olduğunu ve bunu anlaşılabilir bulduğunu söyleyen Rasmussen, “Güvenlik refahın temelidir. Aynı zamanda istikrarlı bir geleceğin tek temelidir” mesajını vermeyi ihmal etmedi.