Erişilebilirlik

Üç Parti Brüksel'de Buluştu


İç siyasette sürekli birbirini eleştiren AKP, CHP ve BDP milletvekillerini ortak paydada buluşturan konular arasında AB üyeliği öne çıkıyor.
İç siyasette sürekli birbirini eleştiren AKP, CHP ve BDP milletvekillerini ortak paydada buluşturan konular arasında AB üyeliği öne çıkıyor.

European Policy Center ve TUSKON tarafından Brüksel'de düzenlenen konferansta TBMM'de sıkça birbirini eleştiren AKP, CHP ve BDP milletvekilleri AB sürecinin geleceğini masaya yatırdı

Avrupa Politika Merkezi (EPC) ile TUSKON tarafından düzenlenen ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceğinin masaya yatırıldığı konferans alışılmışın dışında mesajların verildiği boyutuyla dikkat çekti. AKP milletvekilinin BDP’ye, BDP milletvekilinin hükümete teşekkür ettiği, CHP milletvekilinin partisiyle ilgili eleştiri yaptığı toplantıda Avrupa Birliği üyeliği ve yeni bir anayasanın gerekliliği üç partinin buluştuğu ortak paydaları oluşturdu.

AKP Siirt milletvekili ve Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Afif Demirkıran, süreç tıkansa da başlıklar açılmasa da Türkiye’nin, benimsediği ilkeler ışığında gerekirse “Avrupa Birliği’ne endekslenmeden Avrupa Birliği sürecinde ilerlemeyi sürdüreceğini” söyledi. Demirkıran’ın en ilginç yorumu ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı Şangay çıkışıyla ilgili olanıydı. Başbakan’ın “Ey Avrupa, ben reformları uyguluyorum, Avrupa Birliği’ne üye olmak için kendimi ortaya koymuşum ama sen de küçücük bir Kıbrıs’ın seni esir almasına izin verme. Bırak onu müzakereyi yapalım, sonra gelip bakarız ne yapacağımıza” dediğini söyleyen Demirkıran, “Şangay çıkışının arkasında da mı Kıbrıs meselesi var?” yönündeki soruyu, “Şangay’ın da arkasında Kıbrıs var. Her şeyin arkasında Kıbrıs var” şeklinde yanıtladı.

CHP İstanbul milletvekili Faik Tunay da Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinin Kürt sorununa benzediğini belirterek, “Çok tanım var, uzlaşı yok, anlaşma yok. İki sorunu da çözmek imkansız değil ama çok zor” dedi. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı samimi olmadığını, darbelerin Türkiye’yi Avrupa Birliği’nden ve demokrasiden uzaklaştırdığının altını çizen Tunay, yeni bir anayasanın gerekli olduğunu söyledi. Yeni anayasanın tam demokratik, özgürlükçü ve sivil olması gerektiğinin de altını çizen Tunay, “Biz Türk vatandaşları ordumuza çok düşkünüzdür, onunla gurur duyar onu çok severiz ancak kışlanın içerisinde durduğu sürece” diyerek askeri bir daha hiçbir zaman politikada görmek istemediklerinin altını çizdi.

CHP’deki son gelişmeleri de değerlendiren Tunay, “Tepedeki değişim tabana sirayet etmedi. Tabandakiler ısrarla eski siyaseti savunuyorlar, ısrarla hala millete rağmen siyaseti savunuyorlar. Dar kalıplara sıkıştırmamak lazım bu işleri. CHP’deki ana problem şu an Kemal Bey’in ve üst yönetimin yapmak istediği değişime birilerinin direnç göstermesi ve maalesef o direnç gösterenlerin de sesinin daha gür çıkması. Ben yine de özeleştiriyi kendimize yapıyorum biz demek ki vatandaşa bazı şeyleri doğru anlatamıyoruz ve eksik uygulamalar yapıyoruz. Milletin de teveccühünü kazanamadık ki bugünkü tablo ortada. Önce kendimiz eleştirmek gerekiyor” diye konuştu.

BDP Van milletvekili Nazmi Gür ise Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini umutsuz bir aşka benzeterek, “Sevgililer ne zaman kavuşacak onu bilemeyiz ama bizim başbakanımız şimdi yeni arayışlarda, yeni sevdalarda. Şangay Beşlisi konusunu belki de Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını göstermek için mesaj vermek niyetiyle dile getirdi ama nihayetinde böyle bir durum da var maalesef” dedi. Gür partisinin Avrupa Birliği sürecine desteğinin önkoşulsuz olduğunu kaydederek, “Hükümetin rengi ne olursa olsun bu konuda atılan adımlara destek veririz” ifadelerini kullandı.

Demirkıran’ın, Paris’te öldürülen 3 PKK’lının cenazesiyle ilgili olarak Diyarbakır’0da sağduyunun hakim gelmesi nedeniyle BDP’ye teşekkür etmesi Gür’ün de bu konuda takındığı tavır ve “sergilediği insani davranış” nedeniyle hükümete teşekkür etmesi panelin dikkat çeken anları arasında yer aldı.
XS
SM
MD
LG