Columbia Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim görevlisi Seyhan Erden, “Faizi düşürüp, üretimi arttırıp kur avantajı sayesinde ihracatı arttırmak gibi bir politika uygulanıyor. İhracat artarsa cari açığın kapatılması umuluyor” dedi, ancak bu modelin Çin’de uygulandığını belirterek, yol kazası olasılığının yüksek olduğunu kaydetti.
Türk ekonomisinin son durumunu VOA Türkçe’ye değerlendiren Seyhan Erden, ”Bu aslında teoride olan ve bazı gelişmiş ülkelerde kullanılan bir modeldir. Özellikle ekonomi durgun olduğu zaman faizi düşürmek çok bilinen bir yöntemdir. Fakat Türkiye’de bazı farklılıklar var; mesela faizin düşmesi Türk lirasını dolara karşı çok dezavantajlı bir yere getiriyor. Bunun ihracatı arttırıp cari açığı kapaması için, dolara geçişkenliğin düşük olması lazım ama durum öyle değil. Banka mevduatlarının büyük bölümü döviz hesabında. Ayrıca ihraç edilecek ürünlerin yüzde 60’ı ara madde ve hammadde olarak ithal ediliyor. Yani ihracatçı firmaların borçları dövize endeksli, bu durum bir dezavantaj getiriyor. Ayrıca halka olan iç borcun da yüzde 60’ı dövize endeksli. Onun için ‘faizi düşürelim ihracatı arttıralım’ düşüncesinin orta gelirli bir ülkenin işine yarayacağından şüpheliyim. Dolara geçişkenliğin yüksek olması, mevduat hesaplarının yüzde 62’sinin döviz hesabı olması, bizi Çin’den çok farklı bir ekonomik ortama koyuyor” dedi.
“Turizm gelirleri artabilir”
Türkiye’nin dış finansmana ihtiyacı olduğunu belirten Erden, ”Şimdi Katar’dan söz alındı ama borca göre çok az bir miktar. Yol kazası çıkma ihtimali yüksek. Hep beraber bakıp göreceğiz bu model işleyecek mi diye. Döviz yükseldikçe turistler için ucuz bir ülke oluyoruz. Bu da turizm gelirlerini artabilir. Turizm gelirlerinin artısı ekonominin genelini ne derecede etkileyecek göreceğiz. Tabi gelecek turiste de bağlı. Fakir turist mi gelecek zengin turist mi? Sadece turistin gelip kalması yeterli olmuyor. Satın alması gerek’’ diye konuştu.
Erden, Çin modeli konusunda ”Üretimi arttırıp, kur avantajı sayesinde ihracatı arttırarak, cari açığı kapatıp, dövizi düşürmek istiyorlar. Gayrisafi milli hasılayı yükseltmek istiyorlar. Ancak Türkiye’de Çin’e benzemeyen birçok durum var. İlk başta dolara geçişkenlik çok yüksek, üretimin ara ve hammaddesi dolara bağlı, faizler düştükçe ülkeye sermaye girişi azalıyor ve sermaye çıkışı artıyor, bu da döviz kuru ve enflasyonu arttırıyor” ifadelerini kullandı.
Geçen hafta Türkiye’de olan Erden, oradaki gözlemlerini de, “İnsanlar fakirleştiklerini düşünüyorlar ve haklılar da. Eğer dolara bağlı bir geliriniz yoksa hele bir de emekli, memur gibi sabit bir geliriniz varsa durum zor. Gerçekten çok üzücü zor durumdalar” sözleriyle aktardı.